Tesisat Dergisi 74. Sayı (Şubat 2002)

Slayt 11. mıştır. Bir milat tespitedilecek, bu milattan sonra ilave istihdamdaki vergi ve SSK yükleri kriz dönemi ile geçerli olmak üzere kaldırılacaktır. Bununla ilgili işçi, işveren ve hükümet tarafından oluşturulacak komisyon bu çalışmaya başlayacak, bu yıl sonu itibarı ile yürürlüğe girecektir. Yine ithalatta alınan o/o 3 oranında KKDF'nin 01.01.2002 tarihi itibarı ile aşağı indirilmesi konusunda mutabakat sağlanmıştır (Slayt 11 ). Bunun yanında taşımacılıkta sigorta maliyetleri ile ilgili bir düzenleme var. Yarım kalmış yatırımlar konusunda da fondaki kaynağın harekete geçirilmesi konusunda da mutabık kalınmıştır (Slayt 12) . Yatırımcılar için teşvik belgesi 31.12.2001 tarihinde biten firmaların teşvik belgeleri 1 yıl uzatılacaktır. Tabi bunlar 30 Kasım itibarı ile bizim ana olarak üzerinde mutabık kaldığımız ve yürürlüğe girmesi için takipçisi olacağımız fakat uygulama ve kararların tamamen hükümette olduğu bir mutabakat zabtı. Bunları uyguladıktan sonra, biz bu krizden çıkar mıyız, ekonomi büyür mü, diye sorabilirsiniz. İşte en büyük sorun bu. Buradaki sıkıntı şu: Hepimizin bildiği ve son zamanlarda bütün sivil toplum örgütlerinin de dile getirdiği gibi, kamuyu yeniden yapılanSlayt 12. dırmadan bu krizden çıkmamız mümkün değil. Kamuyu etkin veverimli çalıştırmadığımız sürece IMF'den her yıl borç almaya devam ederiz. Kamuyu etkin ve verimli çalıştırmanın yolu da Türkiye'nin değişim ve dönüşümü yapmasından geçiyor. Türkiye kurum ve kuruluşları ile yeniden yapılandırılmak durumundadır. Bunu yapmazsak bu sıkıntılarımız devam eder. Bugün kamunun üzerindeki israfı, biraz önce rakam olarak söyledim, son 1 O yıldaki israf 195 milyar dolar, ne kadar yaparsak yapalım, ne kadar üretirsek üretelim bunu kapatmamız mümkün değil. Kamuyu yeniden yapılandırmanın, Türkiye'de değişim ve dönüşümü sağlamanın yolu da siyasi partiler ve seçim yasasından geçmektedir. Siyasi partilerve seçim yasasını değiştirmeden, halkın kendi sesi olacak vekillerini parlamentoya göndermeden bu değişim ve dönüşümü de yapmamız mümkün değil. Değişim ve dönüşüm siyasi partiler ve seçim yasasından geçmektedir. Çok çarpıcı bir örnek vererek konuşmamı kapatmak istiyorum. Hepinizin bildiği gibi tüm Türkiye'yi geziyorum. Şu ana kadar yaklaşık 240 kadar oda ve borsayı gezdim ve bir gün Ankara'dayım, ertesi gün Ankara dışında... Günde yaklaşık 600 km yol almaktayım. TESİSATDERGİSİ .. SAYI 74 ŞUBAT 2002 Her gün gittiğim yerlerde şunu tespit ediyorum; soruyorum her ilin valisine, köy hizmetlerine, sen kaç km yol yaptın diye. Minimumunu söylüyorum Bursa ve vilayetinde köy hizmetleri 0.5 km yol yaptı, il özel idaresi 40 km yol yaptı. Türkiye genelinde il özel idarelerine baktığınızda aynı çarpıcı tabloyu görmektesiniz. Bir çarpıcı tablo da şu; bütün Türkiye'deki o/o95 belediye başkanlığı seçimine baktığımızda, belediye başkanlarının seçilmiş oldukları il ve illerde almış oldukları oy, kendi partisinin almış olduğu oydan daha fazla. Türkiye'nin o/o 95'inde bu şekilde. Bu bize bir gerçeği göstermektedir; halk, belediye başkanında parlamentoda görmek istediğini gördüğünü söylüyor. Parti ayrımı yapmaksızın kendisine hizmet yapacağına inandığı insanı belediye başkanı yapmak istiyor. Eğer o belediye başkanı o hizmet noktasında bir noksanlık olur ise, ertesi dönemde onu indirme şansı elinde. Ama milletvekilliğinde bu böyle değil. TOBB'de sizlerle, odalarımızla yapmış olduğumuz anket çalışmasında o/o 96.8 oranında aldığımız cevap, " Evet, siyasi partiler ve seçim yasası değişsin." Bunun üzerinde TOBB olarak çalışmalarımıza devam etmekteyiz. ifil

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=