r:-�· --., ;_ �- 1 : ;:. - � Sayı n Prof.Dr. Kaya Baysal demişti ki; "Biz Türk pompa sektörünü yani pompa tasarımı nı, yani proje ve konstrüksiyonu geliştirmek istiyoruz. Bunun için çalışıyoruz. Yani kendimiz yapmaya gayret ediyoruz. Bizimki tamamen Türk eseridir". Sayı n Dr. Üzeyir Garih de buna karşılık şunu söylemişti; "Ben Amerika'yı niçi n yeniden keşfedeyi m? Lisans paramı öderim, lisansımı alırım, adamın yaptığı teknolojiyi kullanırım ve üzerine de ekleme yaparım". Şu anda her iki yöntemi de uygulayan firmalar var ve bu olay böylece devam ediyor. Türkiye'de 1985'ten sonrası nı söylersek, tabi yatırımlar gittikçe azaldığı için, özellikle de devlet kuruluşları nın ihale ettikleri pompaların boyutları büyüdüğü için bunlarda yeterli deney ve ön hazırlık yapılamadığı için veya tezgah imkanlarımızı aştığı için konu yerli firmaları n sınırlarını aşmaya başladı . Tabi bu arada maddi problemler de ortaya çıktı. Tüm pompa üreticisi firmaların, hatta tüm makina üreticisi firmaların organizasyon şemasına baktığımız zaman Ar-Ge yani araştırma-geliştirme diye bölümlergörürüz. Bunun müdürü vardır, yardı mcısı vardır, elemanı vardır vs. Ama bütçesi yoktur. Çünkü araştırma yoktur. Araştırma olmadığı zaman yaptığımız, başta da söylediğim gibi dışarıda yapılmış bir pompanı n benzerini yapmak, ya da alıp kopya etmek. Tabi kopya etmek, benzerini yapmak demek değil. Bu olayın incelikleri ni, detayları nı ancak onu kendiniz yapıp, defalarca deneyip, düzeltip, ondan sonra o sonuca varabilirsiniz. Batı firmaları bu aşamayı senelerce yapmışlar ve şu anda gelişmiş Batı firmaları nı n yıllık bütçelerini n yada ciroları nın %3 ila %S'i gibi bir bölümü araştırmaya ayrılmış durumda. Devamlı olarak bu iş üzerine para sarf ediyorlar. Araştırmadan yanlış bir şey anlaşılmaması için, özellikle müteşebbis açısından araştırmayı tekrar tarif etmek istiyorum. Karşılığı olmayan yani yatırdığınız paranın kar getirmesini beklemediğiniz, belki de olumsuz sonuç verecek, ama bir şeyi araştıracak harcama olarak düşünmek lazım. Yerli firmaları n imkanları kısıtlı, iş sınırları kısıtlı ve böyle bir harcamayı y mıyorlar. Dolayısıyla bizim tasarımcılıkaoplaa yımız da sadece fuarlarda gezip görd rimizi yada şartnamelerde istenenleri k ü e k n le di tecrübemize dayan lamak, yani denemeda e rank t,a sbaer lna zmeat ikpotl uaysa o r r. Sedat Bey olayı ikiye böldü; özel sektörle Dr. Baha Atabek: "Büyük pompa ihtiyaçlarını, ol k a a r r a ş k ılayamıyoruz. Örnek ; model olarak yapıp, deneyip, hatamızı bulup düzeltme şansımız yok. Ar Ge bütçemiz olsa, bunun belki küçük modelinden başlayarak geliştirip, oralara ulaşma şansımız olacak. " olan işler, devletle olan işler. Özel sektöre verdiğimiz pompalar genelde çok sayıda ve defalarca yaptığımız pompalar. Dolayısıyla bunlar, Ar-Ge'nin araştırmasına girmese bile, geliştirmesine giriyor. Bir sonraki üretimde bir önceki hatanızı düzeltiyorsunuz. Yavaş yavaş bir geliştirme aşaması