--, oMo N E :i: w .o ., ; n ; ı ;. <I) "in ınru@&:@O@ agen a Tablo 3. Türkiye 'de 2003-2007 yılları arasında elektrik arz/talep dengesi. 2003 Kurulu Güç (MW) Hidrolik+ Rüzgar 13000 Liny it+Fuel Oil 11300 Doğal Gaz+Kojenerasyon 10600 Toplam Kurulu Güç (MW) 34900 Üretilebilecek Enerji (GWh) 160120 Beklenen Eerji Talebi (GWh) 140000 Bulundurulması Gereken 9800 Döner Yedek Kapasite (%7) Yedekli Sistemin İhtiyacı 10320 Karşılama Durumu (GWh) 2007 yılında 75 milyonluk nüfusumuzla 2730 kWh olacaktır. Bildiğiniz gibi kişi başına elektrik tüketimi de en önemli gelişmişlik göstergelerinden biridir. Bu rakam Avrupa ortalamasının üçte biridir ve Avrupa'nın sosyo-ekonomik gelişmişliğini yakalayabilmemiz için yolumuzun ne kadar uzun olduğunu da göstermektedir. Fakat bu rakamlara bakarak paniğe kapılmamıza gerek olmadığını ortaya koyan bazı gerçeklere de göz atmayı faydalı buluyorum. Ankara'da Cumhuriyetimizin ilan metni elektriğin aydınlığında değil, idare lambasının ışığında hazırlanmıştı. Zira, 1923'te Ankara henüz elektrikle tanışmamıştı. Cumhuriyet'in ilanında Türkiye'nin birkaç ilindeki (bunların başında İstanbul, İzmir, Kayseri, Tarsus, Mersin gelmektedir) kırık dökük diesel jeneratörleriyle üretilen elektriğin toplam değeri 50 milyon kWh'dir. (Yani kişi başına yılda 3 kWh üretim), 14 Mayıs 1950'de yani Cumhuriyetimiz'in 27. yılında, kişi başına düşen elektrik miktarı 38 kWh ve sadece 1760 köyümüzde elektrik vardı. Ondan 50 yıl sonra bugünkü elektrik tüketiminiz 2000 kWh olmuş. 50 yılda 50 kat artmıştır. Burada vurgulamak istediğim gerçek şudur ki; Türkiye, taş devri yaşadığı 100 yıl öncesinden, Avrupa Birliği'ne aday ülke gelişmişlik seviyesine gelebilmişse ben inanıyorum ki, daha çok çalışır ve gayret edersek Avrupa Birliği ortalamasını Cumhuriyetimiz'in 1 00. yıldönümünde yakalarız . 38 Üretim Kapasitesi Yıllar 2004 2005 2006 2007 14435 15000 16000 17000 12860 14180 15000 15500 12160 13846 14500 15000 39455 43026 45500 47500 170900 190880 200500 210000 154000 169400 186300 205000 10780 11858 13041 14350 6100 9680 1200 -9350 3.1.Yasal Düzenlemeler Biraz _da elektrik sistemlerimizin kuruluşunu ve işletilmesini regüle eden yasalardan ve ikincil mevzuattan bahsetmek istiyorum. Türkiye 1 984 yılına kadar elektrikte tekelci bir sistemle yani TEK'in üretimi ve yönetimiyle yetinmek zorunda kaldı. 1984'te çıkartılan 3096 sayılı yasa ile özel sektöre elektrik üretim ve dağıtım sistemleri kurma yetkisi verildi. Bu yasaya dayanarak 1985 yılında çıkartılan 9799 sayılı kararname ile tüm Otoprodüktörlere hayat veren bir yasal alt yapı oluşturuldu. Otoprodüktörler bu 9797 sayılı kararname kulvarı üzerinde yatırım ve işletmelerini yürütürken, bazı yatırımcılar 3099 sayılı yasaya dayanarak, Yapİşlet-Devret projelerini gerçekleştirdiler. Yap-İşlet-Devret anlaşmalarının ihalesiz yapılmasıyla ortaya çıkan fiyat tartışmaları büyüyünce, zamanın hükümeti, o