Tesisat Dergisi 80. Sayı (Ağustos 2002)

• • • • • • • RiSK SERMAYESi ve GiRiŞiMCiLiK R isk sermayesi, yenilik getiren, yüksek büyüme ve karlılık potansiyeli olan projelere yatırım yapma amacıyla ve yeterli finansmanı olmayan şirketlere başlangıç sermayesi olarak verilen fondur. Bu sermaye genellikle pek bilinmeyen bir alana girmek için kullanıldığından risklidir. Ancak büyüme potansiyeli olan alanda rakipsiz olma fırsatı verme açısından çekicidir. Risk sermayesi yoluyla, genç girişimcilerin önü açılır, onlara olanak sağlanır ve ülkede katma değer yaratacak yeni ürün ve hizmetler için kaynak ve ortam oluşturulur. 20. yüzyılın ikinci çeyreği, değişimler çok hızlanmış, dünya, serbest fikirlerin tartışıldığı ortamlara doğru ilerlemiştir. Buna paralel olarak 1960 yıllarında başlayan "Risk Sermayesi" kavramı, 1 970'\i yıllarda girişimciliğin öneminin artması, başka bir deyişle genç, dinamik, yaratıcı kişilere olanak sağlanması amacıyla daha da önem kazanmıştır. Risk sermayesi, bir projenin araştırma geliştirme aşamasından, pazarlama aşamasına kadar olan süreçte kullanılır. Bu fon, Amerika Birleşik Dev\etleri'nde genellikle şahıslar, Avrupa ülkelerinde ise kurumlar tarafından sağlanır. Bu ülkelerde oluşan "Risk Sermayesi Şirketleri", yeterli finansmanı bulunmayan girişimcilerin başvuru projelerini inceler ve değerlendirir. Kuşkusuz bir işletmenin başarıya ulaşabilmesi için hedef koymak, hedefe inanmak, o hedefe ulaşabilecek bilgi ve birikime sahip girişimcilere sahip olmak ve başarı için sabırla çalışmak gerekir. Risk sermayesi şirketlerine sunulan projeler, bu anlayış içinde hazırlanır ve projenin yatırım maliyeti, işletme giderleri, pazarlama stratejisi, gelir tahminleri, üretim şekli, yönetim biçimi, yöneticilerin özellikleri ve mali yapısı iyice belirlenir. Risk sermayesi şirketi tarafından, projeye katılma şartları ve destek fonu belirlenir. Bir projenin kabul edilebilmesi için o projenin alanında yenilik getirmesi ve yüksek Risk Capital And Entrepreneurship kar potansiyeli taşıması gerekir. Projenin destek sırası, bulunduğu aşamaya bağlı olarak 1-1 O yıl arasında değişebilir. Proje bittiğinde risk sermayesi şirketi yatırımdan çekilir ve genelde çekilme şirketin halka açılması şeklinde gerçekleşir. Risk sermayesi şirketlerinden bazıları, ayrıca şirketlere danışmanlık hizmetleri vererek genç girişimcileri cesaretlendirmekte ve önlerini açmaktadır. Ülkemizde girişimcilik, 1980'\i yıllarda konuşulmaya başlanmış ve 1990'\ardan sonra araştırma geliştirme, yenilikçilik gibi kavramlar önem kazanmış ve özel kuruluşlarda Araştırma-Geliştirme (AR-GE) bölümleri kurulmuş, devlet teşvikleri oluşmuştur. Özel kuruluşlarda bulunan ARGE bölümlerinde hem dünyada rekabet edebilecek yeni ürünler ortaya çıkmakta, hem de mevcut ürünlerin daha kaliteli üretilmesi için performans geliştirme çalışmaları yapılmaktadır. Devlet teşvikleri başta TÜBİTAK Teknoloji İzleme ve Değerlendirme Başkanlığı (TİDEB) tarafından sağlanmakta ve bu başkanlık aracılığıyla, bünyesinde AR-GE birimi bulunduran veya AR-GE faaliyetleri yapan kuruluşlara devlet yardımı sağlanmaktadır. Ayrıca Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) ve Avrupa projeleri, girişimcilere yardımcı olacak olanakları sunmaktadır. Türkiye'de ayrıca bir özel kuruluş, "İş Geliştirme Birimi" kurmuş olup, bu birim aracılığı ile yeni fikirleri değerlendirmekte, teşvik edilmeTESİSAT DERGiSi ıınıı SAYI 80 AĞUSTOS 2002 sine karar verdiklerine risk sermayesi sağlamaktadır. Ayrıca yapılan araştırmaları ve ortaya çıkan fikirlerin hayata geçirilmesini kolaylaştırmak, teknolojinin gelişimini sağlamak, ileri teknoloji kullanan ve üreten şirketlerin oluşumunu ve büyümesini desteklemek amacıyla teknokentler kurulmuştur. Ülkemizde ilk teknokent kurma çalışmaları, 1987 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde başlamış ve 1 995'te kentin bir bölümü faaliyete geçmiştir. Bunun yanı sıra, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi'nde bir teknopark kurulmaktadır. Sabancı Üniversitesi, Gebze Organize Sanayi Bölgesi ve lsrail ISCAR şirketinin işbirliği ile bir teknopark çalışması başlamıştır. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde de Teknopark kurma çalışmaları devam etmektedir. Teknoparklar, şüphesiz ülkemizde üniversite-sanayi kuruluşları arasındaki etkileşimi artıracak, üretkenliğe katkıda bulunacak, teknoloji üretimi ve geliştirilmesi olanaklarını sağlayacak ve girişimcileri teşvik edecektir. Yenilikcilik ve girişimcilik kültürünün ülkemizde yaygınlaştırılması, gençlerin sadece başkalarının şirketlerinde değil, kendi kuracakları şirketlerde de başarılı olmalarını sağlayacaktır. Nitekim ülkemizde son yıllarda birçok başarılı örnek görülmektedir. Geçen ilk bahar yönettiğim "Girişimcilik" panelinde yer alan Kale Robotiks ve kurucusu Hakan Altınay; Net üne ve kurucularından Cem Çelebiler; Siemens İş Geliştirme Birimi'nden Selim Güven bunlardan sadece birkaçıdır. Üniversitelerin eğitim programlarına, "girişimcilik" konusunun dahil edilmesi, ders dışı faaliyetlerde (örneğin panel, konferans, seminer) bu konunun gençlere anlatılması ve gençlerin girişimciliğe özendirilmesi ümidiyle ... i1il o. f'y\' �CQv- Prof. Dr. A. Niliifer Eğrican

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=