Tesisat Dergisi 89. Sayı (Mayıs 2003)

VI E •• •• •• GORUNUM ► T a sKaar mı s ı uv eY Yö en reet l i Ymöi nTeetmi me Rl eKf ao rnmu nu Devletin merkeziyetçi hantal yapısı son yıllarda kamu yönetiminin yeniden yapılanmasını gündeme getirmiş; iktidar partisi AKP öncelikli yerel yönetim reformlarını ele alarak bu değişime sahip çıkmıştır. Bir yönü ile; katılımcı, şeffaf, rekabete dönük bölgesel yönetimlerin günümüz koşullarında ihtiyaçtan kaynaklandığı bu yöntemle yetki ve paylaşımın sağlıklı olacağı, suistimal ve yolsuzlukları önleyeceği, hizmette verimliliği artıracağı; ağır işleyen devlet görev ve hizmetlerini hızlandıracağı söylenebilir. Bölgelerde yerel yönetim başkanı, il genel meclisi, belediye meclisi gibi seçilmişlerden oluşan yetkililerden oluşan ve atanmış bir bölge valisi ile yönetilen bu sistemde, hukuk, sağlık, bayındırlık, turizm güvenlik gibi hizmetlerinin lokal şartlarda yapılması şüphesiz yararlıdır. Amerika ve Almanya gibi ileri ülkelerde bunun çok güzel örnekleri görülür. Ayrıca globalleşen dünyamızda Avrupa Birliği standartlarına en uygun sistemin bölgesel yönetim olduğu anlaşılmaktadır. Ancak gelişmekte bir devlet olan Türkiye'nin bu reformist yaklaşıma hazır olup olmadığı toplu yaşam düzeyimiz itibariyle incelenip, getiri ve götürüsünün çok iyi değerlendirilmesi, özellikle ülke çapında yasalarımızın, standartlarımızın örf ve adetlerimizin bu uygulamaya uyum sağlayıp sağlamadığının araştırılması gerekir. Türk toplumu ülkede çok değişik bir mozaik oluşturmuştur. Ülkenin güney, kuzey, doğu, batı ve iç Anadolu yörelerinin ekonomik güçleri, insan kaynaklarının nitelikleri, bilgi ve kültürleri farklıdır. Partilerin etkisi, ideolojik farklılıklar, eş, dost, yandaş ve hemşerilik ile kaynaşan çıkar hesapları bölgelerde bölümlere, yöreler arası ayrılıklara neden olmuş, ayrıca devlet gücünü toplumsal beraberliği zedelemiştir. Uzun yıllar Türk toplumu; siyasi otoritelerden, politikacılardan, parlementerlerden, yönetimlerden şikayetci olup, siyasi otoriteye kamu kurumlarına, devlet görevlilerine güvenini kaybetmiştir. Bu sorunun temel nedenleri, yönetimlerin yetersizliği, beceriksizliği, başarısızlığıdır. Bu sonuçta büyük pay; yandaşlık, işbirliği ve irtikap usullerine bağlanabilir. Benzer kesit Devletin merkeziyetçi hantal yapısı son yıllarda kamu yönetiminin yeniden yapılanmasını gündeme getirmiş; iktidarpartisi AKP öncelikli yerel yönetim reformlarını ele alarak bu değişime sahip çıkmıştır. Ayrıca globalleşen dünyamızda Avrupa Birliği standartlarına en uygun sistemin bölgesel yönetim olduğu anlaşılmaktadır. Celal OKUTAN yerel kurumlarda yerel yönetimlerde görülür. Özellikle irili ufaklı bütün il ve ilçelerdeki yerel yönetimlerin eksik ve kusurları bilinen bir gerçektir. Bu şartlarda alt yapısı olmayan temel ilkeleri eksik, yasaları yetersiz, standartları bulunmayan, sorumluluktan uzak bir ülkenin yönetiminde görev, yetki paylaşımının sonuçları çok iyi değerlendirilmelidir. Suyu, elektriği, yolu olmayan, eğitim, sağlık imkanları bulunmayan, cahil ve güçsüz insanların bölgesel yönetimde başlarına gelecek yaşam şartlarının Osmanlı döneminin beylik, mutasarrıf ve paşalık dönemlerinden daha sağlıklı, aşiret yönetiminden daha iyi olmayacağı anlaşılmalıdır. Her yıl nüfusu %3 artan, yılda 1 .800.000 adet artan nüfusa eğitim veremeyen, yirmi yılda 36.000.000 çoğalan bir ülkede oluşan cahiller topluluğunu, Cumhuriyet rejimi içinde demokratik çağdaş, bir toplum yapmanın yolunun sadece hukuk devleti olmak, yasaları düzenlemek, insan haklarını sağlamak olmadığını görmek, buna paralel olarak bilgi toplumu olmak hazırlıklarına başlamak gerekmektedir. ► Emekli Diplomatlar Emeklilik yasası ile bir çok diplomat kamu görevleri ne veda etmişlerdir. Devlet görevinin belirlenmiş bir sürede sona ermesi doğal olmakla beraber, Avrupa Birliği hazırlık döneminde; gelişmekte olan MooN "' >, "' :ı;;; 'üi ·e bir ülkenin yeniden yapılanmasında, - 21 1 j

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=