Tesisat Dergisi 70. Sayı (Ekim 2001)

/ '- yapılmaktadır. Bu kurul OYK'ya görüş ve öneriler sunarak ilgili sınavların hazırlıkları ve değerlendirilmesi ile sorumludur. Üniversitelerde, sanayi projelerinde yer almış, uygulama yapmış, gelişmeleri yakından takip eden öğretim üyeleri bu Kurul'da yer alabilir. Böyle bir öğretim üyesinin kurulda yer alması kurulun tarafsız olarak sağduyu ile çalışmasına katkıda bulunur. Zaten TMMOB'nin bu konuda yayımladığı yönetmelikte kurulda öğretim üyelerinin yer alabileceği belirtilmiştir. Ayrıca öğretim üyeleri uzmanlık belgesi almak için gerekli olan meslek içi eğitim sınavlarının düzenlemesinde ve verilmesinde oluşturulan sınav komisyonunda da görev alabilir. Üniversiteler yurtdışından öğretim üyesi davetederek, kurs verdirerek, akademi ve endüstri çevresine hizmet edebilirler. Bunların yanı sıra Alman Mühendisler Birliği (VDl)'nın sanayiye yönelik kurslarını işbirliği yaparak Türkiye'ye getirebilir veya firma içi eğitim programlarında yer alabilirler. Üniversitelerde, sanayiye yönelik hazırlanan sürekli eğitim kursları firmaların, endüstrinin talepleri doğrultusunda hazırlanmalı ve bazı durumlarda kursları üniversite öğretim üyeleri ve firmalardaki uzmanlar birlikte düzenlemeli ve birlikte vermelidirler. Kurumlararası (TÜBİTAK, üniversite, firma) işbirlikeri de düşünülmelidir. İTÜ Makina Fakültesinde son yıllarda bu tür uygulamalar vardır. Örneğin TÜBİTAK MAM ile Enerji UygarMerkezi arasında yapılan bir potokol çerçevesinde Enerji Bakanlığına başvurularak "Enerji Yöneticisi" yetiştirmek üzere yetki alınmıştır. Bu çerçevede çeşitli sektörlere 2 hafta süreli ders ve uygulama olarak kurs verilmekte ve kursta başarılı olanlara Ankara'da sertifika sunulmaktadır. Çimento, kimya, gıda, tekstil, şişe, cam gibi çeşitli sektörlere kurs düzenlenmiştir. Bu kurslar öncelikle sektörle doğrudan temas açısından büyük önem taşımaktadır. Diğer bir örnek ise İntervalf firması ile ortak olarak 2000 yılına kadar, çeşitli tarihlerde düzenlenen Buhar Cihazları kursu ve Psikometri kursudur. Fakültede başlatılan "Master veya Doktora Tezlerinin Sanayide Yapılması, programı ile, lisans öğrencilerine dört yıllık eğitimde sanayi deneyimi kazandırma amacına yönelik başlatılan "Lisans Öğrencileri İçin Uygulama-Araştırma Çalışması" programı da uzmanlık, sertifikalandırma çalışmalarına yardımcı olabilecek çalışmalardır. Çok kısa olarak, bir de önemine inandığım bir husustan bahsetmek istiyorum. Bu da masterve doktora tezlerinin sanayide yapılması. 1996'da biz bunu fakülte olarak önerdik. Daha sonra senato esasları olarak çıktı ve uygulanıyor. Sadece Arçelik'te 20 tane master tezi tamamlandı. Diğer firmalarımızda da 5-6 şar tane var. Bir kaç cümle ile özetleyecek olursak master öğrencisi, o sanayi kuruluşunda sürekli olarak bulunuyor ve sadece derslere geliyor, kütüphaneye geliyor, bir görüşme yapması gerekiyorsa, ikili görüşmeleri yapıyor. Arta kalan zamanda ise tamamen gittiği kuruluşta bulunuyor. Kendisine araştırma görevlisine verilen kadar maaş veriliyor, sigortalanıyor. İstenen