Tesisat Dergisi 77. Sayı (Mayıs 2002)

ister akademik ister teknolojik veya istenirse uygulama alanları nda en deneyimli, bilgili ve yeterli firmaların başında "Alarko" firması yer al maktadır. Özellikle HVAC, su teknolojisi, plumbing konularında yıllardır sektör için ekol sayılı r lar. Bu anlamda yanlış bir yaptırı mı n derneklerde sık sık karşılaşılan biçimsel konsey, seçici kurul, komisyon ve görevlilerin kasıtlı/kasıtsız kararlarından kaynaklanmamasını temenni ederiz. Bu yıl onuncu kuruluş yıl dönümünü kutlayacağımız Türk Tesisat Mühendisleri Derneği'nin geçen on yıl içinde sektöre büyük katkısı olmuştur. Derneğimiz; zaman zaman bazı kurumların ve kuruluşların tanımladığı tarzda ne rastgele kurulmuş bir dernek ne de seçkinler derneğidir. Bir ihtisas derneği olmanın bilgi ve gücüne sahip, saygın bir kuruluştur. Bu anlamda on yıllık deneyim bizlere çok şeyler kazandırmıştır. Dolayısıyla yönetimlerin sempozyumda sergiledikleri başarı n ın yeniden yapılanmakta olan ülkemizin; kamu kurumlarına ve anayasal kuruluşlara, üniversite ve bilim kurumlarına ve araştırma kurullarına yansıması ile sektörde bir kaynak olmak suretiyle saygın yerini alması gereklidir. Sonuç olarak; TTMD'nin V. Uluslararası Yapıda Tesisat Teknolojisi Sempozyumu çok başarılı olmuştur. Emeği geçen bütün meslektaşlarımıza teşekkürlerimizi sunarız. t Konuşan Türkiye'de Yaşanan Bilgi Krizi Marmara depremi, ekonomik kriz ve Avrupa Birliği Hazırlıkları ülkemizi, konuşan Türkiye ortamına sürüklemiş, kamu yeniden yapılanma çabalarına girmiştir. Ancak, ülke sorun larının hangisi ele alınırsa alınsın, tanım ve çözümlerinde çıkmaz sokaklara girilmekte, dönüşü zor olmaktadır. İnsana bıkkınlık veren bu karamsar sonucun ana nedeni "Bilgi Toplumu" olmamaktan kaynaklanmakta, ülke aysberg misali "bilgi krizi" ile karşılaşmaktadır. Dünyada gelişen Global Ekonomi'nin önlenemez koşulları, ülkelerdeki gümrük sınırlarını kaldırmakta, ülke haritalarını silmekte, para birimlerini birleştirmekte, bayrakları tek simge haline dönüştürmektedir. Yakın bir zamanda bu yaklaşım ülkelerin örf ve adetlerini, kü ltür ve tarihlerini, ırk ve milliyetlerini ortadan kaldıracak 6 milyar insanı dünya vatandaşlığı na yönlendirecektir. XX. asırda yaşanan 1. ve il. dünya savaşları, savaş sonrası soğuk harp, kapitalizm ve sosyalizm çel i şkileri günümüzde çağdaş görünümlü, ekonomik ve teknolojik güçle donanmış bir yaşam savaşının başlangıcını sergilemekte, güçlü/güçsüz kavgası içinde yeni bir dünya savaşı sessizce başlamaktad ır. Evrende yaşanan evreler, toplumların kavga ve savaşları, milliyet, ırk, din ayrılıkları asırlardır birbirine benzer bir şekilde toplumsal değişimlere yol açmakta, insanoğlu önce kişiliğini, çevresini, ülkesini güvenceye alma çabasına girmekte, zamanla savaşta kendi yerini almaktadır. Bu anlamda güç; vatandaşl ı k güvencesi ötesinde bilgiye yönelik hizmet odaklı uğraşılarda gelişmiş ülkelerin hegomanyaları şeklinde görülmeye başlanmıştır. Bu savaşta ayakta kalmak mücadelesi, sağlıklı yaşama arzusu, kişisel veya ulusal politikalar veya toplumsal güçler ile çok zor sağlanmaktadır. Aksine hizmet sektöründe bireysel yarış büyük bir hızla yayılmaktadır. Bu nedenle toplumlarda bireylerin görgü, kültür, sağlık alt yapıları ile bunlardan daha önemlisi bilgi birikimlerinin öne çıktığı görülmektedir. Dolayısıyla eğitim sürekli toplum gündemine gelmektedir. Bu doğrultuda ülkelerde daha iyi bir yönetim için yeniden yapılanma politikası araştırılmaktadır. İnsan odaklı yaptırımların başında insan hakları, hukuk düzeni ve güven gelmekle birlikte, insanların bu koşulları bilmesi, tanıması, talep etmesi ve hazırlıklı olması gerekmektedir. Ülkemizde yıllardır şikayet edilen bozuk düzen içinde toplumsal yetersizliğim izi n temel sorunları doğru ve sağlıklı teşhis TESİSATDERGİSİ .. Sı\YI 77 MAYIS 2002 Türkiye uzun bir süredir bilgi krizi içindedir. Bilgi toplumu olmamanın doğal sonucu olarak, deprem ve afetlerde, üretim ve tüketimde, ekonomide, sosyal ve siyasi yaşamda dalga dalga gelen krizler güçsüz yönlerimizi göstermektedir. edildiği takdirde yeniden yapılan ma çözümlerine ulaş ılabi li r. Bu anlamda en sağlı klı yöntem, batının gelişmiş ülkelerinin toplu yaşam kurallarını inceleyip, bilim ve teknolojilerini ülke koşullarına adapte etmek olmal ıdır. Özellikle global ekonominin önlenemez koşul ları ; gümrük sı nı rları n ı, ülke sınırların ı, para birimlerini, bayraklarını, örf ve adetlerini etap etap ortadan kaldırıp, ırk ve milliyet düşünmeden dünya vatandaşl ığı fikrine dönüşürken, ülkemizin hazırlıklı olması, alıştığımız, sevdiğimiz, güç kazandığımız değerleri muhafaza etmesi ve gelişiminde kullanması gerekecektir. Bu anlamda hazırlıklarda çağdaş bir Türk olma temel hedef alınabi l ir. Toplumların yaşam düzeyinde geçerli kurallar bu amaçlıdır. Gelişmemiş ve gel işmekte olan ülkelerin toplumsal sorunları kolay görülür, eleşti rel bir konum alır, hatta çözüm önerileri ile gündeme gelir. Çok sesli, demokrasi ilkelerine uygun katılım, sağlıklı görülmekle birlikte, bilgi toplumu ol madığım ız sürece başarıl ı olmak imkansızlaşmaktadır. Türkiye uzun bir süredir bilgi krizi içindedir. Bilgi toplumu olmamanın doğal sonucu olarak, deprem ve afetlerde, üretim ve tüketimde, ekonomide, sosyal ve siyasi yaşamda dalga dalga gelen krizler güçsüz yönlerimizi göstermektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=