Atık Sektörünü Bir Araya Getiren IWES 2012'de Gündemin Birçok Konusu Derinlemesine İrdelendi
Sektörel Fuarcılık’ın düzenlediği IWES 2012- 4. Atık Teknolojileri Sempozyumu ve Sergisi, 15-16 Kasım’da İstanbul WOW Convention Center’de atık sektörünü bir araya getirdi. IWES 2012’de; belediyelerde çevre ve atık yönetim sistemi ve uygulamaları, atık su yönetimi – arıtma çamurları, Türkiye atık sektörünün sorunları ve çözüm önerileri, özel atıkların yönetimi, atıktan enerji üretimi ve uygulamaları, atık yönetimi, kentsel dönüşüm sürecinde geri kazanım ve atık yönetimi, atık sektörü mevzuatı ve finansman mekanizmaları, geri kazanım ve geri dönüşüm teknolojileri, biyoteknolojiler – kompostlaştırma / tarım ve hayvancılık sektörü atıkları, atık ve çevre elektrik ve elektronik atıkların yönetimi konu başlıkları ele alındı. IWES 2012 açılış töreninde TBMM Çevre Komisyonu Başkanı - IWES Sempozyum Başkanı Erol Kaya, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Murat Ersin Şahin ve Sektörel Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Bulak birer konuşma yaptı. “2023 Yılına Kadar Yapılacak Yatırımlarda, 33 Milyar Euro Atıklarla İlgilidir” TBMM Çevre Komisyonu Başkanı - IWES Sempozyum Başkanı Erol Kaya, Türkiye’nin katı atık sorununun yüzde 76’lık bölümünün çözümlendiğini, İstanbul da ise atık sorununun yüzde 90’ının giderildiğini söyledi. Çevre meselesini bir zorunluluk ve külfet olarak değil, insan olarak toplum olarak varlığımızın ve bekamızın önemli bir parçası olarak görmemiz gerektiğine dikkat çeken Kaya: “Avrupa Birliği çevre faslının yaklaşık yüzde 90’lık bölümünü tamamlamış durumdayız. Mali boyutuna baktığımızda ise hükümetimizin takdire şayan adımlar attığını görüyoruz. 58 milyar Euro’luk çevre faslı ile ilgili 2023 yılına kadar gereken yatırımlarda, 33 milyar Euro’luk bölüm atıklarla ilgidir. Her yıl artarak devam eden, 2011 yılında gerçekleşen rakamı ifade edersek merkezi hükümetin ve yerel yönetimlerin 4 milyar 206 milyon TL’lik çevre yatırımı bulunuyor. Çevreye karşı inanılmaz bir hassasiyet var; yatırımlarla, ıslahla ilgili güzel işler yapılıyor. Yatırımların sonuçlarına bakıldığında, çöplerin patladığı bir Türkiye’den, sorunun yüzde 60’lara yakın çözüldüğü, yaşadığımız şehirde ise yüzde 90’lara, hatta yüzde 100’lere yakın çözüldüğünü görüyoruz’’ şeklinde konuştu. “Arıtma Tesislerine 10 Yılda 694 Milyon TL Hibe Verildi“ Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Murat Ersin Şahin ise konuşmasında, içinde bulunduğumuz yüzyılda ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin, ülkede harcanan enerji miktarı, üretilen atık ve atık su miktarı ile doğru orantılı olduğunu, oluşan atıkları bertaraf edebilme imkan ve kabiliyetleri ile ölçüldüğünü ifade etti. Şahin, son 10 yılda yürütülen çalışmalar sonucunda atık suların arıtılması ve bertarafı kapsamında 2002 yılında 145 adet atık su arıtma tesisi ile ülke nüfusunun yüzde 35’ine hizmet verilirken, 2012 yılında 412 atık su arıtma tesisi sayısı ile ülke nüfusunun yüzde 72’sine hizmet verilmeye başlandığını belirtti. 2017 sonuna kadar bu oranın en az yüzde 80’e çıkarılmasının hedeflendiğini ifade eden Şahin, sözlerine şöyle devam etti: “Bugüne kadar atık su arıtma tesisi yönetimlerini teşvik etmek amacıyla atık su arıtma tesislerine ait enerji giderlerinin yüzde 50’si bakanlığımız tarafından işletme sahiplerine geri ödenmektedir. 