Tesisat Dergisi 65. Sayı (Mayıs 2001)

""' ABDULLAH BİLGİN Merkez ısıtma Sistemleri Ltd. Şti. ■ DOGAL GAZ BACALARININ PERİYODİK KONTROLÜ VE TEMİZLİĞİNİN ÖNEMİ - Bilindiği gibi 1990 yılından bu yana Ankara'cla doğal gaz kullanımı devam etmekte ve doğal gaz bacaları, proje aşamasında EGO tarafından kontrol edilerek uygun olması halinde bacalı cihazların kullanımına izin verilmektedir. Doğal gazın bünyesinde bulunan hidrojen nedeniyle kombi ve şofbenlerde yanması sırasında doğal olarak oluşan su buharının baca içerisinde yoğuşması sonucu aşınmalar ve harç dökülmesi gibi nedenlerle, zamanla baca diplerinde birikmeler olmakta ve baca kesiti daralmaktadır. Tam olarak çekmeyen bacalarda yanma atıklarının geri teperek konut sakinlerinin can güvenliğini tehdit etmesini önlemek amacıyla 1993 yılından itibaren, kombi ve şofbenlerin baca sensörlü olarak imali zorunlu hale getirilmiştir. Ancak, 1993 yılı öncesi uygulamaların mevcudiyetine ilaveten, yeni üretilmekte olan cihazlarda da can güvenliğinin tek bir sensöre bırakılmış olması yeterli olmamakta, dolayısıyla bacaların periyodik olarak kontrolü ve temizliği hayati önem taşımaktadır. Doğal gazın yaygınlaşmaya başlanmasından itibaren geçen 11 yıllık süre içerisinde, kullanıcıların doğal gaz bacalarında periyodik kontrol ve temizlik alışkanlığı bakımından duyarsızlığı ve geçen sürede bacalarda oluşubilecek önemli tahribatlar dikkate alınarak, müessif kazaların önlenmesi amacıyla, başta EGO gibi gaz kuruluşları ve sektörümüzün ilgili birimlerinin harekete geçerek, ülke çapında kullanıcıların bilinçlendirilmesi yanında mevcut bacaların periyodik kontrolü ve temizliği konusunda, daha fazla zaman kaybetmeden mecburi bir mevzuat geliştirmeleri gerektiğine inanmaktayım. [tJ . . . . PLASTiK TESiSAT BORULARINDA OKSiJEN DIFUZVONU - Son · yıllarda plastik sektöründeki gelişmelere paralel olarak tesisat sistemlerinde yoğun bir şekilde kullanılmakta olan PPRC ve PEX borularda büyük ölçüde oksijen difüzyonundan kaynaklandığı ifade edilen ve metal yüzeylerde kendini gösteren korozyon problemi günümüzde ciddi boyutta tartışılmaktadır. Korozyon konusunda önemli bir parametre olan oksijen, özellikle kalorifer tesisatlarına yeni su eklenmesi ve boşaltılan tesisatların yeniden doldurulması sırasında, açık genleşme tanklarındaki tesisat suyunun havayla teması yanında, değişik tesisat armatür/erinden girmekteyken, sözkonusu hususlara plastik borulardaki oksijen difüzyonu da eklenmiştir. Tesisatta korozyon kon usu tartışı I ı rken gözden kaçırılmaması gereken önemli bir hususun da sistemde kullanılmakta olan suyun bizzat kendisi olduğunu düşünmekteyim. Çünkü, su doğası gereği birbirine zıt iki karakterden birini taşımaktadır. Dolayısıyla ya koroziftir ya da kireçlenmeye neden olmaktadır. Her iki özellik ele tesisat sistemleri için risk oluşturmaktadır. iV. Ulusal Tesisat Kongresi'nde izlediğim konuyla ilgili tebliğlerden çıkardığım sonuç, gerek korozyon ve gerekse kireçlenme etkisinin azaltılması konusunda tesisat suyunda optimum sertliğin +1 O °F mertebelerinde olması gerektiğidir. Halbuki bugüne kadar projelendirdiğimiz tüm tesislerde tesisat suyunun o°F sertliğinde olmasını teminen önlemler alırken farkında olmadan korozif etkisini daha aktif hale getirmekteydik. Proje uygulama ve işletme dönemini yaşadığımız 50.000 konutluk Batıkent Toplu Konut Alanı'nda 1985 yılından bu yana çalışmakta olan yaklaşık 15.000 konuta hizmet eden, bir bölümü açık genleşmeli, su arıtma sistemlerinin çok etkin kullanılmadığı, yaygın olan ve önemli ölçüde su eklenen merkezi ısıtma tesislerinde geçen zaman içerisinde herhangi bir korozyon problemi gözlenmemiş, ayrıca doğal gaza dönüşüm sırasında değiştirilen kazanlarda kireç/enTESİSAT DERGİSİ SAYI 65 MAYIS 2001 EII nıeden kaynaklanan tortu, tabaka gibi birikintilere de rastlanmamıştır. Plastik, özellikle PEX borularla ilgili olarak ilk temasımız 1993 yılında olmuş, daha çok kombi, kısmen merkezi ısıtma sistemlerinde kullanılan bu borularla ilgili olarak ela bugüne eleğin korozyondan kaynaklanan herhangi bir delinme, birikinti ve tıkanma problemi yaşanmamıştır. Sonuç olarak, tesisatta korozyon olayına plastik borulardaki oksijen difüzyonunun etkisi tartışılırken, konuya yukarıda belirtmeye çalıştığını ve daha çok kişisel gözlemlerime dayanan hususlardan bakıldığında, kesin bir yargıya varmadan önce, tesisat sistemlerine çeşitli yollarla girmekte olan toplam hava, dolayısıyla oksjen miktarı içerisinde plastik boruların katkısının ne oranda olduğu, kullanılmakta olan suyun sertliği ve korozif özelliklerinin de gözönünde bulundurulduğu daha gerçekçi araştırma inceleme ve değerlendirmelerin yapılması gerektiği inancını taşımaktayım. [tJ

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=