"Devlette firmalara yönelik, imalata yönelik olarak uygulanan iki ana teşvik kalemi var. Bunlardan bir tanesi yatırımlarda devlet yardımları, ikincisi ise; dahilde işleme izin belgesi.. Dahilde işleme izin belgelerinin maliyeti ise; ihraç edilmek kaydıyla, ihraç edilecek ürünler bünyesinde kullanılacak hammadde ve yardımcı malzemelerin gümrüksüz ve KDV indiriminden yararlanarak ithal edilmek amaçlıdır. Gerek bu konuda, gerek yatırım teşvik konularında Sanayi Odası olarak kitap da yayınladık. Siz, komite önderliğinde seminer düzenleyebilirsiniz; eğitim anlamında o seminere de katılabiliriz. Onun haricinde Oda olarak, tüm firmalara yönelik olarak bu konuda seminer programı, 2002 yılı içindeki programımız içinde var. 600 milyarlık olay ise; daha önce bu 200 milyardı. Şu anda İstanbul'da 600 milyara çıktı. İstanbul haricindeki normal bölge olarak adlandırdığımız Çorlu, Tekirdağ -üyelerimizin çoğu da bu bölgede-taraflarında bu miktar, 400 milyar olarak uygulanmaktadır. Zaten bu 600 milyarlık limitin yüksek tutulmasındaki amaç; verilecek vergi adedinde kısıtlamaya gitme amaçlı bir uygulama oluyor. Mümkün olduğunca yatırımlarda bu devlet yatırımlarında yardımı kısmaya çalışıyor. Bu konuda 600 milyarın aşağıya çekilmesi için Odamızın, Hazine Müsteşarlığı nezdinde, gerekse Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş nezdinde girişimleri oldu. 600 milyarlık limitin aşağıya inmesi, Odaların limiti olan maksimum 2 trilyonluk limitin 5 trilyona çıkması gibi hususlarda girişimlerde bulunuldu. Bu konuda bir tebliğ çalışması var. Yeni çıkacak tebliğde de böyle olumlu bir şey bekliyoruz. Bir de yapılacak olan yatırımlar ve finansal kiralama (leasing) yoluyla yapılacak ise; o zaman bu yatırım tutarı 600 milyar değil de o/o25'i esas alınıyor. Yani 1 50 milyar. Leasing yoluyla yatırım yapacaksanız, o zaman teşvik belgesinin düzenlenebilmesi için gerekli asgari yatırım tutarı 600 milyar değil, 150 milyar olarak uygulanıyor." Yüksel Köksal ISKAV Genel Koordinatörü Yiiksel Köksal: "Sanıyorum henüz ne kamuoyu ne de sanayiciler yeterince bu işin ciddiyetimle değilleı: Biz ISKAV olarak geçen seneden heri işin ciddiyetine vakıf olduğımıuzdan, bir an önce sektör firmalarımızı hilgilendil'ınek ve bu çalışmaları başlatmak için Almanya 'nın en büytik kontrol teşkilatı ile bir işbirliğine girdik ve bir protokol anlaşması yaptık. Gayemiz; burada küçük sanayicileri de yönlendirerek; onların en rasyonel ve ekonomik olarak hu belgelere sahip olmalarını sağlamaktır. " Yaptığı sunumda "Belgelendirme Sorunları CE" konusuna değinen ISKAV Genel Koordinatörü Yüksek Köksal da, 1 Ocak 1996'da başlayan Avrupa teknik mevzuatına uyum sürecinin geçirdiği evrelerden söz ederek, 11 Ocak 2002 TESİSATDERGİSİ 1111111 SAYI 79 TEMMUZ 2002 tarihinde yürürlüğe giren mevzuatın bundan böyle geri dönüşü olmadığını düşündüğünü ifade ederek, "Eğer AB'ye devam etmek isteniyorsa teknik mevzuatın hukuki mevzuat ile birlikte uygulanması şart oluyor." dedi. Köksal, ne kamuoyu ne de sanayicilerin henüz bu olayın yeterince ciddiyetinde olmadığını belirterek, "Biz ISKAV olarak geçen seneden beri işin ciddiyetine vakıf olduğumuzdan, bir an önce sektör firmalarımızı bilgilendirmek ve bu çalışmaları başlatmak için Almanya'nın en büyük kontrol teşkilatı ile bir işbirliğine girdik ve bir protokol anlaşması yaptık. Gayemiz; burada küçük sanayicileri de yönlendirerek; onların en rasyonel ve ekonomik olarak bu belgelere sahip olmalarını sağlamaktır. Anlaşmalarımıza göre; Türkiye'de Almanların buradaki ekipman laboratuvar, Türkiye'deki mevcut potansiyeli de değerlendirerek en uygun şekilde sanayicilerin, özellikle küçük sanayicilerin bu imkanlara kavuşmasını ve belgelerin alınmasını sağlamaktır." dedi. Türkiye pazarının daralmasından dolayı ihracata yönelik çalışmaların canlanması gerektiğini, birçok firmanın proje ve stratejilerini bunun üzerine kurduğunu anlatan Köksal, belgelendirme sayesinde, ismi duyulmamış firmaların dünya piyasasında, global ekonomide bir fırsat yakalayacağını vurguladı. Toplantının ikinci bölümünde İSKİD Başkanı Mustafa Arslancan, TSE ve bağl ı resmi dairel erde yaşanan sorunlara değindi. Düşük standartlı ürünlerin ithalinin haksız rekabete yol açtığını söyleyen Arslancan, aradan geçen 1,5 yıl gibi bir zaman içinde TSE ile çeşitli görüşmeler sonucunda ilerlemeler kaydedilmesine rağmen bu sorunun hala çözülmediğini belirterek, "Bir de TSE bu kapasite kontrollerini yaparken 'yurt dışında bunları yapan bağımsız kuruluşlar var, bunları niye tanımıyorsunuz?'diyoruz. 'Biz TSE'yiz, kendi ölçtüğümüz kapasiteye inanırız.' Fakat buna rağmen bir split klima cihazının -split bu konudaki en küçük kapasiteli cihazlardır-kapasitesini ölçecek bir laboratuarları yok" dedi.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=