Tesisat Dergisi 77. Sayı (Mayıs 2002)

yetişmiş, çok iyi hizmetler yapmış, deneyim kazanmış, uzman olmuş kişilerin müsteşar düzeyine kadar gelmesi, daha başka bir şekilde güvence altında çalışması doğru olmaz mı? Belki siz bunu uygulayabilirsiniz ancak, başka bir bakan gelir. o müsteşarı görevinden alır; dışarıdan başka bir müesseseden çalışan birini getirir, müsteşar yapar. Prof. Dr. Akcon: Söylediğiniz şey, zaten Türkiye'de adı konmadan tartışılan bir sistem. Yani bakan bakan yardımcısı meselesinin gündeme getirilmesi; iki turlu seçim sistemi. İ ki turlu seçim sisteminde neyi halledeceksiniz? İ ki turlu sistem, başkanlık sisteminde geçerlidir. Baştaki kişiyi seçecekseniz iki turlu sistem olur. Ama bir parlemento seçiyorsunuz; sonuç olarak da bir siyasi yolla gelen, bir de kurumun içerisinden gelen siyasiler olabilir. Bakan-bakan yardı mcı sı kavramı, bugünkü bakan-müsteşar ikilisinin değişik bir ifadesidir. Onun altında kalan zaten komple bürokrat değil teknokrat olmalıdır. Ve ben, bugün, burada bunu yapıyorum. Ben buraya geldiğimde, vekaleten bu işi götüren insanlarla buraya gelmeden önce hiçbir yerde karşılaşm a mıştı m . Hiçbir tanışıklığım yoktur. Milletvekil liği yapıp buraya gelmiş olmama rağmen, bu bakanlıkla siyaseten, işim ve i lişiğim olması gerekmesine rağmen ben, buradaki - teknokrat diye tabir ettiğim -genel müdür, genel müdür yardımcısı ve müsteşar yardımcılarının hiçbiriyle tanışmadım. Ben bu bakanlığı yakınen tanımıyordum. Geldiğimde vekaleten işi yürütenleri kontrol ettim, bu işi yapabilecek güçte olduklarını gördüm ve asaleten atamalarını yaptım. Bu arkadaşlar ne benim bölgemdendir, ne daha önce tanışıklığım vardır bu kişi ya da kişilerle. Onları tamamen mülakat ilkesine göre değerlendirdim ve asaleten görevlendirdim. Savunduğum sistem budur zaten. Özetlersem; burada teknokrat tanımlaması yapıyorum, bürokRVI~ • Celal Okutan ,,e Prof. Dr. Abdülkadir Akcaıı. 67;., taraftan aynı amaçla farklı birimlerde, farklı bakanlıklarda gerçekleşen organizasyon/ar, devleti hantallaştırıyor; devletin aynı konuya farklı şiddetlerde, farklı önem derecelerinde b:~~asına ) neden olu~ rat değil. Diğer taraftan aynı amaçla farklı birimlerde, farklı bakanlıklarda gerçekleşen organizasyonlar, devleti hantallaştırıyor; devletin aynı konuya farklı şiddetlerde, farklı önem derecelerinde bakmasına neden oluyor. Yani bir deprem kuşağında bina yapıyorsanız, ilköğretim okulunun o kuşakta yapılmasıyla bir konutun o kuşakta yapılmasının veya kamuya ait bir fabrikanı n ya da hastanenin o kuşakta yapılmasının deprem direnci açısından önemi farklı olmamalıdır. Bunu görevlerin bir yerde toplanması sağlar. Bu, bir taraftan kaynakların aynı perspektiften bakılarak kullanılmasını sağlarken, diğer taraftan da devletin h antallaşması nı, gereksiz büyümesini önler. Diyelim ki bir kişinin haftada bir proje yapma gücü varsa; aynı örgütü farkl ı bakan lıklara kuruyorsunuz ve o bakan lığın 20 tane projesi var. Yılda 52 hafta olduğuna göre, bu, o kişinin 32 TESiSATDERGİSİ 11!111 SAYI 77 MAYlS 2002 hafta proje yapmaması demektir. Oysa hepsi aynı yerde olsaydı, her hafta kendisinden bir proje isterdiniz. Yıl içinde ne kadar proje halledilmesi gere-kiyorsa, o kadar ekip kurulur, devlet o kadar büyütülürdü. Şimdi devletin hantal yapısı, aynı fonksiyonu farkl ı bakanlıklarda ifası için Bayındırlık Bakanlığı'nın minyatürlerinin her bir bakanlıkta oluşturulmuş olması ile karşı l aşıyoruz. Bu, devletin büyümesi ve etkinliğinin azalmasıdır. Şimdi biz kimi yenileyelim? Mesela Japonlar depreme direnci nasıl sağlamışlar? Çelik konstrüksiyonla. Biz, bize düşen alanlarda bu işi yaparız, yönlendiririz, sorumluluk alırız, etkin oluruz. Jilıı Celal Okutan: Görev ve yetkiler dediğimiz zaman ben, Bayındırlıkta görev ve yetkileri bütün yapılaşmada ele almak istiyorum; bu, standartlarla da ilgili. Bayındır/ık Marmara Depremi ile yalnız deprem konusunda yapı güvenliğine ağırlık vermiştir. Halbuki uluslararası standartlarda kamusal denetimin ana ilkeleri, yapının sağlıklı güvenli ve kııllanılabilirlik standartlarına ııygıın olmasıdır. Yani deprem kadar yangın da, iç hava kalitesi de, yapının uzun vadede dayanması da, çevre etkinlikleri de, eneıji de önem kazanır. Fenni yapının hedefi budur. Size basit bir örnek vereyim; şıı bakanlığa gelecek misafiriniz eğer fiziksel engelliyse, burada kendi kendine, kucakta taşınmadan size ulaşabilmesi gerekiı: Bunlar yapı standartları ve yapı kodları ile ilgili kurallardır. Acaba Bayındırlık, az önce söylediğiniz merkezi bir yapı denetimine, zorunlu standartlara yönelik kurumlarla daha sağlıklı çalışma olanakları sağlayabilir mi? Geçerli yapı kodlarını oluşturulabilir mi? Bu doğrultuda mevzuata yönelik kamusal denetim daha yararlı olamaz mı?

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=