2011 yılında Teşvik Yönetmeliği kapsamında 172 tesise 22.8 milyon TL, 2012 yılı itibariyle 212 tesise 26.6 milyon TL ödeme yapılmıştır. Belediyelere altyapı tesislerini inşa etmeleri için teknik ve mali destekler verilmekte olup, bakanlığımızca 2002 yılından bugüne kadar yaklaşık 694 milyon TL hibe finansman desteğinin dağıtımı gerçekleştirilmiştir. Ayrıca yurt genelinde katı atıkların bertarafı ve düzenli depolama tesislerinin kurulması amacıyla 2005 yılından bugüne kadar 134.4 milyon TL finansman yardımı yapılmıştır. Bu yardımlar devam etmektedir”. Şahin, ayrıca entegre katı atık bertaraf tesisleri kurulma çalışmalarının 2003 yılı itibariyle başladığını ve 2012 yılı üçüncü çeyrek itibariyle 68 tesisle 879 belediyede 44 milyon nüfusa hizmet verildiğini ve 21 tesisin ise inşaat halinde olduğunu söyledi. Şahin bakanlığın hedefinin ise 2023 yılında Türkiye’deki belediye nüfuslarının tamamına hizmet vermek olduğunu kaydetti. “Geri Dönüşümün Nihai Yok Etme Olmadığı Anlaşılmalıdır” Sektörel Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Bulak yaptığı açılış konuşmasında, IWES 2012 ile ülkemizin atık sorunlarına çözümler üretileceği, sektör adına faydalı işbirliklerinin gerçekleştirileceği bir ortam yarattıklarını belirterek şunları ifade etti: “Çağdaş şehirler, toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilecek atık yönetimi sistemlerine geçmişlerdir. Ülkemiz de Avrupa Birliği uyum süreci içersinde AB çevre standartlarına geçmek ve Kyoto Protokolü’nün gereklerini yerine getirebilmek adına bir dizi düzenleme ve yenilik çalışmalarına başlamıştır. AB’nin mali ve teknik desteği ile bu alanda çeşitli projeler yürütülerek önemli mesafeler kaydedilmiştir. Atık sektörüne ivme kazandıran bu yöndeki çalışmalar istikrarlı bir şekilde sürdürülmektedir. Hurdaların atık olmadığı, geri dönüşümün de nihai yok etme olmadığı anlaşılmalıdır. Toplanması, taşınması ve bertaraf edilmesi ekonomik anlamda büyük yük olan ve toplum sağlığı açısından tehdit oluşturan atıklar; aynı zamanda, uygun şekilde değerlendirilemediği takdirde kaybolan büyük bir ekonomik değerdir. Gelişmiş ülke uygulamalarına bakıldığında, atıkların yüzde 60-70 oranındaki kısmının geri dönüştürülerek ekonomiye kazandırıldığı görülmektedir. Ülkemizde üretilen atıkların da yarısından fazlası geri kazanılabilir özelliklere sahip olup, çevresel ve ekonomik bir problem olmaktan çıkarılarak, bir değere dönüştürülebilecek niteliktedir. Türkiye’nin çevre ve atık yönetimi konularında ihtiyaç duyduğu projeleri yerli ve uluslararası yatırımcı, sanayici, akademisyen, finans kurumları, bakanlık, yerel yönetimler ve ilgili birimler bir araya gelerek gerçekleştirmek zorundadır. ” dedi. Açılış konuşmaları sonrasında IWES 2012 – 4. Atık Teknolojileri Sempozyumu ve Sergisi’nin açılış kurdelası kesilerek TBMM Çevre Komisyonu Başkanı - IWES Sempozyum Başkanı Erol Kaya, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Murat Ersin Şahin ve İzaydaş Genel Müdürü Muhammet Saraç’a plaket takdim edildi. Açılış ve plaket töreni ardından sergi gezisi, oturum ve panellere geçildi.
