Tesisat Dergisi 76. Sayı (Nisan 2002)

FİLİZ DOĞAN / Makina Mühendisi Teba ISK Al 1977 yılında doğan Filiz Doğan, 1999 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Makina Fakültesi Makina Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. 1999 -2000 yılları arasında Transklima Ltd. Şti. 'de Satış Mühendisi olarak çalışan Doğan, 2000 yılından bu yana Teba ISK A.Ş. 'de VRV Sistem ürün sorumlusu ve DAJKJN Split Klimaları, Marmara Bölge Bayi Sorumlusu olarak görev yapıyor. OZET Isıtma-soğutma-klima sektöründe son yıllarda gerek soğutucu sistem satan firmalar gerek kullanıcılar, herkesin aklında kullanılan soğutkan/ar hakkında birtakım soru işaretleri bulunmaktadır. Dünyada başlayan çevre koruma hareketleri ile birlikte artık üreticiler ozon tabakasına zararlı olmayan malzeme ve gazların kullanılmasına yönelmişlerdir. ABSTRACT Heating-cooling-air-conditioning sector has developed several question marks in the recentyears on applied refrigerants inclııding regrigerative system retailers and ıısers, Manııfacturers have turned their faces towards the application ofsafe materials that will not damage ozone layer together with the progress ofglobal environment protection movements. SOGUTUCU AKIŞKANLARDA . GELiŞMELER Progress in Refrigerant Fluids !sıtma-soğutma-ki ima sektöründe son yıllarda gerek soğutucu sistem satan firmalar, gerek kullanıcılar, herkesin aklında kullanılan soğutkanlar hakkında birtakım soru işaretleri bulunmaktadır. Dünyada başlayan çevre koruma hareketleri ile birlikte artık üreticiler ozon tabakasına zararlı olmayan malzeme ve gazların kullanılmasına yönelmişlerdir. CFC'lerden %95 daha fazla ozon dostu olan HCFC'lere geçişle ve ozon tabakası yok etme katsayısı O olan HFC gibi alternatif soğutkanların kullanılmasıyla, bu konuda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Günümüzde kullanılan soğutkanlar yerine alternatif soğutkanlar geliştirilmesinin sebebi aşağıdaki önemli çevresel sorunlardır; 1. Ozon tabakasının yok edilmesi, 2. Küresel ısınma. Soğutma sistemlerinde kullanılan HCFC'ler klorin gazı içermektedir. Klorin yapı olarak oksijen moleküllerini çeken bir gazdır. Atmosfere yayılan klorin, atmosferin sahip olduğu 02 moleküllerini kopararak almaktadır. Bu da atmosferde oksijenin azalmasına ve zararlı ultraviyole ışınlarının yeryüzüne ulaşmasına neden olmaktadır. Öte yandan atmosfer içinde biriken gazlar kalın bir tabaka oluşturarak yıllarca kaybolmamaktadır. Tabakadan geçemeyen kızılötesi ışınlar yeryüzüne geri dönerek dünyada sera etkisi yaratmakta ve küresel ısınmaya yol açmaktadır. Ozon tabakasının yok edilmesinin yol açtığı kötü sonuçlar: t Deri kanserinde artış: Özellikle beyaz ırkta zararlı ultraviyole ışınlarının dünyaya ulaşması nedeniyle deri kanserine yakalanan insanların sayısı artmıştır. t Bazı türlerin yok olması. t Kör koyun sayı sında artış: Kör koyun sayısında artışın ozon tabakasının yok edilmesi ile direkt bağlantılı olduğu henüz doğrulanmamıştır. Ancak bu yönde araştırmalar devam etmektedir. Küresel ısınma: Havadaki karbondioksit yoğunluğunu yıllara göre ölçmek için uzmanlar buzullardan belli bir derinliğe kadar buz parçası almaktadır. Bu buz parçasının derin kısımlarına indikçe daha önceki zamanlardaki CO2 oranı belirlenebilmektedir. Alınan örnek ile CO2 yoğunluğunun özellikle sanayi devriminden sonra oldukça arttığı gözlemlenmiştir. CO2 yoğunluğu geçen 100 yıl için 100 ppm üzeri iken gelecek 200 yıl için bu rakam 200 ppm üzeri olacaktır. 1 960'lardan sonra Hawai'ye yerleştirilen bir CO2 dedektörü ile yapılan ölçümlerde 1 998 yılında CO2 yoğunluğu 365 ppm olarak tespit edilmiştir. Görüldüğü gibi CO2 yoğunluğunda korkutucu bir artış vardır. Bu artış günümüzde bile gözle görülür şekilde dünyamızda sera etkisi oluşturmaktadır. TESİSAT DERGİSİ ıı:mı SAYI 76 NİSAN 2002

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=