Tesisat Dergisi 84. Sayı (Aralık 2002)

olarak ortaya çıkmaları ve hızlı gelişim göstermeleri ile karmaşık nitelikli bir yapıya sahip olmaları olarak özetlerken, entegre acil durum yönetimi ilkelerinin yüksek yapılar için de gerekli bir unsur olduğunu belirtti. Şener, Türkiye'de "afet yönetim" terimi ile dar bir bakış açısı ile değerlendirilen "acil durumlar"ın, afet dışı yönetimsel durumları da kapsayabildiğini belirtti. Afetlerin ülkemizde, yönetimsel açıdan, daha çok doğal afetlere, özellikle de bu afet grubu içinde yer alan deprem ve sel baskınlarına odaklanmış durumda olduğunun altını çizen Şener, hızla sanayileşen Türkiye'de planlı gelişmeyen kentle,rin, pek çok yerel yöneticinin düşlerini zorlayabilecek afetlere sahne olabilecek durumda olduğunu söyledi. Şener ayrıca dünyada kabul gören acil durum yönetim anlayışının; müdehale, iyileştirme, hazırlık ve zarar azaltma çalışmalarının kesintisiz olarak, afetten afete, ardışık olarak sürdüğü döngüsel bir yapı olduğunu vurguladı. Acil Durum Yönetiminin Döngüsel Yapısı Şener sözlerini şöyle devam etti: "Ne var ki Türkiye'de afet öncesinde hazırlanma ve zarar azaltma çalışmaları ve bunların planlamaları yapılmayarak genellikle zaman kaybedilmektedir. Sonuç olarak entegre acil durum planlaması ve yönetimi de tıpkı doğal afetlerde olduğu gibi yüksek yapılar kadaryeraldıkları kentler ya da kent parçaları içinde bütünleşik olarak döngüsel bir yapıda değerlendirilmeli ve önlemler süreklilik içinde değerlendirilmelidir." Dr. Sedat Özkııl (Epsilon Eğitim Danışınaıılık) Dr. Sedat Özkul (Epsilon Eğitim Danışmanlık) da, güvenlik sistemlerine entegre yaklaşımlar hakkında bilgi verdi. Özkul, afetlerden sonra yaşanan travmanın en aza indirilmesi için psikologve psikyatristlerin devreye girmesi gerektiğini belirtti. Güvenliğin 3 unsuru olduğunu, bunlardan ilkinin insan olduğunu söyleyen Özkul, felaketlerde, öncelikli olarak insaların kurtarılması gerektiğini, ardından verilerin, en son da değerli varlıkların kurtarılmasının doğru olacağını söyledi. Terörle ilgili zorunlu bir sigorta uygulamasının gerekliğini hatırlatan Özkul, Türkiye'de halen böyle bir uygulamanın olmadığının altını çizdi. Yüksek yapılarda güvenlik uygulamaları konusunu anlatan Oryal Ünver (GÜSOD Yön. Kur. Başkanı) ise, öncelikle tespit edilen politikaya göre güvenlik organizasyonunun sağlanması gerektiğini vurguladı. Binaların karşı karşıya kaldığı tehditleri, yangın, su baskını, deprem, sabotaj, terorist faaliyetler, hırsızlık, toplumsal olaylar olarak sıralayan Ünver, binalarda güvenlik ihtiyaçOryal Üııver (GÜSOD Yön. Kıır. Başkam) TESİSAT DERGİSİ 111'.m SAYI 84 ARALIK2002 larında, yer seçimi, ulaşım yolları, bina yapısı, binanın konumu, bina tasarımı, güvenlik sistemleri, güvenlik politikasının tes­ �iti gibi faktörlerin etkili olduğunu söyledi. Unver konuşmasında ayrıca, deprem tedbirleri ve organizasyonu, terörizme karşı koruma planları, su baskını tedbirleri, tahliye planları, ilk yardım ve kurtarma, yağmalama tedbirleri konularında bilgi verirken, 1 1 Eylül felakatine değinerek, 11 Eylül'den sonra güvenlik sistemlerindeki durumu anlattı. Panelde son sözü olan Zeynep Fulya Koç (AKUT), 11 Eylül felaketi deneyimlerini dinleyicilere aktardı. Koç, 1 1 Eylül olayının, yüksek yapılara saldırı konusunda olaya bakış açısını çok daha dikkat edilmesi gereken bir noktaya taşıdığını ifade etti. 1 1 Eylül felaketinin ardından olay yerinde inceleme imkanı bulduğunu belirten Koç, ilk defa bu kadar büyük bir enkazın görüldüğü bir felaket olduğunu belirtti. Yaşanan bu olayla birlikte yüksek yapı ve terörizm olgusunun yeniden gözden geçirildiğini belirten Koç, olaydan sonrayeni yaklaşımların doğduğunu söyledi. Zeyııep Fıılya (AKUT) Felaketin ardından en büyük sorunun enkaz kaldırma sırasında yaşandığını belirten Koç, çelik yapı enkazı ile betonarme enkazın birbirinden çok farklı olduğunun altını çizdi. Koç: "Çelik enkazı betonarmeye hiç benzemiyor, öncelikli sorun enkaz kaldırmada. Kullanılan vinçlerin oturma alanı yok. Eriyerek birbirne geçmiş çelik yığınını kaldırmak gerçekten zor. Sonrasında ise enkazın nerede, toplanacağı sorun oldu" dedi. Olayın psikolojik boyutunun da büyüklüğüne dikkat çeken Koç, böyle bir saldırıdan sonra insanların bu tür saldırılarda binayı derhal boşaltmak istediklerini ve bununla birlikte mevcut tahliye sistemlerinde de değişikliklerin gündeme geldiğini söyledi. Konuşmacılar bu konuya Türkiye' de daha fazla önem verilmesi konusunda hemfikirdi. i1ı:ı

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=