Tesisat Dergisi 78. Sayı (Haziran 2002)

ORHAN TURAN Açık Oturum Yöneticisi En önemli şey; aslında standartlar. Zaten derneğimizin amaçlarının başında da bu geliyor. Standartlara uygun proje, ardından buna uygun üretim yapmak, bu tür standart malzemeleri kullanmak. Biz bu konuda ilk günden beri dernek olarak elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Aksi takdirde; zaten sıkıntılarımız fazla olduğundan çok daha kötü bir durumla karşı karşıya kalacağımız kesindir. Avrupa standartlarını yakalamalıyız. Bunun yolu da ASHRAE Standartlarını uygulamak; EN Standartlarına uygun proje, imalatve üretim yapmaktır. Yaklaşık 30 bin standart var. Maalesef bu standartların %80'i Türkiye'de bilinmiyor. Bu 30 bin standardın 3 bini ise bize acil olarak lazım. Bu amaçla derneğimiz öncelikle bir proje taslağı hazırladı. Bu taslağı da EMO İstanbul Şubesi ile müştereken bir an evvel bir yönetmeliğe çevirmek için çalışmalara başladık. Bu konuda Türkiye'de henüz bir proje yönetmeliği yok. Ayrıca iç tesisat yönetmeliğimiz çok eski ve standartlardan oldukça uzak haldedir. EMO İstanbul Şubesi ile bir komisyon kurduk. Bu komisyonun çalışmaları devam etmektedir. En kısa zamanda iç tesisat yönetmeliği oluşması için önerilerimizi ilgili bakanlığa sunacağız. ERSİN GÖKBUDAK DEMTA Ben daha çok çözüm olarak ne yapılabilir noktasına bakacağım. Tesisat mühendisliğini neden seçtik, buna nasıl geldik? Kazanç mı, alışkanlık mı, çaresizlik mi, serbest çalışma arzusu mu, güncel hayatla iç içe olmak mı, işe olan ilgi mi? Kendimizi birsektör içinde buluyoruz ve biraz önce "sorunlar" dediklerimizin hepsi uluslararası bir seviye hakkını da tanımıyor. "Bu seviyeye nasıl gelebiliriz?"in genel, ideal tanımını yaptıktan sonra, bir de kendi içimize dönerek "Bu heyecan var mı?" diye sormamız lazım diye düşünüyorum. Yaptığımız işte; yatırımcı, kontrolcü, imalatçı, müteahhit, yapımcı tesisat grubu ve bunun katılımı olan yatırım ihtiyacı, finans, para gereksinimi, iş gücü. Bunların hepsi olabiliyor da acaba neden işler yolunda gitmiyor? Neden Türkiye'de birçok konuda böyle kesintiye uğruyoruz? "İhtiyaç, işgücü, bilgi var; para yok" diyoruz; ama belli Ersin Gökbudak: Biz, bir tesisat ıııiitealılıidi olup lıi:,111et vereceğiz. Hizmet vermekten öte giiçlii bir ıııiitealılıit olacağız. Satm alma ıızmammız olacak. Bu model bu perspektifte çok otıırııı11y01· U:,ım vadede baktığımız r,{l111aıı Türkiye şartl"rmda, Türkiye çevresiııde dış işler de dahil diişiiıuliiğiiııiiz aıılamda ideal bir tesisat ıııiilıeıulisliği yapmak pek ıııiiıııkiin gelm(vor. " kesimde para da var. Paranın belli kesimde olması yetmiyor; belli bir gelir seviyesinin genelde olması gerekir, diye düşünüyorum. Yüklenimciler anlamında düşünüyorum; bir tesisat müteahhidi nasıl olmalı, ne tür hizmetler vermeli? Alt alta yazdığınız zaman büyük bir bütçe çıkıyor. Biz, Türkiye'de, dışa açılabilme anlamında bu bütçeyi kaldırabilir miyiz? Biraz önce Mustafa arkadaşımız Türkiye'deki mekanik tesisatla ilgili ara kalemlerin 80 milyon dolar olduğunu söyledi. 80 milyon dolar diğer kısmına; bir 80 milyon dolar kadar da işçilik ve diğer işlere koyuyorum; toplam 250-300 milyon dolar ediyor. Bunun düşündüğümüz anlamda bir ihaleye dönüşü olsa olsa 1 00150 milyon dolar. 100 milyon dolarlık bir işte bir tesisat müteahhidi olabilmek için 1 O sene üst üste 5 milyon dolarlık bir bütçe yakalayabilmek lazım. 5 milyon doları yakalasak dahi; bunun %5'i 250 bin dolar. 250 bin dolarla Türkiye'de ne olabilirsiniz? Demek ki ayda sizin 20 bin dolarlık bir genel gider imkanınız var. 5 bin dolar ciro yapıyorsunuz ki Türkiye'de 1 O bin dolar, bir firma için çok azdır. Eğer 5 bin dolar ciro yapıyorsam bunun %5'ini genel giderlere ayırabiliyorsam; ki pek çok arkadaşımız son ihalelerde genel gider %5 koyup da iş alabilmiş değil. Biz, bir tesisat müteahhidi olup hizmet vereceğiz. Hizmet vermekten öte güçlü bir müteahhit olacağız. Satın alma uzmanımız olacak. Bu model, bu perspektifte çok TESİSATDERGİSİ Ea SAYI 78 HAZİRAN 2002 oturmuyor. Uzun vadede baktığımız anda Türkiye şartlarında, Türkiye çevresinde dış işler de dahil düşündüğünüz anlamda ideal bir tesisat mühendisliği yapmak pek mümkün gelmiyor. HÜSEYİN ERDEM Tokar Orhan Bey bana dedi ki; "sorun anlatma"; sorun anlatmayacağım. Doğan Bey dedi ki; "taşeronluk sözünü etme"; etmemek elde değil. Önümüzde sözleşme var, her yerde "taşeron" yazıyor. "Mercedes olsun, ucuz olsun" isteniyor. Soruyorum size; Mercedesi ucuz alan bir müşteri var mı? İşveren bizden ucuz istiyor. Yok böyle bir ucuzluk. Bazı konulara katılmıyorum. Her konuda çıta yüksektir. Bazı binalar daha pahalı olabilir. Ama bugün her şeyiyle; ısıtması, soğutması, klimasıyla, bina otomasyonuyla, hijyeniyle çalışan bir çok binamız var. Bunu yapan müteahhit firmalarımız, bunu yapan tasarımcılar, buraya malzeme veren meslektaşlarımız, buraya malzeme üreten üreticileHüseyin Erdem: Biz rekabet eden, rekabeti eıı ııygıııı /{vata sat<m 111 iitealılı itleri:,. Ama taşeroıı olarak amlıyorwr,. Taşeroıılı,k yaplllmı aııcak, alt miitealılıit olmaya da adayız." rimiz, burada işletmeyi yapan arkadaşlarımız; bu işletmelerde hata olmasına rağmen çoğu işleyen binalar mevcut. Biz yurt dışında da iş yapıyoruz, yurt içinde de. Ancak ucuzu istiyorlar. Ucuzyok. Çünkü biz, rekabet eden, rekabeti en uygun fiyata satan müteahhitleriz. Ama taşeron olarak anılıyoruz. Sözleşmeler tek taraflı. Neden sadece işveren korunur? İşte önümde bir sözleşme; "Yapılan işler her ne kadar projeye uygun olarak yapılacaksa da, işin performans sorumluluğu taşerona aittir. Herhangi bir sebeple proje, detay veya teknik şartnamenin tam olarak içeriğinin anlaşılmaması,

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=