Belediyelerde Çevre ve Atık Yönetimi Sistemi ve Uygulamaları Paneli Oturum başkanlığını TBMM Çevre Komisyonu Başkanı - IWES Sempozyum Başkanı Erol Kaya’nın yaptığı, Belediyelerde Çevre ve Atık Yönetimi Sistemi ve Uygulamaları başlıklı IWES 2012’nin ilk panelinde Denizli, Gebze, Bakü / Nasimi ve Makedonya / Gostivar belediyeleri tarafından gerçekleştirilen atık yönetimi projeleri masaya yatırıldı. Panele, Bakü Nasimi Büyükşehir Belediye Başkanı Asif Gurbanov, Makedonya / Gostivar Belediye Başkan Yardımcısı Gzim Hacı Eyüp, Denizli Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Gökoğlan ve Gebze Belediye Başkan Yardımcısı Nilay Ayran katıldı.
“Hepimizin Aradığı ‘Yaşadığım şehir ne kadar temiz?’ Sorusunun Cevabıdır” Şehirlerimizi daha iyi bir noktaya taşımak, imarını daha güçlü hale getirmek ve dünya ile rekabet edebilir bir seviyeye ulaştırmak için temelde bazı hususları öne çekmek gerektiğini vurgulayan TBMM Çevre Komisyonu Başkanı - IWES Sempozyum Başkanı Erol Kaya, konuşmasında şunları ifade etti: “Yaşanabilir bir şehirden bahsediyorsak, şehirleri Paris, Roma, İstanbul diye isim olarak sorgulamaktan önce, şehrin altyapısını ve donanımlarını gözden geçiririz. Bu donanımları bazı başlıklar altında toplamak mümkündür. Fiziki olarak bu şehrin kalkınmışlığı, yani altyapı yeterliliği, sosyal ve kültürel hayat ile ilgili düzeyi, ekonomik olarak şehirin bulunduğu bölgede hangi boyutlar ile temsil edildiğini ve son olarak da demokratik katılım kanallarının açık olup olmadığını sorgularız. Genelde hepimizin aradığı ‘Yaşadığım şehir ne kadar temiz?’ sorusunun cevabıdır”. “Her Ay Evlere 2 Buçuk Milyon Katı Atık Ayrıştırma Poşetleri Dağıtıyoruz” Denizli Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Gökoğlan yaptığı sunumda, Denizli’nin çevreci ve temiz bir şehir olduğunu ve bu yöndeki çalışmalarıyla ödüller kazandığını vurgulayarak: “Her ay evlere 2 buçuk milyon katı atık ayrıştırma poşetleri dağıtıyoruz. Ayda 550 bin ton ambalaj atığı, yılda 3 bin ton organik, çim, ot, ağaç dalı atığı, 2 ton pil atığı topluyoruz. Çevre illerin atıkları da dahil olmak üzere günlük olarak da 6 ton tıbbi atık topluyoruz” şeklinde konuştu. “Türkiye’deki Belediyelerin İmkanlarına Kavuşmayı Arzu Ediyoruz” Bakü / Nasimi Büyükşehir Belediye Başkanı Asif Gurbanov, Türkiye’deki belediyelerin izin almadan yetkileri çerçevesinde atık toplama ve projeler yürütme konusunda özgür olduklarını ancak kendi ülkelerinde devletin izni olmadan proje yürütmelerinin mümkün olmadığını belirterek, “Türkiye’deki belediyeleri inceliyoruz, biz de bu imkanlara kavuşmayı arzu ediyoruz” diye konuştu. Gostivar Belediye Başkan Yardımcısı Gzim Hacı Eyüp ise yaptıkları çalışmaları anlatarak, Türk işadamlarını Gostivar’a yatırım yapmaya davet etti. “Her Gün 10 Ton Moloz’un Çevreye Dökülmesini Engellemeyi Başardık” Gebze Belediye Başkan Yardımcısı Nilay Ayran ise Marmara Bölgesi’nin en büyük sanayi bölgesi haline gelen Gebze’de Geri Kazanım Projeleri adı altında GEKAP olarak tescillenen projeleri hayata geçirdiklerini, Alo Moloz projesiyle her gün 10 ton moloz ve inşaat atığının çevreye dökülmesini engellemeyi başardıklarını anlattı. Özel Atıkların Yönetimi Paneli IWES 2012’nin diğer oturumlarından birisi de Özel Atıkların Yönetimi oldu. Oturum başkanlığını İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çevre Yönetim Birimi Başkanı Prof. Dr. Yaşar Bağdatlı’nın yaptığı oturuma İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’nden Uzman Serap Tatlıoğlu, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Dildar