na giriyor. Dolayısıyla bu tip pompalarda ben Türk pompa sektörünü Batı standartları na ulaşmış sayıyorum. Eğer o pompayı satamıyorsam, o zaman geliştiremiyorum demektir. Buna karşılık büyük pompa ihtiyaçlarını, yani devleti n boyutları gittikçe büyüyen ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz. Örnek olarak; model olarak yapıp, deneyip, hatamızı bulup düzeltme şansımız yok. Ar-Ge bütçemiz olsa, bunun belki küçük modeli nden başlayarak geliştirip, oralara ulaşma şansımız olacak. Türk firmalarına eski yıllarda olduğu gibi o destekler devam etseydi şimdi buraya yaklaşmıştık. Ama maalesef orada kaldı ve şu anda Türkiye'deki tasarımcılar zor durumda. Prof. Dr. CAHİT ÖZGÜR (İTÜ): Türkiye'de pompa tasarımcısı olarak, kendi yetişen bir arkadaş olarak gördüğüm için Baha Bey'i bu işin içinde, Baha Bey'i n bu konuşması, bana biraz üzücü gel di . . . Teşekkür ederim. Devam edelim isterseniz, Zeki Bey buyrun ... Zeki Aksu: "Küçük pompaların seçiminde, hazırlanmasında Busrıakdınatılar ortaya çıkıyor. işverenden başlayan problemler var. " TESİSAT DERGİSİ ıımı SAYI 72 ARALIK 2001 11\l\l, \'- Zeki Aksıı (Elıııak). ZEKİ AKSU (ELMAK): Değerli arkadaşlar proje grubundan ne beklediklerini söylediler. Eksiklikler ortaya çıkıyor. Aslında biz klima tesisatı projesi hazırlıyoruz. Buradaki diğer arkadaşların ihtiyacı olan pompalar bizim için fevkalade büyük değerler. Buna rağmen daha küçük olan pompaların seçiminde, hazırlanm sında da sıkıntılar yine ortaya çıkıyor. Burada a işverenden başlayan problemler var. İşveren işin başında mimara binasını çok güzel olarak tarif etmiyor. Sonra d de tadilat yapıyor, bunlar sıkı ntılar a y iaşri na tiıçyi o n r. Mimar projeyi çok güzel tarif etmiyor, plan ve kesin ölçülerle. Bunlar da hesaplarda yeterli hassasiyetin yapılabilmesind luklar çıkartıyor. Bizden sonra uygu e l a zyo a r n arkadaşlar, projeyi okuyup, iyi uygulamak yerine kendi anladıkları biçi mde yerine y kıştırıyorlar, uygulamaya çalışıyorlar. Bunla a r sistemlerin işleyişinde problem doğurabiliyor. Son olarak, malzeme temininde verilen lara ve şartnamelere tam olarak uyulam ş ıya o rt r. Benzer, yaklaşık, bu bunun yerine geçebilir yaklaşımları var. Eğer kontrolü yapmıy sanız, sonradan bu hataları görüyorsunuozr, düzeltmek de son derece zor oluyor. Birinci aşamada proje grubu olarak yani gen rını olarak söyleyebileceklerim bunlealrt. asaProf. Dr. CAHİT ÖZGÜR (İTÜ): Benim hatırladığım, eskiden İstanbul Sular İdaresi'nde, sistemde boruların patlaması nedeniyle bazen uzun süre susuz kaldığı mız zamanlar oluyordu. Pompanız var, sistemi iyi, güzel diyelim; normal şartlard layan pompa su darbesi yüzünden baokr ualraşrı ı patlatıyordu. Son zamanlarda bu patlamaları duymuyoruz. İ nşallah iyi nitelikte yapılıy dur, bu da sistem dizaynına bir misaldir. İki onc r i örnek de İzmir' deki Tahtalı Pom tasyonunun iyi dizayn edilmemesi pnad e İ n s ,
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=