'' Firmalar şu aııda yaşamlarım sürdürüyor ""'a büyiiyeıııiyorlar; içe döııiik çalışıyorlar. Oysa dışll döııiik çalışaıılarm biiyiiıııe şa11sı var. " edeceğiz. "Bizi birileri sömürüyor" diyorum, "AB mi?" diyorlar. Keşke onlar sömürseler, biz onlardan çok daha akıllıyız. Ne yazık ki onlar sömürmüyorlar. Galiba Ankara'dakilerin AB'ne girmek gibi bir niyetleri yok. Çetin Altan'ın dünkü yazısını çok sevdim; "30 sene sonra AB'ye gireriz, bizden sonraki nesil bu işi becerir, yatıp da gününüzü gün edin" diyor ve ekliyor, "Ama 30 sene sonra kesin gireceğiz. Zaten istemeseniz de gireceksiniz" diyor. Dolayısıyla bizim kısa gelecekte siyasetten umudumuz yok. Yurt içinde büyük bir talep patlaması ihtimali olduğu halde sanayici olarak Türkiye'den fazla bir şey beklemiyoruz. Onun için ihracatta kolları sıvadık. Yastık altı olarak belki de dünyanın en zengin ülkelerinden biriyiz. Müteşebbisimizin bir kenarda sakladığı, yatırıma dönüştürmediği milyarca dolar var. Ama insanlar, bunu yatırmıyor; korkuyorlar. "Euro şöyle oldu, dolar böyle oldu" diyorlar. Bunun yerine paralarını repoya yatırıyorlar. Ama repodaki paranın bir döngüsü yok ki! 2001 yılı Şubat ayında "ekonomik kriz" diye bir kavram ortaya çıktı. Bunun gerçek anlamda bir ekonomik kriz olmadığını herkes biliyor, bu siyasi bir kriz. Çarçur edilmiş paraların ayyuka çıkmasıyla ekonomik bir krize girmişiz. Nasıl bir şirketin başındaki insan şirketi yönetemezse, o şirket batar; Ankara da bizi yönetemediği için bunları yaşıyoruz. Doğru dürüst bir yönetim olsa bu paralar ortaya çıkmaya başlayacak. Bizde büyük 1 (Soldan sağa) Muhittin Tekman, Teba Klima Grubu Başkanı Mustafa Baygan ve Emine Bankoğlu. bir yatırım hevesi var, insanımızın içinde müteşebbislik ruhu var. Bunlar bir başlayınca artık kimsenin durdurması mümkün değil. Ne IMF'ye ihtiyacımız kalır ne de bir başkasına. 8-1 O sene sonra IMF'ye borç bile verebiliriz. Yani bize bir yönetim lazım. Ancak bu da kısa vadede pek mümkün görünmüyor. Büyük bir potansiyel olduğunu her zaman görüyoruz; gerek merkezi sistemde, gerek klima sektöründe firmalar şu anda yaşamlarını sürdürüyor ama büyüyemiyorlar; içe dönük çalışıyorlar. Oysa dışa dönük çalışanların büyüme şansı var. "Teba olarak biz, gerek üretimde gerekse it/ıal4tta portfoJ•iiıııiize yeııi iirıiııler katıyoruz. Ticaretteki dıırgıml"ğıı, tekııolojüle; gerek keııdi ürettiğimiz, gerek itlıal ettiğimi: cihazlardaki yeniliklerle aşmaya çalışıyoruz. " TESİSATDERGİSİ .. SAYl 79 TENMUZ 2002 Teba olarak biz, gerek üretimde gerekse ithalatta portföyümüze yeni ürünler katıyoruz. Az önce söylediğim ürünlerin yanında mesela soğutma gruplarında R22'den R407'ye geçiyoruz. Santrallerde iki yeni modelimiz çıktı. Fan-coil modelleri değişiyor. Daikin'den devamlı model geliştirerek Türkiye'ye ithal ediyoruz. Partnerlerimizden biri olan Mc Quay markamız devamlı gelişme kaydediyor. Dolayısıyla ticaretteki durgunluğu, teknolojide; gerek kendi ürettiğimiz, gerek ithal ettiğimiz cihazlardaki yeniliklerle aşmaya çalışıyoruz. Yani insanlara yeni bir şey sunmaya uğraşıyoruz. Bu çok önemli. Artık o eski statükoculuk bitti. Mutlaka yeni bir şey geliştirmeniz lazım. Fabrikada test laboratuvarlarını geliştiriyoruz. Akredite olmuş laboratuvarlar kurma çabalarımız devam ediyor. Çünkü şirketimizin geleceği, klimanın geleceği Ar-Ge'ye bağlı. Mühendislerimiz, araştırmamız, üretimimiz hepsi aynı mekanda olacak ki, daha fazla verim elde edilsin. Milyon dolarlar bazında yatırımlar yapıyoruz; ciddi yatırımlar. Bu yatırımlarda kademeli olarak TÜBİTAK ve TTGV'den vb. kurum ve kuruluşlardan proje desteği vs. alıyoruz. Bunun dışında kendimize, dünyanın her noktası na i hracat hedefi koyduk;
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=