Tesisat Dergisi 83. Sayı (Kasım 2002)

Böylece firmalar, belli bir bilince ulaşmış ve çok tercih içinde seçme şansına sahip olmuş insanlara hizmet ve ürün sunmanın zorluğu ile bu gelişmelere uygun bilgi üretmek, yeni yapılara uygun insan istihdam etmek ve yetiştirmek, onları hedefler doğrultusunda motive etmek ve bütün bu ve benzeri süreçleri sürekli geliştirerek iyileştirmek, kısaca, yeni yönetim anlayı ş ve tekniklerini yaratmak durumunda kalmışlardır. Bu yeni yaklaşımlar iş yönetiminde "devrimsel" gelişmeler olarak adlandırılırken, TKY sistemi de, kalite kontrolden öte bir anlam taşıyan bir felsefesi ile bu yaklaşımların en çarpıcı örneği olarak karşımıza çıkmıştır. Ayrıca, dikkat edilmesi gereken bir nokta da şudur ki: TKY bir sentezdir. Dünya çapında kabul görmesinin ve evrensel temeller üzerine oturmasının en önemli faktörü de budur. Başka bir deyişle TKY, değişen piyasa şartl arı nı özümseye özümseye gelişmiş ve bugünkü anlamını kazanmıştır. Bir görüşe göre Batı ülkelerinde uygulanmakta olan yönetim modelleri küçük farklılıklar dışında aynı temel düşünce ve ilkelere dayanır. Bu düşünce ve ilkeler, F. W. Taylar ve diğerlerinin geliştirdiği "bilimsel yönetim" yaklaşımı ile H. Fayol'un saptadığı "yönetim ilkeleri" ve M. Weber'in belirlediği "ideal bürokrasi" modelinin bir sentezidir. Her ne kadar bu yönetim modelleri, daha sonraki yıllarda insan ilişkil e ri, grup dinamikleri, endüstriyel demokrasi, birlikte yönetim, sistem ve sosyo-teknik sistem düşünceleri, amaçlarla yönetim ve durumsallık yaklaşımı gibi bir takını fikir, düşünce ve uygulamalarla geliştiril nıeye çalışmış ise de özde aynı kalm ışlard ır. 198O'li yıllara kadar bu yönetim modelleri ile üretimin yapıldığı Batı' da, bu dönemden sonra gör0len verim düşüklüğü ve ekonomik büyümenin yavaşlamas ı ciddi bir revizyon ya da model değişikliği inancını gündeme getirirken, bu sıralarda doğuda, Japonya'nın başını çektiği bazı ülkelerde, yönetimde kalitenin ve insan unsurunun daha etkin olarak kullanıldığı yönetim anlayışı ile sağlanan başarı ve hızlı büyüme, bir anda dikkatlerin bu yöne çekilmesine neden olmuştur. Japon ve Batı tarzı yönetim uygulamalarını karşılaştıran bir çok araştırma yapılmış ve iki yönetim modeli ve uygulaması arasındaki farklar tespit edilerek yeni yaklaşımlar geliştirilmiştir. TKY'nin gelişim sürecinde Batılı hemen her ülke ve firma TKY'nin evrensel özellikleri çerçevesinde ve 198O'Ierde başlaya~ uluslararası standartlaşma hareketinin de etkisiyle kendi yönetim modelini ge li ştirip, kendi yapısına uygun bir TKY an layışını benimseyerek 1 uygulamaya başlam ıştır. Ancak, anlayış farklılıkları doğal olarak bir yandan konunun daha çok tartışılması ve TESİSATDERGİSİ lllllmillll SAYI 83 KASIM 2002 anlaşı lm asına imkan verirken bir yandan da uygulamada bir-çok karışıklığı da beraberinde getirmişti r. TKY'nin temel felsefesinden (evrensel özelliklerinden) uzaklaşıldıkça başarısızlık çoğalmış, bu doğrultuda TKY'ye yöneltilen eleştiril er de artmıştır. TKY'ye yöneltilen eleştirilerin başlıcalarını şöyle sıra lamak mümkündür: 1. TKY'nin uygu landığı bir çok firmanın başarısız sonuçlar elde etmesi. 2. TKY'nin günün rekabet şartlar ını karşılamada yetersiz sonuçlar elde etmesi. 3. Gelecek kısa bir zaman sonrasında artık kalite, rekabet faktörleri arasındaki yerini muhafaza edemeyecektir. Yukarıda sıralanan ve TKY'nin zaafları gibi gösterilen konular derinlemesine ince lendiğinde görülecektir ki, bu eleştirileri yapanların aslında TKY'yi tam olarak a nl ayamadıkla r ı veya eleşti ­ rilerini kısmi konularda yoğunlaştırdıkları görülecektir. Ayrıca, bu e leştir i yi yapan kişiler TKY'ye, Stratejik Yönetim, Değişim Mühendisliği, Yalın Üretim ... gibi yönetim tekniklerini alternatif olarak göstermeleri de ayrı bir yan lı şlıkt ır. Son olarak diyebiliriz ki, TKY'nin üç temel fonksiyonu vardır. Bunlar: 1. Tüm işletmeyi kapsayan (Toplam), 2. Her yönüyle sürekli kalite gelişimini amaçlayan (Kalite), 3. Yönetim odaklı (Yönetim) bir sistemdi r. Sistemin başarıya ulaşabilmesi için de, tüm unsur l arının tam ve doğru bir şekilde uygulanması gerekir. Uzun bir uygulama sürecinden geçen ve günümüzdeki düşünce temeline oturan TKY yaklaşımı bir sentez olarak karşımıza çıkmakta ve evrensel normlar taşımaktadır. Dolayısıyla, yukarıda saydığı mız temel gereksinimler yerine getirildiği sürece TKY'de başar ıya ulaşmak kaçınılmazdır. im

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=