Tesisat Dergisi 66. Sayı (Haziran 2001)

olduğu okul yatırımları ve diğer yatırımlarda bir kısım müteahhit tarafından bu özellik göz ardı edilebiliyor. Fakat biz, büyük bir çoğunluğunu fiyatlarımızdan, müteahhitin karından fedakarlıkederekdoğru hidroforların kullanılmasını sağlamayı başardık. Bizim bir kalite çizgimiz var. Kesinlikle inancımız şu ki; rakiplerimiz de bu çizgiye gelerek, tüketiciyeAvrupa normlarında uygun mamul ve hizmet sunacaktır. Hidrofor satışlarına baktığınızda, en büyük pazar payına bizim sahip olduğumuzu görebilirsiniz. Bu da şunu gösteriyor; doğru ürünü piyasaya sürdüğünüzde, bilinçli tüketici, sizi hak ettiğiniz noktaya getiriyor. Geçtiğimiz sene içerisinde ithal mamullerin fiyatları, dövizin üzerine yapılan baskı sonucu uygun kalmış ve bunun neticesi ithal girdiler artmıştır. Yapılan develüasyon sebebi ile öncelikle halkımızın daha da bilinçleneceğine inanıyorum. Ülkemizde layığı ile yapılan ürünlerin pazar paylarının artacağını umuyorum. Genleşme tankı imalatımızda mamul maaliyetine etki eden en önemli girdimiz membrandır. Dünyada membranı kaliteli bir şekilde üretebilen 3 firma var. Biz de bunlarla çalışıyoruz. Avrupalı üreticiler, üretim planlarını ewelki yılın sonuna doğru yapıp, girecekleri yılın bütçesini yapıyorlar. Bu sebeple membran üreticileri siparişlerini yıl başında belirleyip sevkiyat programlarını yapıyorlar. Bu, Avrupalı tank üreticileri için büyük bir problem oluşturmuyor. Ülkelerinde çok sert inişler ve çıkışlar olmadığı için bu programı verip uyabiliyorlar. Membran üreticileri haklı olarak kendilerine sipariş programı veren firmaları tercih ediyorlar. Biz de membranları zamanında temin edebilmek için siparişimizi veriyoruz. Türkiye geçtiğimiz yıllarda istikrarlı bir büyümeye sahip olamamıştır. Bu sebeple firma olarak çok temkinli davranıyoruz. Tüm yatırımlarımızı öz kaynakla yaptığımız gibi kredi kullanmamayı tercih ediyoruz. Bunun yararını kriz ortamında mali açıdan etkilenmemekte gördük. Sözlerimin başında ihracat ile ilgili dengeli bir büyüme planladığımızı söylerken şunu kastediyordum; İhracatta bildiğiniz üzere büyük birfinansyükü ile karşılaşabilirsiniz. Firmamız için şu konuda öz kaynaklarımız ve işletme sermayemiz ile hedeflediğimiz ihracatı hiçbir destek olmaksızın gerçekleştirebilecek imkanlara sahibiz. Bugün Türkiye'nin ihracatfırsatı Irak pazarıdır. lrak'ta düzenlenecekfuara katılımın bu kadar TESİSAT DERGİSİ im SAYI 66 HAZİRAN 2001 yüksek olmasının sebebi de budur. Her pazarın kendine görezorlukları vardır. MAS olarak hedefimiz, sanayi tesislerinin ihtiyacı olan proses pompalarını satmak. Bununla ilgili olarak ilk siparişimizi aldık ve Haziran ayı sonunda teslim edeceğiz. Biz lrak'ın sanayisine de hizmet etmek istiyoruz. Sanayisine hizmet edersek, diğer taraftan çok daha büyük teknoloji gerektirmeyen, imalatı çok daha kolay olan pompaları yapabileceğimizi kanıtlamışoluruz. Ana hedefimiz sanayisine hizmet etmek. Bununla birlikte en güçlü olduğumuz alan hidroforlar, ama özellikle yangın pompaları ve gruplarıdır. Ülkemiz içinde ise hedefimiz proses pompalardır. Yangın gruplarında da Türkiye'de oldukça büyük bir pazar payına sahibiz. Daha önce de söylediğim gibi siz ürünlerinizi kaliteyi ön planda tutarak yapıyorsanız, hak ettiğiniz yeri alırsınız. İthal ürünlerin ülkemize girmesinin, biz üreticiler açısından, ufkumuzu geliştirdiğine inanıyorum. Bugün ülkemize oldukça kaliteli ürünlerin yanı sıra, çok sıradan ürünlerin de, sadeceAvrupa'da üretiliyor diye, girdiği gerçektir. Hepimiz aynı zamanda şunu da gördük: Tanıtımı yapılan, arkasında onu satanın duracağına inanılan bir ürün, piyasada istenen bedele çok rahat satılabiliyor. Maalesef ülkemizdeki rekabetçi sanayici anlayışının, yapıcı değil yıkıcı olması nedeniyle, firmalar kaynaklarının bir bölümünü tanıtıma ve Ar-Ge'ye ayıramadığı için geri kalabilmektedir. Eğer bu çalışmaları yapmamış olursak bizler aynı pompaları 20 sene yapar ve halkımıza eziyet ederiz. Halkımız da biz yapamıyoruz zannedip bunun iki üç katı bedel ödeyerek ithal pompayı alır. Yerli üreticinin içinde yaşadığı ortamda ise, kriz üzerine kriz yaşanan, son 5 yılda birkaç adet ekonomik programın uygulandığı bir ülkede, büyük bir maddi imkanavetecrübeye sahip yabancı firmalara karşı tamamen kendi imkan ve çabaları içinde mücadele etmesini gerektiren bir yerli sanayi vardır. Bu yer l i sanayi, ne devleti ne de tüketicisi tarafından hiç bir şekilde desteklenmemiştir. Buna rağmen yerlisanayiimiz imkansızı başararak, konusundaki güçlü firmalar ile yarışabilecek konuma gelmiştir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=