Tesisat Dergisi 67. Sayı (Temmuz 2001)

uzmanlık ünvanları, belgelendirme yöntemleri, sınav şekilleri; yıllara göre mühendislik hizmet değerlendirmeleri ortadan kalkmış, bakanlıkların, meslek odalarının, denetim kuruluşlarının yetki ve görev kavgalarına son verilmiş bu l unmaktadır. Ancak yasanın amaçlarında yer alan fen, sanat kuralları doğrultusunda sağlık kuralları ile güvenli yapı standartlarına uygun kaliteli inşaat teknolojisine uyumlu yapılar tanımlarına açıklık getirmek, mevzuat çerçevesinde denetim ve fenni sorumluluk hizmetlerini belirlemek gereklidir. Bu maksatla öncelikle yetersiz imar yasaları ve yönetmelikler nedeni ile yapı kodları ve yapıda zorunlu standartlar hazırlanmalıdır. Uygulamaya ilişkin usul ve esaslar kesinleşmediği sürece, üretimdeki müteselsil sorumluluk ayrımları ile görev ve yetki tanımlarında kargaşa yaşanacak sorunlarla karşı laşılacaktı r. Bir yapının elde edilmesi yatırım ve proje yönetiminden başlayarak tasarım, uygulama, imalat, malzeme temin ve işletme hizmetleri geçerli mevzuata uygun standartlara göre sorumlu olarak yapılmalıdır. Bu nedenle üretimde enerji, çevre, deprem, yangın, sel ve benzeri afetlerle, hijyen, sağlık; estetik, konfor gibi zorunlu mevzuat yönünden kamusal denetim zorunludur. Dolayısıyla denetçilerin temel görevi; devlet adına inşaatın yürürlükteki mevzuata uyumlu olup, olmadığını kontrol etmek olmalıdır. Bu çizgide dikkat edilecek önemli husus denetçilerin mevzuat dışında tasarımın, uygulamanın, imalatın; teknolojiye açık, kalite ve ekonomiye yönelik gelişimine müdahale etmemeleri, müfettişlik usullerine başvurmamaları, sorumlulukları çerçevesinde görevlerini bağımsız yapmaları gerekir. Yasa ekinde, bu doğrultuda çıkarılacak yönetmeliklerle topluma çok yararlı hizmet verilebilir. Meslek odalarımız, 595 sayılı KHK'nın hazırlanmasında, uygulanmasında, 601 sayılı KHK yorumunda, yasanın eksik ve hatalı yönlerinin düzeltilmesinde, katılımcı demokrasi ilkelerinden uzak yetki kavgasına girmişler, anayasal kuruluşlar olarak kazanacakları örgütsel haklarımızı kaybetmişlerdir. Özellikle paralı uzmanlık belgeleri, uzmanlık belgesi almış mühendislere verilmesi planlanan uzmanlık seminer ve kursları gibi, odaya gelir sağlamak amaçlı yaptırımlar meslek odalarımızı, mesleği disipline eden, gelişimini sağlayan görevlerden uzaklaştırmış, odaları haklı davalarında haksız duruma düşürmüştür. Nitekim Kanun Hükmündeki 595 ve 601 sayılı kararnameler, meslek odalarımıza; katılım ve uygulama yetkisi tanınmasına karşın; odalarımız alışageldikleri karşı tutumları, ideolojik ve politik çizgileri nedeniyle devletle eşgüdümlü, mesleki çıkarlarımızı ve hizmet kalite ve niteliğini öne çıkaran çalışmalardan uzaklaşmışlardır. Buna karşın yasanın uygulama sürecindeki uygun zaman dilimi içinde uzmanlık belgesi vermeleri, müfredatsız ve hazırlıksız kurs ile seminerler düzenlemeleri, sınav programları odalara kazanç sağlama amacına odaklanmış, bu doğrultuda Yapı Denetim Kuruluşları Dernekleri ile vize uygulamasına dönük kayıt sorma anlaşmaları yapılmıştır. Bütün bu yanlışlıklar; odalarımızı Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan etmiştir. Nitekim; belediyelerin açtığı davalar sonucu projelerin vize zorunluluğu kalkmış, ayrıca yeni kanunla, yapı denetim kuruluşları proje müelliflerince hazırlanan, yapının inşa edileceği arsa ve arazinin zemin ve temel raporları ile uygulama projelerini ilgili mevzuata göre incelemek, proje müelliflerince hazırlanarak doğrudan kendilerine teslim edilen uygulama projesi ve hesaplarını kontrol etmek, ilgili idareler dışında başka bir örgütün vize ve onayına tabi tutulmadan ilgili idareye uygunluk görüşünü bildirmek yetkisini kazanmışlardır. Sonuç itibariyle, tasarım, uygulama, denetim hizmetlerinde mühendis ve mimarl arımızdan meslek oda larına üyeliğin devamı dışında büro tescili, vize, uzmanlık belgesi, yapabilirlik, profesyonellik gibi hiç bir koşul aranmamakta, yasa ile sadece sorumluluk ve görevdeki cezai hükümler gündeme gelmektedir. TESİSATDERGİSİ 1111111 SAYI 67 TEMMUZ 2001 Bu koşul larda Makina Mühendisleri Odası Merkez Yönetim Kurulu'nun genel kurul kararı doğrultusunda hazırlanan Uzmanlık Yönetmeliği çerçevesinde, sadece mekanik tesisat mühendislerine uygulanan, bir yıllık mühendislerden itibaren bütün müracaat eden meslektaşlara verilen, her yıl belirli bir ücretle yenilenip uzatılan belgelerin ne amaçla kullanılacağı merak konusu olmaktad ır. t Olumlu Değişim ve Gelişmeler 17 Ağustos 1999 günlü Marmara Depremi, ile Şubat 2001 'deki ekonomik kriz sonrası; Türkiye'de görülen değişim toplumu uyandırmış, bilinçlenmesine yol açmış, ülke konuşur bir hale gelmeye başlamıştır. Uzun yıllar yazılı ve görüntülü medyada yer alan eğlence programları, ilkel yarışmalar, arabesk türküler yerine TV açık oturumları, uzman tartışmaları ve katılımcıların görüşleri bizlere toplu yaşam kesitini göstermekte, soru nların gerçek nedenini sergilemektedir. Önemli olan, aydın kişilerin, bilim adamların ın ve uzmanların görüşlerindeki tutuculuktan çağdaşl ığa kadar uzanan çizgide görülen farkl ılık lar olmaktadır. Aynı anlamda gazetelerde yer alan köşe yazarlarının konulara bakış açıları bu çarp ıklı ğı sergilemektedir. Geçenlerde "Star TV'de yer alan "Siyaset Meydanı" adlı programda, ekonomi ve sosyal bilimler dalında önde gelen iki profesörün "sosyal adalet"in tanımı hakkındaki tartışmaları sırasında, birinin solcu ideolojilerine bağlı, otuz yıllık klasik söylemleri karşısında, diğerinin çağdaş ve olaylar içinde sorunun çözümüne yönelik yaklaşım ları çok ilginç bir görünüm sergilemiştir. Aynı tutucu profesörün global ekonomi konulu bir TV yuvarlak masası değerlendirmesinin, genç ve çağdaş bir bilişim uzmanının; yeni teknolojiler ve hizmet sektöründeki önlenemez yaklaşımları hakkındaki görüşlerine ulusal programlarla modern dünyadan kopuk önerileri, aydınlarımız arasındaki ikilemleri göstermektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=