şey, gittiği kuruluşta, o projenin bir parçası veya oraya has bir uygulamayı master tezi olarak yapması. Üniversitede hoca herhangi bir sanayi şirketi ile birlikte konuyu veriyor, ama konu, gittiği sanayi kuruluşunun istediği konu oluyor. Birlikte yönetiyorlar. Master tezi bittiğinde bir uygulama veya projenin bir parçası gerçekleşmiş oluyor. Diğer bir çalışma lisans öğrencilerine yönelik. Biz bunu "Lisans Öğrencileri İçin Uygulama Araştırma Çalışması" adı altında sunduk ve uyguluyoruz. Burada da öğrenci bitirme tezini sanayide yapıyor. Fakat bunlar daha farklı. 3.'üncü sınıf öğrencilerine yani 5. ve 6. yarıyılda haftanın iki yarım gününü boş bırakıyoruz. Birinci yarım günde sektör tanıtımı yapılıyor. İkinci yarım günde ise tanıtılan sektör ziyaret ediliyor ve dönemin sonunda öğrenci bütün sektörleri tanıdığına göre, hangi sektörde çalışacağını söylüyor. Elimizde de kuruluşların listesi var. Yazın 3 ay full time çalışıyor. Son sınıfta da iki gün gidiyor. Bu çalışma periyodunda eğer tesisat konusunu seçmişse tesisat konusundaki firmalara gidecek, çalışacak, o kuruluşu tanıyacakve o kuruluşta bitirme ödevi yapacak. Makina Mühendisleri Odası'nın uzmanlıkla ilgili programında, mezun kişinin bir yıl tesisat sektöründe çalışması koşulu var. Kişi böyle bir programa katıldıysa sanırım o bir yıl yeterli olur. Bir takım bilgileri zaten öğrenci almış olacak ve bunun üstüne bir yıl daha eklerse bir yerlere gelebilir. Bu her iki programın da çok yararları var. Ama en önemlisi öğretim üyesinin sanayiye yaklaşması, sanayi problemlerini tanıma, onlara çözüm arama fırsatını yakalamasıdır. Her iki program uygulanırken öğretim üyesi sanayiye yakınlaşma, sanayi problemlerini anlama, onlara çözüm arama fırsatını yakalamakta, sonuç olarak kendi konusunda uzmanlaşmaktadır. Bu tür programların sağlıklı uygulanması, yayılması hususlarında meslek ile ilgili dernek, vakıf ve odalar yardımcı olmalı, üniversiteleri ve öğretim üyelerini yönlendirmelidir. Üzerinde durulacak konulardan biri de eğitimde akreditasyon, kalite güvence sistemidir. Ülkemizde 72 üniversite olup, bu üniversitelerde 30 adet makina mühendisliği bölümü vardır. Bu 30 adet bölüm içinde sadece ODTÜ ve BÜ Makina Mühendislikleri ABET kuruluşuna akredite olmuştur. İTÜ Makina Fakültesi'nde 1994 yılından bu yana akreditasyonla ilgili çalışmalar yapılmış, hazırlıkların birçoğu tamamlanmış, ancak ABET'e müracaat durumu 2002 yılına bırakılmıştır. Gelişmiş birçok ülkede ve ülkemizde de iki üniversitenin eğitiminde uygulanan akreditasyon çalışmaları, mesleki kariyerde profesyonellik sorumluluğunu, bilincini, meslek içi eğitimin ağırlığını, kişinin kendi kendine ve sürekli öğrenmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Sonuç olarak öğretim üyelerimiz, oda, dernek, çeşitli kuruluşların başlattıkları uygulamalarda yer alabilirler ve almalıdırlar. Ayrıca kendi bünyelerinde başlattıkları faaliyederi en iyi şekilde organize edip, sunmalıdırlar. Teşekkür ediyorum. TESİSAT OERGİSİ mlill SAYI 70 EKİM 2001

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=