Konukoğlu, Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi’nden Doç. Dr. Ahmet Erdal Osmanoğlu, İSKİ’den Ali İnci ve AKÜDER’den İslam Sadıker katıldı. “Sağlık Kuruluşlarında Oluşan Evsel Atıklar Evlerdeki Atıklar Gibi Masum Değildir” Sağlık kuruluşlarında oluşan evsel atıkların evlerde oluşan evsel atıklar gibi masum olmadığını söyleyen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çevre Yönetim Birimi Başkanı Prof. Dr. Yaşar Bağdatlı buna rağmen hastalara gerekli muayene işlemi yapılırken kullanılan malzemelerin evsel atık kabına atıldığını vurguladı. Bağdatlı: “Bir kişi hasta olduğu için size gelmişse, böyle bir kişiyle temas ettikten sonra kullandığınız malzemenin evsel atık özelliği kalmaz. Bu atıkları yönetmelik gereği ister istemez evsel atık olarak kabul etmek zorunda kalıyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre gelişmiş ülkelerdeki hastanelerde yatak başı yaklaşık 0.5 kg atık üretildiği belirtiliyor. Gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde ise 0.2 kg atık oluştuğu söyleniyor. Bunun nedeni gelişmiş ülkelerde tek kullanımlık malzemeler kullanılıyor olmasıdır. Biz atığı az olan sağlık kuruluşlarının demode yöntemler ile çalıştığını kabul ediyoruz” dedi. “Ülkemizde Tıbbi Atıkların Toplanması ve Bertaraf Kapasitesi Artıyor” İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’nden Uzman Serap Tatlıoğlu Türkiye’de bin 217 hastanenin 187 bin 788 yatak kapasitesine sahip olduğunu ve yatak başına ortalama 2 kg. tıbbi atık ürettiğini söyledi. Tatlıoğlu, her gün hastanelerin 249 ton, yılda ise 90 bin 750 ton tıbbi atık ürettiğini belirterek, “Ülkemizde bu alanda tıbbi atık toplanması ve bertaraf kapasitesinin arttığını görmek mümkün” dedi. “Kimyasal Atıkların Etiketleme Sistemleri Daha Etkin Yürütülmeli” İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Dildar Konukoğlu ise sunumunda tehlikeli kimyasal atıkların sınıflandırılmasında kullanılan etiketleme sistemlerinin kurulan komisyonlar tarafından daha etkin bir şekilde yürütülmesi gerektiğine dikkat çekti. Konukoğlu ayrıca personel eğitimlerinin artırılarak yönetmeliklerin herkes tarafından kolayca anlaşılacak şekilde düzenlemesi gerektiğini sözlerine ekledi. “Türkiye’de Her Yıl 95 Milyon Ton Atık Akü Meydana Geliyor” AKÜDER Çevre Danışmanı İslam Sadıker ise Türkiye’de akü üreten 25 şirketin bulunduğunu ve bu şirketlerin her yıl 15 milyon adet akü üretimi gerçekleştirdiğini aktardı. Her yıl kullanım ömrünü tamamlamış 4 milyon akünün yenilendiği bilgisini veren Sadıker, “Türkiye’de her yıl 95 milyon ton atık akü meydana geliyor. Bu akülerden ise geri kazanım yöntemiyle 57 bin ton kurşun, 11 bin 400 ton ise plastik elde ediliyor. Bu miktardaki malzemenin doğaya bırakılmasını önlüyoruz” şeklinde konuştu. Kentsel Dönüşüm Sürecinde Geri Kazanım ve Atık Yönetimi Paneli IWES 2012 – 4. Atık Teknolojileri Sempozyumu ve Sergisi’nde kentsel dönüşüm sürecinde atık yönetimi de gündeme taşındı. “Kentsel Dönüşüm Sürecinde Geri Kazanım ve Atık Yönetimi” konulu panelin oturum başkanlığını Mimar ve Mühendisler Grubu Genel Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ömer Faruk Kültür yaptı. Panele Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Atık Yönetimi Dairesi Başkanlığı’ndan Çevre Mühendisi Recep Karamehmetoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden Doç. Dr. Ahmet Günay ve DİSAN Genel Müdürü Hayrettin Can katıldı. “Bina Atıklarından Köy Evi Yapalım” Panelin oturum başkanlığını yapan Yrd. Doç. Dr. Ömer Faruk Kültür kentsel dönüşüm sürecinde ortaya çıkacak bina yıkıntılarının fırsata dönüştürülmesi gerektiğinin altını çizerek, “Türkiye’de yıkılmaya yüz tutmuş, fiziki ömrünü tamamlamış kerpiç evler bulunuyor. Bina atıklarından elde edeceğimiz, kolon, kiriş ve benzeri malzemelerle köylerimizdeki bu evleri yapmamız mümkün. Ayrıca yolu olmayan köylere de bu malzemelerle yol yapabiliriz. Bu anlayış ile Avrupa’da olduğu gibi modern, iki katlı bahçeli köy evleri yapmamamız için hiç bir neden yok” diye konuştu. “Bina Atıkları Kaldırım ve Yol Olacak” Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Atık Yönetimi Dairesi Başkanlığı’ndan Çevre Mühendisi Recep Karamehmetoğlu ise konuşmasında toplam 6 buçuk milyon konutun kentsel dönüşüm sürecine girdiğinde bazı binalarda atıkların, tehlikeli atık olma ihtimaline karşı 3’üncü sınıf depolama tesislerinde depolanması gerektiğini belirtti. Karamehmetoğlu, dünyada kentsel dönüşümü başarıyla gerçekleştiren ülkelerin yöntemlerinin incelendiğini sözlerine ekleyerek, “Ancak amacımız geri kazanımı özendirmek. Beton ve çimento fabrikaları ile görüşüyoruz. Bina atıklarının yol yapımında, kaldırım yapımında kullanılmasını öngörüyoruz” dedi. “İstanbul’da 5 Bin Araç Takip Ediliyor” İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden Doç. Dr. Ahmet Günay ise İstanbul’da bina atıklarını taşıyan 5 binin üzerinde aracın, araç takip sistemi ile izlendiğini, yasak bölgelerde moloz dökümü yapanların sıkı bir şekilde denetlendiğini açıkladı. Yaman, İstanbul’da bina atıklarının depolanması için 28 adet yeni arazinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne tahsisi için de başvuruda bulunduklarına, özellikle terkedilmiş maden alanlarının kullanılacağına dikkat çekti. Önceki dönemde denetim ve idari yaptırım yetkileri olmadığı için bu atıkların İstanbul’a gelişi güzel atıldığını belirten Günay, 2004 yılının Mart ayında çıkan yönetmelikle birlikte denetim ve idari yaptırım konularında yetkilendirildiklerini ifade ederek; “Bu yönetmelik çıkana kadar inşaat ve hafriyat atıkları yönetmeliği olmadığı için, bu atıklar İstanbul`da gelişi güzel bir şekilde dökülüyordu; çünkü bir denetim yetkisi yoktu. Bu yönetmelik çıktıktan sonra idari yaptırım yetkisi bize devredildi ve sonra biz bu denetimleri yaptık. Hatta denetimleri sıklaştırarak yeni sahalar oluşturduk ve hala hafriyat atıklarının düzenli bir şekilde depolamaya devam ediyoruz.” diye konuştu. “Geri Dönüşüm Sahaları Daha da Fazlalaştırılmalı” Panelde son olarak konuşan DİSAN Başkanı Hayrettin Can, geri kazanılmış atıkların nasıl değerlendirileceği hakkında bilgi vererek, örnek uygulamalar eşliğinde geri kazanılan atıkların nasıl ayrıştırıldığını, nasıl geri kazanıma hazır hale getirildiğini ve geri dönüştürüldüğünü anlattı. Görsel video ve fotoğraflarla birlikte sunumuna devam eden Can, geri dönüşüme, binaların yıkımından önce başlandığını, yıkılmadan önce tahtaların, pencere ve kapıların, metal eşyaların, kabloların ve tehlikeli maddelerin öncelikle ayrıştırıldığını, ardından binanın sadece beton yığınını parçalayarak ve beton parçalarından da agregaları ayrıştırarak dönüşüme hazır hale getirdiklerini söyledi. Atıkların