Soğutmanın Geleceği ve Mesleki Yeterlilik
Hayati Can Avrupa Birliği 11 Aralık 2019 tarihinde Yeşil Mutabakatı yayınlayarak iklim değişikliği ile mücadelede kendi yol haritasını ortaya koydu. Dünya ortak mutabakatı ise Paris Anlaşması ile geldi. 2050 yılını hedef tarih olarak belirledi ve karbon nötr hedefini ortaya koydu. (Karbon nötr hedefi, dünyanın karbon yutaklarının ortadan kaldırdığı CO2 miktarının, salınım değeri ile eşitlenmesi ile sağlanabilir.) Biz de tüm bu anlaşmaları imzalayarak, bu hedeflerin ortak paydası olduk. SOSİAD olarak iklim değişikliğinin güncel öneminin farkındalığı ile oluşturduğumuz İklim Değişikliği Komisyonu, Ocak 2022 tarihinde yapılan genel kurul sonrası kuruldu ve o günden bugüne çalışmalarını sürdürüyor. 2022 yılında yapılan Dünya Soğutma Günü etkinliğinin teması “Soğutma Değerlidir” olmuştu ve iklim değişikliğini anlayarak soğutmanın sürdürülebilirliği üzerine bir etkinlik yapılmıştı. Bu yıl yapılan Dünya Soğutma Günü etkinliği ise “Yeni Nesil Soğutma; Gelecek Elimizde” teması ile gerçekleştirildi ve hem son bir yıllık yaşanan süreçte ortaya çıkan gelişmeler ve hem de üye kuruluşlarımızın sürdürülebilirlik çerçevesinde yaptığı çalışmalardan örneklerle ve bu alanın eğitim alanıyla ilişkisinin ortaya konulduğu bir etkinlik olarak şekillendi. ISK-SODEX 2023 büyük buluşmasında ise tam da önemine uygun bir başlıkla bir konferans düzenleyeceğiz. Bu konferansın başlığı “Soğutmanın Geleceği ve Mesleki Yeterlilik” olarak ortaya çıktı. SOSİAD çalışmalarının bu yılki ana temasını oluşturan bu başlık, bizi bir değişime davet ediyor. Daha doğrusu değişime ayak uydurmaya ve ona öncülük edecek birikime sahip olma iddiasını taşıyor. Kapitalist sistemin sonsuz üretim ve sonsuz tüketim ile sonsuz sermaye biriktirme modeli, dünyamızı bir açmaza getirdi ve böylece “Sürdürülebilirlik” kavramı ortaya çıktı. Keza bu yıl 2 Ağustos tarihi itibarı ile dünyanın kendini yenileyebileceği tüm olanakları bitirmiş durumdayız. Yani 1970’li yıllardan itibaren “Limit Aşım” tarihi adım adım kısalıyor. (Her yıl bunun etkilerini daha fazla yaşıyoruz. Aşırı sıcaklar, yağış karakterindeki değişimler, rüzgar hareketlerinin değişimi bunlardan birkaçıdır. (İstanbul’un 2 saat gibi bir sürede sele yenik düşmesi, Kastamonu Bozkurt seli, Karadeniz bölgesi selleri, orman yangınlarımız bunun başında geliyor. Dünya’da Avusturalya ve Kanada yangınları, komşumuz Yunanistan yangınları, Libya sel felaketi gibi çok fazla sorunla karşı karşıya kalıyor.) Bugün tüm çalışmalarımızın temelini oluşturan bu kavram, değişimin merkezine yerleşmiş durumdadır. İşte sürdürülebilir bir dünya için ortaya çıkan Sürdürülebilirlik kavramı, artık tüm çalışmalarımızın merkezinde yer alıyor. Bu çalışmaları derinleştirmek için üyesi olduğumuz üst kuruluşumuz AREA derneği ile daha yakın bir çalışma içine girdiğimizi belirtmek isterim. UMTAG Komisyonumuz AREA’nın 4 çalışma grubu için 8 üye görevlendirmesi yaptı ve biz artık ayak uydurma sürecinden mevzuat oluşturma çalışmalarının içine dahil olduk. Bir yönüyle soğutucu akışkan ticaretinin kurallarının belirlenmesi, diğer yönüyle sektörün yenilenmesinin nasıl sağlanacağı temel bir tartışma konusudur. Bu yönüyle baktığımızda