günlerde iyice müzminleşen elektrik sıkıntılarını çözebilmek için Yap-İşlet-Devret'e alternatif bir yatırım modeli arayışına girdi ve 1997'de çıkartılan 4283 sayılı yasa ile ihale yoluyla en düşük elektrik satış fiyatının tespiti esası getirilmiş oldu. 3096 sayılı yasa ile başlatılan, elektrik üretiminde liberalleşme çalışmaları sonucunda, bugüne kadar; t 2100 MW toplam kapasitede Yap-İşletDevret santrali, t 6000 MW toplam kapasitede Yap-İşlet t 3700 MW toplam kapasite ve büyük bir kısmı kojenerasyon teknolojisine dayanan Otoprodüktörler santrali olmak üzere toplam 11800 MW'lık özel sektör üretim kapasitesi hayata geçirilmiş oldu. Özel üretim tesislerinin 11800 MW'lık kapasitesini 2003 yılında Türkiye toplam kapasitesi alan 34900MW rakamı ile karşılaştırırsak, üretimde %34'ün Özel Enerji Tesislerine ait olduğunu görürüz. Buna ÇEAŞ ve KEPEZ gibi tesisleri de ilave edersek Özel Enerji Üretim kapasitesi 13000 MW'a ve Türkiye toplam kapasitesi içindeki payı da o/o 37,2'ye yükselmiş olur. Bu irdelemeyi özetlersek bugün elektrik üretiminin o/o 37 ' si özel ve o/o 63'ü de devlete ait üretim tesislerinden sağlanmaktadır. Ancak bu noktada çok önemli bir vurgulama yapmak istiyorum. Üretimde özel sektörün 18 yıl içinde %37'lik bir kapasiteye ulaşması pazar payının da bu seviyede olduğunu göstermez. Çünkü bu özel kapasitenin o/o 70'den fazlası Yap-İşletveya Yapİşlet-Devret santrallerine aittir. Bu santrallerin sahipleri, 15-20 yıllık üretimlerini sözleşmelerinde belirlenen fiyatlarla TEAŞ'a (şimdi TETAŞ oldu) satmış oldukları için bunların piyasa faaliyetleri yoktur. Piyasa faaliyeti gösterebilen sadece Otoprodüktörlerdir. Bildiğimiz g i bi üretilen elektriğin büyük bölümü, Otoprodüktörlerin veya gruplarının kendi santrallerinde kullanılmaktadır. Geçen yılın toplam Otoprodüktör üretimi 21 milyon KWh olduğu için pazarlanabilir elektrik 7-8 milyar kWh civarındadır. 3.2.Düzenleyici Kurul 1984 yılına kadar TEK, elektriğin üretimi, iletimi ve dağıtımında tekel durumundaydı. Bütün yatırım planlarını kendileri yaptığı için herhangi bir regülatöre yani düzenleme kuruluna ihtiyaç yoktu. Özel elektrik üreticileri piyasaya çıktıkça bunların kuruluş izinlerinden tutun, işletilmesi ve şebekeye bağlanmasına kadar bütün işlemlerini denetleyen ve düzenleyen bir kurula ihtiyaç olduğu anlaşıldı ve bu ihtiyacı karşılamak üzere 2001 yılında 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve iki ay sonra da 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu çıkarıldı. Bu kanunların yürürlüğe konulmasıyla Türkiye'de liberal elektrik ve gaz piyasasının da temelleri atılmış oldu. Bu kanunlarda hayata geçirilen EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu), elektrik ve doğal gaz tesislerinin kuruluş, dağıtım, işletme ve pazarlama esaslarını, yönetmelik ve tebliğlerle düzenlenmeye başladı.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=