geri dönüşümünün ve yeniden kullanılabilir hale getirilmesinin zahmetli bir iş olduğuna değinen Hayrettin Can, geri dönüşüm sahalarının daha fazlalaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Kentsel dönüşümde geri dönüşüm sahalarının fazlalaştırılmasının önemini henüz kavrayamadığımız için, geri dönüşüme yeteri kadar yatırım yapılmadığını belirten Hayrettin Can, kendilerinin geri dönüşümü önemsediklerini, geri dönüşümde bu ülkenin ekonomisi için sermayelerin bulunduğunu ifade etti. Türkiye Atık Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri Paneli IWES 2012’de, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Murat Ersin Şahin’in oturum başkanlığını yaptığı, Tüm Atık ve Çevre Yönetimi Derneği (TAYÇED) özel oturumunda “Türkiye Atık Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri” başlıklı bir panel düzenlendi. Panele İZAYDAŞ Genel Müdürü / TAYÇED Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Saraç, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Endüstriyel Atıkların Yönetimi Şube Müdürü Betül Doğru, Recydia A.Ş. Genel Müdürü Oğuz Can, PETKİM’den G. Onur Saygın katıldı. “Beklentimiz TAYÇED’in Bir Akreditasyon Derneği Gibi Hizmet Vermesidir” İZAYDAŞ Genel Müdürü / TAYÇED Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Saraç oturumda yaptığı konuşmasında, atık konusunda mevzuatın oluşturulduğuna ancak mevcut kapasitenin henüz kullanılamadığına ve neden dernekleşmenin gerektiğine değindi. Saraç konuşmasında, Türkiye’de atık sektörünün 15-20 yılı doldurarak sektör diyebileceğimiz konuma geldiğini, düne kadar kimsenin ‘atık’ diye değerlendirmeye almadığı bu sektörün, artık pozitif ekonominin bir parçası olduğunu ifade etti. Dünyada atıkla ilgili 300 milyar Euro’luk ekonominin oluştuğunu söyleyen Saraç: “Bakanlığımızın yoğun çalışmaları ile çok ciddi bir mevzuat altyapısı oluştu. Hem sanayicilerimizin hem de vatandaşlarımızın bilinçlenmesinin katkıları ile artık bir çevre sektörü otaya çıktı. Atık ile ilgili kapasite artması, sektörün büyümesi, yatırımların artması bu sektörü ortaya çıkardı” dedi. Sektörün bazı alt segmentlerinde fazla kapasite bazılarında da ise eksik kapasite olduğunu vurgulayan Saraç, dolayısıyla sektör bilgilerinin bir araya toparlanması gerektiğini belirtti. Kontrolsüz, ciddi fizibilitelere dayanmayan, dönemsel karlarla faaliyet de bulunan firmaların her geçen gün arttığını ifade eden Saraç, özellikle de çeşitli seviyelerde sektörde danışmanlık yapan kuruluşların doğru bilgiler üzerine raporlarını kuramadığını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Bu yüzden sektörün temsilcileri olarak geleceğe yönelik sağlam adım atmakta sıkıntı çekebiliyoruz. Tabi ki bir kamu denetimi var. Ama bunun yanında sektörün de kendini denetlemesi, doğrularını ortaya koyması gerekir. Bu derneğin kurulmasında tüm bunların etkisi vardır. Beklentimiz bu derneğin oluşumunu tamamladıktan sonra bir akreditasyon derneği gibi hizmet vermesidir”. “Sektörün Firmaları Arasında Bilgi Paylaşımı İstenen Düzeyde Değil” TAYÇED’i kurma amaçlarından birinin de kamuoyunun dikkatini çekecek ortak sosyal sorumluluk projeleri yapma gerekliliği olduğuna dikkat çeken Saraç firmalar arasında bilgi paylaşımının istenen düzeyde olmadığını belirtti. Saraç: “Sektörün geleceğine ilişkin ortak beklenti ve görüşlerimizi dile getirebileceğimiz, sayın kamu otoritelerine sorunlarımızı sunabileceğimiz yada onlardan gelecek sorumlulukları yüklenebileceğimiz ortak bir platforma ihtiyaç var. Bu yüzden sektörel bir temsiliyet özelliğine sahip ortak bir platform oluşturmaya karar verdik. 