Tesisat Dergisi 69. Sayı (Eylül 2001)

Kokkolitoforlar da diğer bitkisel plank tonlarda olduğu gibi, üredikten sonra dimetilsülfidpropiyonikasit (DMSP) üretiyorlar. Hatta Ehux'un DMSP üretimi diğer bitkisel planktonlara göre çok daha fazla. Bu da Elıux'un diğer bir ayırıcı özelliği. DMSP, atmosfere dimetilsülfid (DMS) gazı olarak çıkıyor. DMS atmosferde oksitlendiğinde, metilsülfonikasit (MSA) ara basamağından sonra sülfat partikülleri oluşturuyor. Bu sülfat parti külleri oluşmalarında önemli rol oynadıkları bulutlar aracılığıyla Dünya yüze yini Cüneş'in radyasyonundan kalkan gibi koruyor. Bir başka deyişle, Dün ya'nın soğumasına neden oluyor. Bu konuda East Anglia Üniversitesi'nden Suzanne Turner, lronEx deneyi sırasında atmosferdeki DMS konsantrasyonunun arttığını da belirlemiş. Buzul döneminde Güney ve Kuzey yarıkürede havadaki toz, sülfat ve MSA düzeyleri bugünkünden daha yüksek olduğu bilgisi ve konuyla ilgili bazı araştırmalar da, Kokkolitoforların dünyanın soğumasına kat kıda bulunduğunu ve küresel ısınmayla ilgili olduğunu ortaya koyuyor. Kokkolitoforların iklim değişiklikleri süre since deniz dibi çamurlarında fazla birikim gösterdiği de bilindiği için, okyanus larda çökelmelerini inceleyen araştırmalar halen devam etmektedir. Bu çalışma ların amacı, denizlere çökel (sediman) tutucular yerleştirip, deniz yüzeyinden dibe doğru çöken bu canlıların kalıntılarını yakalamaktır. Bilim adamları, eğer bu cins çökellerin arttığını bulurlarsa, küresel iklim değişikliğine doğru bir gidişin olabileceğini iddia ediyorlar. Buraya kadar anlatılanlar bu konuda çalışan bütün bilim adamlarının ortak görüşü; ama ne oluyor da Ehux patlıyor, yani aşırı miktarda çoğalıyor? Aynı oşinografik özellikleri gösteren sularda; örneğin Akdeniz'de ya da Atlantik'te, aynı su içinde, bir yerde patlama var, bir yerde sanki bıçakla kesilmişgibi, patlama yok. Bunun nedeni ne? Bu patlamaların, Sahra'nın tozlarının, bulutla birleşip, gündüz vakti, yağışla çökeldiği yerlerde olduğunu tesbit ettik. Bu da, özellikle nisan ayından itibaren, bizim ülkemizin de bulunduğu enlemDA !erde oluyor. Mayıs, haziran aylarından itibaren deAtlantik tarafında patlamalar oluyor. Yine bizim ülkemiz koşullarını düşünürsek, Nisan yağmurlarının özelliği sağanak halinde yağmasıdır. Yani, bir bakarsınız Ankara'nın Bahçelievler semtinde yağmur yağar, aynı sıralarda Kavaklıdere'de hava günlük güneşliktir. İşte bunu daha büyük ölçek lerde, denizler için düşünürsek, bir yerde Ehux patlaması olurken, bir yerde olmayacak anlamına gelir. Bunun açıklaması da, bir hafta önce Sahra üzerinde etken olan meteorolojik olaylar sonucunda yerden kalkıp ülkemize gelen ve içerisinde +2 değerlikli demir bulunduran tozun deniz ortamına yağışla çökmesi demektir. Burada bir haftanın da önemini açıklayalım: Ehux'un yaşam süresi 2 hafta sürüyor. 1 haftadan sonra Kokolitoforlar parçalanmaya başlayıp, kokkolitlerini atıyorlar. İşte Kokkolitoforların kokkolitleri attığı bu dönem de NOONAVHRR uydusu oradan geçiyorsa, gündüz vakti ise ve bulut yoksa, güneş ışığını yansıtmasından dolayı, Ehux patlamaları bu uydu tarafından tesbit edil iyor. Ehux'un, nerede, ne zaman görüle bileceğini de, böylece önceden belirleyebiliyoruz. Bu patlamaları 1978-1986 arasında yörüngede bulunan Coastal Zone Color Scanner (CZCS) uydusu ile renk özelliğine dayanarak tesbit edebiliyorduk. 1997 Temmuz ayında yörün geye yerleştirilen SeaWIFS uydusu ile yeniden okyanusların renkli görüntü sünü almak ve Ehux patlamalarını net bir şekilde tesbit etmek mümkün olmaktadır. Karadenizde tesbit edilen bir Ehux patlaması alttaki şekilde verilmektedir. (Şekil 8) Elıux patlamalarının NOM uydusu tara fından bir hafta sonra belirlenebilir olması, bu bir haftalık sürede, o bölgede etkin olan akıntıların Ehux'ları yayması ve dağıtması, bugüne kadar bilim dünyasını yanıltan önemli bir etmen olmuştur. Oşinograflar patlamanın olduğu sularda ve Şekil 8. Karadeııiz'de SEA WIFS adlı ııydıı ile tesbit edilmiş olan bir Emiliaııia lıııxleyi patlamasma ait göriintii. Normalde denizleri koyıı mavi renkte algılayan bıı ııydıı Ehııx patlamaları siiresiııce deniz yüzeyindeki t ıırkııaz renk değişimini göriiııtiide olduğu şekilde kaydetınektediı: TESİSATDERGİSİ B1111 SAYI 69 EYLÜL 2001

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=