Tarihi Musluklar Suyun zor elde edilebilir ve tükenebilecek bir kaynak olması, bu değerin idareli kııl/anıınını ve sıı akımını ihtiyaca göre kontrol/fi kullanmayı zomnlıı kılmıştıı: Bu ise, muslukların tasarı.mı ile mümkün olmuştur. Sııyun aktığı olıık bölümünün bir vana görevi yapan ve istenildiği gibi açılıp kapanabilen dikine bir burmalı çubuk ile donanımı, musluk tasarı.ıııının temelini oluşturur. Böylece çörten suyıınıın akımının sadece bir tıkaçla dıırdurnlması yerine, daha kontrollü bir sistem sağlanmış olmaktadıı: Kanuni döneminde kullanılmaya başlandığı kaynaklarda yer alan bıırma lülelerin (mııslııkları.n) çeşmelere takılmasının, sucu esnafı ve sipahiler tarafından bir hayli dirençle karşılandığı, hatta muslukların tahrip edildiği anlaşılmaktadır. Bu husus, Kanuni Sultan Süleyman tarafından İstanbul kadısına yazılan lıiikiimde açıkça belirtilmektedir: "Çeşmelere bur111a fiile koııııldıığııııdaıı lüleyi ııfa/dmı eğer sip"lıi ve sair kııllarıııı taifesi ise k"pımı" arz eylesin. Ve eğer elıl-i cilıetdeıı. ise cilıetiıı alııp ahara ııiresiıı. V e eğer şelıirlıı lıalkııu/{111 ise 11111/ıke111 l"'kkııulan geldiikteıı sonra ceri111esiıı aldırasııı. Ve yabaııa akmak ıçiiıı açıık koyanlarııı d"lıi veclıi ıııeşrıılı iizre l"'khırıııdaıı gelesiiıı. " Musluk yapımında çeşitli maden alaşım/an ve bezeme teknikleri kullanılmıştır. Tiiınii dökiiın tekniğiyle yapılan musluklarda önceleri bakır-kalay alaşımı kullanılarak bronz musluklaı; daha sonra ise daha ucuz olan bakır-çinko alaşımı kullanılarak pirinç mııs/uk/ar elde edilmişti,: Seri halde yapılan basit nıııslııkların yanı sıra, gösterişli formlara sahip kazıma tekniğiyle bezenmiş muslııklar da üretilmiş, saray ve benzeri önemli yapılar için gümüş alaşımları, giimiiş ve tombak musluklar da yapılmıştı. r. Saray muslukları tunç iizerine alım yaldızlı, bol giimüş alaşımlı değerli madenlerden yapılmıştıı; işçilikleri de son derece özenlidiı: Süsleme teknikleri arasıııda, kazımadan başka, ajur, kabartma ve matkapla delme ıekniklerinin de uygulandığı görülür. Musluk formları, yılan, ejder, koç başı gibi formlardan, geometrik ve bilkisel şekillere kadar uzanan bir çeşitlilik gösterir. Ve dönemin mimari zevk ve anlayışını yansıtıı: 18-19. yüzyılda saray ve çevresi tarafından yapıırılan binalar ve iç mekanlardaki muslukların bezeme ve form görkeminin neredeyse muslukların işlevinin önüne geçtiği görüliiı: Muslukların kolay bozulabilen ve ayrıca ıakılıp çıkarılabilen bir ürün olması, onların sık sık değişebilmesini, sonuçta yer aldıkları yapıdan uzak diişebilmeleri tehlikesini beraberinde getirmektediı: Ayrıca, yapıldıkları madeni aksamın eritilebilir ve yeniden kullaııılabilir veya başka bir iiriine döniişıiiriilebilir malzeme olması da, onların oldukları gibi günümüze ulaşmasını zorlaştırmaktadıı: Bu nedenle, bugün pek çok tarihi yapı içinde veya cephesinde yer alan musluklar ne yazık ki, orijinal olmadığı gibi, eri/ilmekten tesadüfen kıırıulmuş musluk örneklerinin de hangi yapıda ve nasıl kııllaıııldıkları bilinememekte, ancak yaklaşık tahminde bulunulabilmektedir. Bıı açıdan. giiniimüze ileri musluk teknolojisi iireıen E.C. A. kıırıınııınıın geçmişe eğilmesi ve kolayca bir araya geıirilemeyecek benzersiz bir koleksiyon oluşturması büyük önem ıaşımaktadır. Bu ünik koleksiyon herkesi insanlık tarihinin bu önemli buluşu, bugün giindelik yaşamımızın olağan bir olgusu olarak değerlendirdiğimiz sıı kullanım ve denetiminin mekanizması hakkında düşünmeye davet ederken, Anadolu 'da İslami dönem su külıüriiniin oluştıırdıığıı musluk ve zevk anlayışını da bizlere tanıtmaktadıı: TESİSATDERGİSİ 111!':11 SAYI 81 EYLÜL 2002
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=