1 Kasım 2012 tarihi TAYÇED artık resmileşti. İştigal konuları endüstriyel atıklar ve enerji üretimi ağırlıklı diğer atıklar olan firmaların bir araya gelerek çevre duyarlılığını artırmak, atık yönetim sektörünü geliştirmek, işbirliği dayanışma oluşturmak, evsel atık uygulamalarını yaygınlaştırmak amacı ile bu dernek kuruldu” dedi. “Geri Kazanım Faaliyetleri SonucuKatma Değer Yıllık 1 Milyar TL’yi Aştı” T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Endüstriyel Atıkların Yönetimi Şube Müdürü Betül Doğru ise konuşmasında bakanlığın geçmişten bugüne yaptığı çalışmalardan bahsetti. 2009 yılından sonra çevre müktesebatının AB uyum süreci ile açılmasıyla müthiş bir ivme kazandıklarını belirten Doğru, şunları söyledi: “Kendi mevzuatımızı AB’nin atık yönetmeliğine ilişkin mevzuatına uyumlaştırdık. Böylece 16 yönetmeliğimiz oldu. Bundan sonra gerek geri kazanım gerekse bertaraf tesislerimizin sayısında artışlar oldu. 2003 yılında sadece 46 geri kazanım tesisimiz vardı ve buralarda 4 bin kişi istihdam ediliyordu. Geri kazanım faaliyetleri sonucu da ekonomiye yaklaşık 62 milyon TL kazandırdık. 2011’deki verilere baktığımızda ise 898 geri kazanım tesisi kurulmuş ve buralarda da 60 bin kişilik bir istihdam yaratılmış. Geri kazanım faaliyetleri sonucu katma değer de yıllık 1 milyar TL’yi aşmış”. “Belediye Atıklarında Geri Kazanım Yatırımlarının Kesinlikle Yapılması Gerekiyor” 2010 yılı verilerine göre belediye atıklarının 25 milyon ton civarında olduğunu vurgulayan Doğru, bu atıkların yönetiminde geçmiş senelere oranla çok daha ileri seviyelere gelindiğini ifade etti. Geri dönüşümün öncelikli hale gelmesi gerektiğine değinen Doğru, sözlerini şöyle sürdürdü: “2010 yılında 25 milyon ton atığın yaklaşık yüzde 43’ü vahşi depolama sahalarına, yüzde 55’i düzenli depolama sahalarına gitmiş. Düzenli depolama sahalarına giden atık miktarları geçmiş yıllarda çok daha azdı. 2008 yılı ile 2010 yılı verilerini karşılaştırdığımızda çöplüklere giden atık miktarında yüzde 13’lük bir azalma söz konusu. 2003 yılında 15 tane düzenli depolama tesisimiz varken bugün bu rakam 68’e ulaşmış durumda. Bunun yanında geri kazanım tesislerine giden belediye atık miktarları yüzde 25 civarında artmış. Belediye atıklarında geri kazanıma yönelik yatırımların kesinlikle yapılması gerekiyor. Nitekim mevcut mevzuatımız; düzenli depolama yönetmeliği de bunu öngörüyor. ‘Ön işleme tabi tutmadan lütfen hiçbir atığı depolama işlemine almayın’ diyoruz. Görüyoruz ki bundan sonra belediyelerimizin de özel sektörümüzün de geri kazanıma öncelik vermesinde yarar var”. “Artık, 4 Yönetmelik ile Karşınıza Çıkacağız” Sanayi bakanlığı ile birlikte geri dönüşümü daha etkin hale getirme konusunda ortak bir çalışmaları olduğunu da vurgulayan Doğru: “Geri dönüşüm strateji belgesi ile gerek kamunun gerekse özel sektörün eksiklikleri belirlendi. Bu strateji belgesi resmi onayı aldığında, sektör daha da ivme kazanacaktır” dedi. Yönetmelikleri sadeleştirme konusunda çalışmalar yaptıklarının bilgisini veren Doğru bu kapsamda yönetmelikleri birleştirerek herkesin kolayca anlayacağı bir hale getireceklerini ifade etti. Doğru: “Yönetmelikleri sadeleştirerek, tek bir mevzuat çıkarmak için çalışmalara başladık. Bu kapsamda artık 16 değil, 4 yönetmelik ile karşınıza çıkacağız. Çerçeve yönetmeliğinin ardından bütün yönetmelikler birleşecek. Ancak uygulama yönetmeliği olan düzenli depolama ve yakma yönetmeliğimiz yine ayrı olacak” şeklinde konuştu. “Bakanlığın Yönetmeliği Sadeleştirme Kararı Önemli Bir Fırsat” Recydia A.