Tesisat Dergisi 81. Sayı (Eylül 2002)

Buyazı, ECA Tarihi Musluk Koleksiyonu Sergisi için, Dr Nazan Ölçer tarafından hazırlanan kitaptan alınmıştır. Dr.Nazan Ölçer Suyun Su, tüm medeniyetlerin oluşmasındaki en büyük etkendir. Gelmiş geçmiş tüm uygarlıklar suyun olduğu coğrafyalarda suyun varlığı sayesinde tarım alanları oluşmuş, akarsu • "l'<'::lt'l'.\ll t::,-,�� �:ıı �ttlj's;. ij�::: •• • •• • S uyun insan yerleşmelerine ulaştırıl ması, uygarlık tarihinin önemli aşamalarını yansıtır. Su bula bilmek için toprağın derinlerine uza nan kuyular açıl mış, önceleri zahmetli taşı ma yöntemleri ile su kaynakları ve akarsulardan tarı m alanları ve yerle şi mlere su getiril miştir. İlerleyen uygarlık basamakları ile yağmur suları dahi değerlendirilerek kanallara akıtı lacak; açık ve kapalı sarnıçlarda depolanacak; sular meydan çeşmelerine, dini ve sosyal yapılara ulaşacak; arazi yapısının bu ulaşı ma izin vermediği durumlarda da bentler, su kemerleri ortaya çıkacaktır. '.-,.\� ıı:.-..;.;.;.:;:.:......,.. lstanbu/'da Valens (Bozdoğan) su kemeri. Ayasofya önünde /il.Ahmed Çeşmesi'nin tarihi bir fotoğrafı. En eski çağlardan beri çeşitli uy garlıklara beşik olmuş Anadolu'da yaşayan kavimler günümüze su kul lanı mına ait çeşitli izler bırakmış lardır. Pişmiş toprak su kanalları, gü nümüz plajlarının öncüsü olan su bentleri, çeşme, hamam ve havuzlar, su mimarisinin seçkin örnekleri ola rak günümüze ulaşmıştır. Hemen hepsi tarihin bir diliminde yeşermiş TESİSATDERGİSİ .. SAYI 81 EYLÜL 2002 ve sona ermiş bu uygarlıkların içinde, bize, Anadolu'da suya ilişkin en zen gin bilgi ve malzemeyi binlerce yıllık geçmişe sahip bir i mparatorluk baş kentinin, İstanbul'un vermesi şaşırtıcı olmamalıdır. Gerçekten de, İstanbul ve çevresindeki ilk yerleşmenin tespit edildiği MÖ 6000 yılından itibaren, şehrin sakinleri, su kaynakları bul mak, onu kullanmak ve saklamak için çeşitli yöntemler uygulamışlardır. Ancak ken tin gerçek bir su kültürüne kavuşması Roma i mparatorluk dönemine rastlar. Çevresinde önemli bir akarsu ve su kaynağı olmayan, üstelik kayalık bir zeminde kurul muş olan İstanbul'un su ihtiyacının antik çağlardan itibaren bir sorun olduğu bilinmektedir. Roma döneminde İ mparator Hadrian'a atfe dilen ve kentin batısındaki uzak alanlardan kente su getiren kanallar, daha sonraki yüzyıllarda da kullanıl mış, onarılarak genişletilmiş ve sarnıçlarla bağlantısı sağlanmıştır. İ mparator Valens (364-378) döneminde, Halkalı dolaylarından Beyazıt dolaylarına

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=