Mesleki Yeterlilik özel bir öneme sahip başlık haline geliyor. Bu nedenle eğitim komisyonumuzun başlattığı “Meslek Liseleri Memleket Meselesi” mottolu çalışmaları, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile imzaladığımız protokol ile bir ileri aşamaya geçti. Pendik Borsa İstanbul Mesleki Teknik Anadolu Lisesi ‘’SOSİAD Endüstriyel Soğutma Laboratuvarı” bu alanda yaptığımız çalışmaların ilk somut sonuçlarından biriydi. Şimdi biraz daha ileri giderek tüm liselerde farkındalık eğitimleri veriyoruz ve lise çağımızdaki potansiyel meslektaşlarımız ile buluşuyoruz. (Gerçi değinmeden geçersem yapamam. Meslek liselerimizin durumu pek parlak sayılmaz. Çocuklarımız adeta ruhlarını kaybetmişler. Teknik bilgi seviyeleri düşük ve eğitim politikamızda ciddi bir değişiklik yapamaz isek sonumuz pek hayırlı olmayacak.) Sektörün her köşesinden teknik eleman açığı bildirilirken, geleceğimizi şekillendirecek teknik liselerin seviyesinin yükseltilmesi gereklidir. (Bu konuda iklimlendirme meclisinin pilot okul projesi anlamlıdır. Ayrıca okullardaki iç hava kalitesini masaya yatıran çalışma kitaplaştırıldı ve eğitimin geleceğine ilişkin alt yapımızda atmamız gereken adımlarımıza dair bize ışık tutuyor.) Önümüzdeki dönem bu değişime ayak uydurmanın ve öncü olabilmenin yolu, meslek liselerinin yenilenmesi ve meslektaşlarımızın yeterli teknik bilgi seviyesine gelmesine bağlıdır. (Bu sorun tüm dünyanın önünde durmaktadır. Hem Avrupa hem de Amerika Birleşik Devletleri bu düşümün kadro ihtiyacının çözümlenesi için yol arayışındalar.) Bu konuda geçmiş zamanda yapmış olduğumuz Real Alternatives 4 Life projesi ciddi bir örnek oluştursa da soğutma tesislerinin projelendirilmesi, inşa süreci, bakım ve denetim süreçlerinde tanım eksiklikleri var. Yapılan çalışmalarda ortaya çıkan önemli bir sonuç, işletmelerin denetim süreçlerinin tanımsızlığıdır. (Bu alanda ciddi bir mevzuat eksikliği, yetki karmaşası ve denetim yapacak kurumlarda yeterli donanıma sahip personel eksikliği var.) Bir diğer çalışma ise TOBB Türkiye İklimlendirme Meclisi Tarım Çalışma Grubu olarak 2017 yılında hazırladığımız ve Ticaret Bakanlığına sunmuş olduğumuz raporun revizyon çalışmasıdır. Tarladan çatala giden süreçte tarım ürünlerinin soğuk zincir tanımını içeren bu raporu en kısa sürede revize edip, sektör meclisine sunacağız. (Geçen 6 yıllık süreçte bu konuda bir çalışma yapılamadı. Halbuki bu süre zarfında kanunlar ve yönetmelikler yayınlanabilseydi, merkezi hükümet ile yerel yönetimlerin görev, yetki ve sorumlulukları tanımlanabilir ve kadro ihtiyaçları giderilmeye başlanırdı ve biz bugün ürettiğimiz yaş sebze meyvelerin yarısına yakınını zayi etmez ve istikrarlı bir fiyatla toplumun beslenmesinde önemli bir altyapıyı kurmuş olurduk. Bu konuyu 2020 yılı dünya soğutma gününde ele almıştık ve şimdi aramızdan ayrılan sevgili Levent Aydın, çalışma grubu başkanı olarak bize çalışma sonuçlarını aktarmıştı. Umarız bu sefer hedefine ulaşır ve geleceğe doğru olumlu bir adımı atarız. İklim değişikliği gıda üretimini de olumsuz etkilediğinden, gecikmenin ülkemiz için sonuçları beklenenden daha ağır olabilir. Artık soğutma sektöründe yapılması gerekenleri biliyoruz. Sektör olarak