Bir başka soru; KOBİ'lerin desteklen mesi. Bu, tamamıyla Sanayi Bakanlığı'nın teşvikiyle ilgiliydi. Vergi ve muafiyetlerle ilgili olarak, zannedersem %1 8 KDV'nin %1 2'ye çekilmesi isteniyor. Dolayısıyla %6 daha fazla iş yapılmış olacağı hususu var. Biliyorsunuz bunların düzenlemesi Maliye Bakanlığı'nın sorumlulğunda. Bu öneriyi Sayın Bakanım Maliye Bakanına götürdü. Fakat bir sonuç alınamadı. Diğer bir husus; yangın yönetmeliği. Şu günlerde bu yönetmelik hazır. Zanne diyorum ki, sivil toplum kuruluşlarına ve kamu kurumlarına gönderilip, son görüşler alınıp, bunun yasallaşma süreci başlatılacak. Konulardan bir tanesi de Birim Fiyat meselesi. Birim Fiyatlar kalkıyor. Devam eden işler için bu fiyatlar çıkar. Fakat Birim Fiyatlar parasal kısım hariç, yapım şartlarını belirliyorlar: ne kadar sıva yapacaksınız, ilk önce sıvayı mı yapacaksınız? Dolayısıyla Birim Fiyat aynı zamanda o imalatın içine giren işlerin hem miktar olarak, hem de yapım şartları olarak tarifini yapıyor. Birim Fiyatları kaldırdığımızda burada boşluk olur. Bu nedenle yapım şartlarının yeni den belirlenmesi lazım. Diğer bir husus; Eurocode'lar meselesi. Bunlar üzerinde de çalışıyoruz. Yeni Eurocode'lar işin mekaniği ile ilgili hususlar. Onlar da bizim en büyük kriterlerimiz. Prof. Dr. Abdülkadir Akcan (Bayındırlık ve İskan Bakanı) Ben öncelikle dubl ikasyonların önlenmesi suretiyle devletin küçültülmesi hususunu arz edeyim. Milli Eğitim Bakanlığı merkezde teşki latlanmı ş durumda. Hakkari'deki bir okulun kontrolünü bana yaptırıyor. Eğer Hakkari'deki okulun, i hale sonrası müteahhide yer tesliminden itibaren kontrolü bendeyse niçin Milli Eğitim Bakanlığı ihale yapıyor? Eğer Adalet Bakanlığı'nın X ilindeki adliye binası ihalesi Adalet Bakanlığı tarafından yapıldıktan sonra; mühendislik ve kontrol teşkilatı yoksa; ki yok, niye X ilindeki Bayın dırlık İl Müdürlüğü kontrolü yapacak? Eğer bu böyle uygun görülüyorsa Bayındırlı k ve İskan Bakanlı ğı'nın görevi nedir? Bu durumda Bayındırlık ve İskan Bakanlığını kapatmamız lazım. Buna da varım. Her ile bir üniversite diyoruz. 53 ilde üniversite var. 53 ilin üniversi tesinde Prof. Dr. Abdülkadir Akcaıı V. lnte,national t4VAC•R Technology s.,m "Dünya Ticaret Örgütü 'nün globalleşme esprisi içinde bu modeli uygulayan bir ihale kanunu ortaya koymasının olmazsa olmaz şartlarından bir tanesi de şu; yerli m üteahlı itlerin korımması. 1 ' merkezde bir yapı işleri daire başkanı ığı var. Bayındırlık İl Müdürlükleri'nin teşkilatlanma modeli ile aynı. O zaman Bayındırlık İl Mü dürlükleri'ni kapatalım. Her ild versite açacağımıza göre; üniveersb i t ir e l ü e n r i i n yapı işleri daire başkanlıkları bu işi götürsün. Hizmetin serbest dolaşımı; eğer Amerikalı, hizmet olarak bana geliyorsa; bu serbest rekabet ortamında benim müş rım da Amerika'ya gidebilmelai.vGir fiti rmmeanl ai n gereği neyse; onun gereğini Amerikalı yaparken benim insanım da yapmalı. Ama öyle değil. Dünya Ticaret Örgütü'nün global leşme esprisi içinde bu modeli uygulayan bir ihale kanunu