Tesisat Dergisi 68. Sayı (Ağustos 2001)

Ancak gerekli alarm sistemleri var. Örneğin; ayar skalasında ibre 1,S'a geldiği zaman alarm çalıyor, 2'yi geçtiği zaman da otomatik olarak gazı kesiyor ve fanları da otomatik olarak çalıştırıyor. Depoda ise her zaman fanlar çal ışır durumda. Mesela yan tarafta da kumanda odası var ve burada çeşitli nedenlerden dolayı bir kıvılcım bile olursa bunun tehlikeli sonuçlar doğuracak olması nedeniyle depo i le üretim mahall i arasında sızdırmazlık var. Aydınlatması da özel. Bu tarih itibariyle ODE'nin kendi ürettiği ve markasını verdiği Ekoflex ve Odeflex olarak tüm Türkiye genelinde yaklaşık 73 bin dm3'lük stok malzemesi olduğu ifade edildi. Birinci depo yani malzemenin dinlendirilme mahalli, yani levhaların içerisindeki gazı atması için bekletildikleri yer normalde 24 saat, 20 °C sıcaklıkta sabit tutulabilmeye çalışılıyor. Burada sıcaklık ayarlanıyor, sürekli çalışan fanlar var. Taze havayı alıyor, sirküle edip dışarı atıyor. Bu tesisin en önemli sorunu yangın. Çünkü burada yanıcı hammacldeler ve kutular var. Ürünler dinlendirildikten sonra normal depoya alınıyor. Orada ela yine fanlar var ve sürekli olarak içerideki gaz dışarıya atılıyor. Buradan sonra kamyonlarla yurtiçi ve yurtdışı dağıtımı yapılıyor. Tesisin bir başka bölümünde ise polietilen !amine ediliyor. Yani çıplak polietileni kendinden yapışkanlı hale getirmek için normal levha polietilen üzerine slikonlu fil transfer ediliyor, alüminyum kaplanıyor ve değişik yerlerde kullanılan bir bant haline getiriliyor. Bu örneğin; güneşlik, çanta, terlik, can simidi vb. yapımında da kulla-nılıyor olmasına rağmen daha çok inşaatsektöründe kullanılıyor. ODE'nin asıl kullanmakta olduğu ve yurtdışına ihraç ettiği marka ise Odeflex. Odeflex bina dışında bulunan klima kanallarının izolasyonunda kullanılıyor. Hem ,, :, 1 ı d f lA 1 F�U�DATIO� PRESENTATION ultraviyole ışınlarına, hem de ısıya dayanıklı, ayrıca; alüminyum, galvaniz, paslanmaz sac gibi malzemelerden de çok daha ekonomik. Çünkü diğer malzemelerde mutlaka bina dışında bir kaplama gerekiyor. Bu alüminyum folyo ODE'nin geliştirdiği bir ürün. 1 00 mikron civarındaki kalınlığıyla ve kendinden yapışkanlı olmasıyla özel bir ürün olmuş ve ODE bunun patentini ele almış. Bu ürün sayesinde kimse artık eskisi gibi tutkal sürmekle uğraşmıyor. Ode Kauçuk Köpüğü Üretim Tesisi Ekstrüdere gittikten sonra borunun çapına ve kalınlığına göre farklı üretim yapılıyor. Örneğin; küçük çaplarda ekstrülercleki 6 tane kafadan 6 tane birden malzeme çıkıyor. Fırının her birisi ise 1,5 metre boyunda olup, çapı, kalınlığı vb. bilgiler malzeme kurutulduktan sonra yazılıyor. Daha sonra kutuya atılıyor. Standart boy 2 metre olup istenilen boyutta da kesilebilmekte. Üretilen tüm ürün test ediliyor ve istenilen değerlerdeyse üretim devam ediyor. Orhan Turan, "artık dünyada olduğu gibi Türkiye'de de salt bir ürün satmanın yeterli olmadığını, çözüm sunmak, yani sistem satmak gerektiğini" belirtiyor ve "Müşteri geldiğinde pek çok üründen oluşmuş sistemi alıp gitmeli" eliyor ve ekliyor; "Biz bu tür ürünlerle komple bir hizmet vermiş oluyoruz. Tabii ki teknik hizmetiyle birlikte. İnsanlar artık sadece bir şirketle muhatap olmak istiyor. Onu TESİSAT DERGİSİ llilll SAYl68 AĞUSTOS 2001 buradan, şunu oradan alayım, ustayı bulayım gibi işlerle uğraşmak istemiyor." Kauçuk köpüğünü Türkiye'cle bu kapasitede üreten başka bir tesis yok. ODE'nin üretim kapasitesi oldukça yüksek, yaklaşık 3 bin ton/ yıl. Kauçuk hazırlama bölümünde değişik formüllerle ürünler karıştırılıyor, daha sonra da kauçuk köpüğü yapılıp direkt üretime veriliyor. Çok değişik hammaddeler kullanılıyor ki bunlardan biri, tıpkı kaşar peyniri gibi olan yarı mamul bir malzeme. Dünyada Bu malzemenin formülüne sahip olan iki firmadan biri ODE'nin ortağı L'lsolante K-Flex Srl. Bu tesislerde üretilen ürünün dünya çapında yaklaşık 140 tane belgesi olduğu belirtiliyor. Orhan Turan bu tesisin faaliyete geçmesi konusunu ve gelişimini şöyle özetledi: "Türkiye İtalya'dan kauçuk köpüğü ithal ediyordu. Şimdi ise kauçuk köpüğünü İspanya, İtalya, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan, Rusya ve Amerika'ya ihraç ediyoruz. Amerika'yla bir yıllık bağlantı yaptık. Bunu bana bir yıl önce söyleselerdi ben de inanmazdım. Amerikalıların standartları farklı (özel bir karışım). O standartlara göre üretim İtalya'daki ana fabrikada yapılacaktı. Sonra vazgeçildi ve üretimin Türkiye'de olmasına karar verildi. Üretim kapasitemizin hemen hemen yarısını her ay Amerika'ya üreteceğiz. Şu anda bu tesislerde 7 ayrı marka üretiyoruz. Bunlar; İzoline, İzocell, Vidoflex, K-flex EC, ST, LS, Ekoflex,İzoflex." ..,..-,· .o•·••,.- .. • -- • " - �

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=