Tesisat Dergisi 91. Sayı (Temmuz 2003)

o o � ;;; ·;;; ·e, ·;;; � Bu yıl altıncısı yapılan kongrenin en büyük yararı son on yıl içinde 'Tesisat Mühendisliği' olgusunun, meslek odamız ve makina mühendislerimiz tarafından vurgulanması olmaktadır. Üniversitelerimiz tarafından destek ve tasvip gören bu tanımın uygulamada geçerliliği çok açıktır. Ancak, bu tanımda gözardı edilen veya açıkça belirlenmeyen husus, hizmetin görev, yetki ve sınırlarıdır. Özellikle; ınakina mühendisleri olarak tesisat mühendisi, tanımını mekanik tesisat mühendisi şeklinde değiştirmek, hizmetin kapsamını ve sorumluluğunu sınırlamamız gerekir. Mekanik tesisat mühendislerinin yapı teknolojisindeki temel hizmeti; ısıtma, havalandırma, klima, sıhhi tesisat uygulamalarında; çevre etkinlikleri, enerji ekonomisi işletme ve alt yapı kapsamında tasarını, proje yönetim, müşavirlik, danışmanlık, imalat, taahhüt, malzeme satış, işletmeye alına ve işletme hizmetleridir. Bu hizmetlerde ınakina mühendisliği temel eğitimi, yapı teknolojisi bilimi bilgilerine, meslek içi eğitim, deneyim ve üretim başarısına ihtiyaç vardır. Bu tür ihtisasları kazanmış mekanik tesisat mühendisleri sorumluluk almak şartıyla yangın, doğal gaz, kojenerasyon, mutfak, çamaşırhane, hastane tesisatı, yüzme havuzu, bahçe sulama, otomatik kontrol sistemlerini de yapabilirler. Ancak yapı teknolojisinde özel tesisat hizmetleri uzmanlık dallarında çalışan mimarların 22 6. Ulıısa/ Tesisat Mülıemlisliği Kongresi'nin hazır/ıklarmda, gündeminde ve kapsamında ele alman konular, yaklaşımlar ve kararlar çok sağlıklı değerlendirilmeli; diğer meslek odalannm, ihtisas derneklerinin, konu ile ilgili akademisyenlerin katkısı sağlanmalı, ihtisası dışlayan, uzman örgütleri sıradan dernek olarak yorumlayan rant ve çıkarlara yönelik yaklaşım/ardan uzaklaşılmalıdır. inşaat mühendisleri ve elektronik mühendislerinin, kimya mühendislerinin, gaz mühendislerinin, hastane mühendisi olan tıp doktorlarının en az bizlerkadarbaşarılı yaptığı kabul edilmelidir. Nitekim ihtisasa yönelik yangın, enerji, su, gaz, jeotermal, otomatik kontrol, mutfak, çamaşırhane, enerji, yüzme havuzu mühendislik kavramları gLindeme gelmiş uygulamada yerini almıştır. Bu anlamda öteden beri yazılarımızda vurguladığımız üzere meslekler iç içe girmiş, hizmetler birbiri ile saçaklanarak ekip üretimine dönüşmüştür. Tesisat mühendisliği hizmetlerini, ınakina mühendisleri sorumluluğunda mekanik tesisat mühendisliği hizmeti olarak sınırlamanın ötesinde disipler arası bir eğitimle yüksek lisans düzeyinde yapı teknolojisi mühendisliğine dönüştürmek yararlıdır. Bu dönüşümün devlet güvencesinde bir mühendislik dalı olmasını teminen profesyonel mühendislik hizmet sorumluluğunun tesisi, ilgili uzmanların denetim ve kontrolunun uygulamaya konulması gereklidir. Sonuç olarak; 6. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi'nin hazırlıklarında, gündeminde ve kapsamında ele alınan konular, yaklaşımlar ve kararlar çok sağlıklı değerlendirilmeli; diğer meslek odalarının, ihtisas derneklerinin, konu ile ilgili akademisyenlerin katkısı sağlanmalı, ihtisası dışlayan, uzman örgütleri sıradan dernek olarak yorumlayan rant ve çıkarlara yönelik yaklaşımlardan uzaklaşılmalıdır. ► Hizmet Sektöründe Üretim Ülkemizde hizmet üretiminde başı sonu bilinmeyen tarzda bir üretim yönetimi geçerlidir. Çoğu kez babadan görme, ustadan öğrenme doğru, yanlış usulerle iş üretilmekte ayrıca işveren ne istediğini, iş yapan da nasıl yapacağını bilmediğinden sonuçta kalitesiz, verimsiz ve ekonomik olmayan ürünler ortaya çıkmaktadır. Özellikle hizmetin ekip halinde yapılmaması, müteselsil bir sorumlulukla üretilmemesi sonucu; kopuk kopuk üretimlerin birbirine eklenmesiyle, ortaya istenmeyen sonuçlar çıkmaktadır. İnşaat sanayinıle çoğunlukla neden, niçin ve nasılları düşünülmeden yapılan yatırımların imar kurallarına, çevre etkinliklerine, enerji yönetimine, kalite, kııllaııılabilirlik ve dayanıklılık standartlarına uyınamasınııı temel nedeninin deneyim ve bilgisizlikten öte, teknolojiden uuıklığıınız olduğu anlaşılır. İnşaat sanayinde çoğunlukla neden, niçin ve nasılları düşünülmeden yapılan yatırımların imar kurallarına, çevre etkinliklerine, enerji yönetimine, kalite, kullanılabilirlik ve dayanıklılık standartlarına uymamasının temel nedeninin deneyim ve bilgisizlikten öte teknolojiden uzaklığımız olduğu anlaşılır. Yeni ihale kanunu karşısında bocalamamızın, bazılarının bu yasaya karşı çıkmasının ana nedeni bu eksiklerimizdir. Bu anlamda kamu kurumlarının, yerel yönetimlerin, meslek odalarının yasa, yönetmelik ve benzeri usuller çerçevesinde zorunlu kıldıkları projeleri ayrıntılı incelemek yararlıdır. Örneğin; mimari projelerle imara ruhsat aşamasında verilen doğal gaz projeleri, ısı yalıtım projeleri; temel tasarımdan kopuk, formalite olarakverilen çoğu kez uygulamada kullanılmayan kandırmaca projelerdir. Sadece yapan, çizen, vize ve tasdik edenlere para kazandıran, tüketiciye hiç yararı olmayan hizmet, uygulamada bürokratik zorunluluk haline gelmiş, yetkililer bu tür üretimi kaldırmayı hiç düşünmemişlerdir. Aynı tarzda yapı denetim kuralları, kaymakamlıkların sığınak projeleri, asansör projeleri formalite anlamında her yapının imar proje ruhsat nıüsadesinde tüketiciye milyonlarca liraya mal olmaktadır. Esasen bu hizmetler proje ekibinin yükümlülüğünde yapılması gereken, müelliflerin sorumluluğunda uygulanan normal üretim görevleri olmalıdır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=