ortaya koymasının olmazsa olmaz şartlarından bir tanesi de şu; yerli müteahhitlerin korunması. Yani Dünya Ticaret Örgütü kendisine uygun bir ihale yasasının yürürlüğe konmasını üyeleri için öngörüyorsa, şart koşuyorsa diğer taraftan da şu toleransı getiriyor: Diyor ki; "Yerli müteahhidi, yerli müteşebbisini korumalısın." Biz de nası l koruduk? Kamu ihale kanunumuzun bir maddesinde yerli müteahhit ve yüklenicilerin yabancı yük lenicilere karşı eşik değerden sonra, ikinci koruma perdesi %1 5'Iik fiyat farkıdır. Yani birAlman gelipX kolejinin binasını yapmak TESiSATDERGİSİ .. SAYI 79 TEMMUZ 2002 üzere ihaleye talip olup -ki yaklaşık tahmini değeri eşi k değerinin üzerinde olması lazım teklif verebilmesi için- yerli firma %20 kırarken, Alman firma %35, 1 kıracak ki ancak ihaleyi alabil sin. Bu da Dünya Ticaret Örgütü'nün kabul ettiği ilkelerden biridir; yerli firmaların korunması ilkesidir. Şu anda Dünya Ticaret Örgütü de IMF' de eşik değer üstünde duruyor. Biz eşik değeri şöyle öngördük; AB diyor ki; "5 milyon euro". Yani bir bina yapılacaksa, tahmini bedeli 5 milyon euro ise, oraya kad ü ar yerli firmalar girecek. Onun stündekilere AB ülkesi olan ülkeler girebilecek. Yani bu 5 milyon Euro da yaklaşık 6,9 trilyon TL idi. 6,9 trilyon TL'nin altında olan işlere hiçbir AB üyesi ülke müteahhidi sokulmayabiliyor. Almanya da, İngiltere de AB üyesi; bunun altındaki ihaleye Almanya, İngiliz'i sokmayabiliyor. Ben neyim peki? Ben üyesi değilim. Zaten bu kazığı Gümrük Birliği anlaşmasında yemişiz. Nevşehir'de yapılan bir toplantıda Sayın Refik Baydur'un yönlendirmesiyle yapılan kayıt dışı ekonomi panelinde bir iş adamımız; Gümrük Birliği anlaşmasının imzalandığından bu yana, 100 milyar dolarlık kaybımızın olduğunu ortaya koydu. Bu ülkenin Bakanı olarak ben şok oldum. Niye bir daha kazı k yiyeceğiz? AB üyesi değilim. O zaman ben niye AB'ye uyum adı altında bu taahhüdün altına gireyim? Hemen bu ilgili maddenin bulunduğu yere ikinci paragrafı açtırdım. Şunu söyledim; "Dünya Ticaret Örgütü üyesiyiz, 5 milyon SOR eşik değer." Bunu üye olmanı n gereği olarak uygulamak zorundayız. 5 milyon SDR de 1 1 trilyon TL ediyordu. Eşik değer 11 trilyon TL. AB'nin itirazı buna. Ne istiyordu; 5 milyon euro; 6,9 trilyon mu, 7 trilyon mu yoksa 11 trilyon mu sorusunda, 11 trilyon dedim; altına da yazdım: "Türkiye AB üyesi olduğunda hiçbir ikinci değişik işleme gerek kalmaksızın AB üyesi ülkelere karşı AB normu hal inde uygulanır. O zamana kadar 11 trilyon TL sürecek." 122 madde. Temel bir kanun yapmak istedik. Muhalefette bulunan partilerden bir tanesi dedi ki; "Ben deste lerim, ama şartım var eşik değer 22 trilyonka çıkacak." Tamam" dedi k. İşte Dünya Bankası ve IMF'in itirazı buna. Muhalefet partisinin bu önerisini kabul etmek suretiyle biz muhalefetten temel kanun olarak dönüşümlü desteği aldık. İ ki gün içinde kanunumuzu görüşerek çıkardık. IMF bastırıyor şimdi. Dünya Ticaret Örgütü üyesi olduğumuzu açıkladım. Peki karşıl ık
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=