sorumluluklarımızın bilincindeyiz. Meclisimizin de bu konuda gerekli çalışmaları yaparak Soğuk Zincir yasasını çıkarmasını umut ediyoruz. Hükümetten iktisat bilimine dönerek, toplumsal refaha yönelik adımlar atmasını bekliyoruz. Sektörümüz hem işverenlerin hem de çalışanların mutsuz olduğu garip bir denklemin içinde sürüklenmiştir. Çalışma barışının korunması her geçen gün zorlaşmaktadır. (Çalışanlar geçim sıkıntısı, işverenler ise gelir yaratamama sıkıntısı içine düştü. Eskiden emeklilik bir huzur dönemi hayali sunarken, bugün yaşamının son dönemini yokluk içinde geçirmenin tarifine dönüşmüştür. Bu durum sosyal yapıda güvensizliği doğurmuş, çalışarak iyi yaşama umudunu kırmaya başlamıştır. Bu durumun sosyal etkilerinden tüm sektörün etkilenmesi kaçınılmazdır. Özellikle güven veren ülkelerde iş arama faaliyetleri artmış ve fiili kadro kayıpları yaşanmaya başlamıştır.) Teknik liselerde okuyan çocuklarımıza mezun olduklarında iyi bir kariyerleri olacağını ve huzurlu bir yaşamı hak ettiklerini söylemek istiyoruz. Bunlara ek olarak iktisat biliminden uzaklaşmanın bir sonucu olarak Finansmana ulaşma zorlaşmış ve güven ortamı zedelenmiştir. Ekonomik güven ortamının yeniden yaratılmadığı koşullarda, yatırımların ve yeni projelerin hayata geçirilmesi zorlaşmaktadır. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı içinde sektör olarak çok mesafe almış olsak da ne yazık ki istediğimiz seviyede değiliz. Bu değişim ihtiyacını yakalamalı ve öncüsü olmalıyız. Sürdürülebilirlik kavramı tüm hayatımızın temel bir belirleyeni haline gelmeli ve bizi geleceğe dair adımlarımızda teşvik edici olmalıdır. Her ne kadar Kadın Voleybol takımımız biz coştursa ve havalara zıplatsa da benzer başarılara tüm sektörlerde ihtiyacımız var. (Bu arada maçı izleyen biri olarak spikerin Vargas Hava Yolları deyişini unutamıyorum. Hem heyecanlanmış hem de gurur duymuştum. Hakikaten hepimizi havalara uçurmuşlardı. Cumhuriyetin 100. yılına en iyi armağanlardan birini vermişlerdi.) Bu dönem içinde üyelerimizden kayıplar verdik. Sevgili Mustafa Turan, Ali Metin Duruk, Levent Aydın ve Kemal Duman’ı saygı ve sevgi ile anmak istiyorum. Ülkemizde soğutma sektörünün kurucuları arasında yer alan öncüllerimize buradan bir söz vermek istiyorum. Soğutma sektörü olarak Sürdürülebilir bir dünya için çalışacak, daha eşit ve yaşanabilir bir dünya için mücadele edeceğiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına sahip çıkacak ve Cumhuriyetimizi 100. yılında onurlandıracak adımları atacağız.
Cumhuriyetin 100. yılı tüm ülkemiz ve dünya için kutlu olsun. İlginizi çekebilir... "Nasıl?" Sorusunun İş Hayatındaki ÖnemiÇalışanlar ve yöneticiler ''Nasıl?'' sorusunu kullandıklarında çalıştıkları şirkete kattıkları değerin farkına varırlar. Bazen bir sor... USGBC @30: Yeşil Etkisinin DeğerlendirilmesiABD Yeşil Bina Konseyi (USGBC), bugün sürdürülebilir bir geleceği desteklemek için inşa edilmiş çevreyi dönüştürmeye yönelik otuz yıllık ilerlemenin k... NET SIFIR: Firmanız İçin Ne Anlama Geliyor?USGBC için yazan sürdürülebilirlik uzmanı Geoffrey Brock, projelerinizdeki emisyonları en iyi şekilde nasıl sınırlayabileceğinizi anlatıyor.... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.