Ş. Genel Müdürü Oğuz Can ise AB mevzuatına paralel olarak tüm yönetmeliklerin geliştirildiğini ve yüzde 90 oranında tamamlandığını; bu yüzden bakanlığın almış olduğu mevzuatı sadeleştirme ve toparlama kararının çok önemli olduğunu belirtti. Bu kararın aslında bir bahar temizliğini de beraberinde getirdiğini ifade eden Can, sözlerine şöyle devam etti: “Birçok yeni yönetmelik, eski yönetmelik ile zaman zaman farkında olmadan tanım farklılıkları getirebiliyordu. Bakanlığın aldığı karar çok cesur bir karar ve aynı zamanda önemli bir fırsat da”. İşin mevzuat tarafının haricinde finans, yerli ve yabancı yatırımcı, insan kaynakları gibi farklı tarafları olduğunu da vurgulayan Can: “Atık sektörü, lojistik başta olmak üzere, masraf merkezidir. Geri kazanım ile beraber siz bu işi kar merkezine dönüştürme çabası içinde olursunuz. Teknolojiyi, finansmanı, kaynakları doğru kullanmalısınız. Endüstriyel ispatlanmış teknolojiler ile gelecek vaat eden yeni teknolojilerin kullanımı konusunda kafanız gidip gelebiliyor. Bu noktada TÜBİTAK ve bakanlığın birtakım teknik projelere destek vererek ispatlanmış iyi organikleri deşifre etmesi gerekiyor” dedi. Atık sektörünün, derin sulara dalarken nefesini iyi ayarlayabilecek yatırımcılar istediğini dile getiren Can sözlerini şöyle tamamladı: “Eğer siz bugün gereken yatırımları yapmıyorsanız, Avrupa’nın tam ortasında atık dağlarının oluştuğu Napoli’de yaşananları yaşarsınız. Çok dinamik bir sektörün içindeyiz. Kurguların finansman, teknoloji, yatırımlar, kaynaklar, kanunlar boyutuyla tasarlanması gerekiyor”. “TAYÇED’in İlk İşi Kayıt Dışı Atığı Ortaya Çıkarmak Olmalı” PETKİM adına panele katılan G. Onur Saygın ise kayıt dışı atıklar ve atık üreticisinin kendine yanlış kod belirlemesi konusuna dikkat çekerek: “TAYÇED olarak yapmamız gereken ilk iş kayıt dışı atığı ortaya çıkarmak; ikinci iş ise atık üreticisinin kendine göre, yanlış bir kod belirleyip o kodla başvuru yapmasını önlemek ve bu atıkların bertaraflarının düzeltmesini sağlamak olmalıdır. 1 milyon ton tehlikeli atık olduğu söyleniyor. Bu 1 milyon ton tehlikeli atığın ne kadarı doğru kod ile atık bertarafçılarına geliyor? Bu konu çok önemli” dedi. İlginizi çekebilir... ISK-SODEX 2025, İklimlendirme Sektörünün Küresel Vitrinini Olacak22-25 Ekim 2025 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi'nde düzenlenecek ISK-SODEX Fuarı küresel iklimlendirme pazarındaki en yeni trendlerin belirleyi... Sancak Süt Ürünleri'nin Yeni Hijyenik Klima Santralleri Doğu İklimlendirme'denSancak Süt Ürünleri, tesislerinde hijyen standartlarını daha da yükseltmek amacıyla Doğu İklimlendirme'nin, DKS Klima Santrali'ni tercih etti.... Geberit SuperTube, Atık Su Drenaj SistemiSuperTube teknolojisiyle atık su drenaj hattına paralel bir havalandırma hattı kullanılmazken aynı zamanda iniş boru çapları küçülmüş oluyor.... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.