Tesisat Dergisi 64. Sayı (Nisan 2001)

dımcı mühendislik, disiplinlerin müşterek üretimine dönüşmüş, hizmet sektöründeki dizgide zincirin birbirinden kopmaz halkaları oluşturmuştur. ileri ülkelerin üniversitelerinde temel meslek eğitiminin yanı sıra interdisipliner bir eğitimle yapı teknoloj isi eğitimi ve yapı teknolojisi mühendisliği hizmetleri bunu kanıtlamaktadır. Yatırım, yönetim, tasarım, uygulama, imalat, işletme hizmetlerini kapsayan bu eğitim, sosyal ilimler, hukuk, kültür ve estetik konuları ile zenginleşmekte, insan odaklı toplu yaşam düzeyinin kalite ve niteliğini amaçlamaktadır. Bu bağlamda yapısal üretim bütün aşamalarda ve etaplarda mesleğin uzmanlık hizmetlerinin sorumlu bir şekilde ekip olarak yapılmasını gerektirmektedir. Ülkemizde tasarım ve uygulama aşamalarında bu düzen kurulamamıştır. İş akışı, mali bağımsızlık ve hizmet güvencesi olmadığı sürece hizmeti yüklenen sorumlular işi ticari amaçlı rant olarak görmüşler, ihtisas hizmetlerini taşeronlara devrederek üretimde işbirliği yerine ucuzluğa yönelmişlerdir. Aynı yöntem işveren ve müteahhitlerin yaptırımlarında geçerli olmuş hizmette yapabilirlik sorumluluğu aranmamıştır. Bu uygulama, mimarlık mühendislik hizmetlerini bilgi, deneyim, sorumluluk yerine diploma yetkili hizmete dönüştürmüş, deneyimli mühendislik mimarlık büroları kapanmış, mimarlık ve mühendislik hizmetleri öncelikle ticari kurumlar haline gelmiştir. Bu nedenle hizmet sektörü çok yönlü üretime yönelmiş, firmalar tasarım, imalat, uygulama, pazarlama ve işletme gibi hizmetleri bir arada yapmaya başlamışlardır. Dolayısıyla tasarım ve uygulamada mimar ve mühendis işbirliği mimar koordinasyonunda üretim olarak tanım lamaktan uzaklaşmış sayılır. Özellikle tasarımişbirliği, yapı fiziği, yapı elemanları, fiziki ölçütler, rezerve alanlar, şaft ve asma tavanlar, teknik alanlar gibi kararların çok ötesine yayılmış, enerji, çevre, konfor, güvenlik, sağlamlık ve özel tesisatla ilgili zorunlu standartları kapsamıştır. Bu yaklaşım sonucu modern yapılarda ekip üretimi çok önemlidir. Diğer önemli bir husus mesleklerin kendi içinde uzmanlık dallarına ayrılmış olmasıdır. Yaratıcı bir tasarım yeteneği gerektiren mimari hizmetlerde tasarım dışında mimarların büyük bir çoğunluğu yönetim, uygulama, imalat, işletme alanlarında hizmet vermekte, enerji, çevre, yapı malzemeleri ve benzeri sorunlarla uğraşmaktadırlar. Ayrıca mimarlık hizmetleri; şehircilik, iç mimari, peyzaj, dekoratif aydınlatma, güvenlik, yönlendirme ve benzeri etkinlikler içinde iç mekan zenginliğine yönelik konfor etkinlikleri, akustik, iç hava kalitesi, yangın ve akıllı binalarda görülen yapı otomasyonuna kadar yaygın bir hizmete yönelmişlerdir. Benzer tarzda inşaat mühendislerinin yapısal tasarımlarında mimariye yansıyan yönleri, mekanik tesisat mühendislerinin ısıtma, havalandırma, klima ve özel tesisatla tasarımı ve yapı teknolojisine uyumlu kuralları, elektrik mühendisliği hizmetlerinde ısı , aydınlatma, güvenlik, çağrı, enerji sistemleri, algılama ve kontrol etkinlikleri görülür. Bu anlamda temel hizmetlerin mesleki ayrımları için üretim ve sorumluluk geçerli olmakla beraber yapının elde edilmesi işbirliğinin ötesinde müşterek bir üretimdir. Bu üretimde tasarım hizmetleri müellif mimarın koordinasyonunda eşgüdümlü bir çalışma ile yapılmalıdır. Bilgi işlem destekli, simülasyon sistemlerine dayalı superpoze tasarım bunu kanıtlamaktadır. ■ Mekanik Tesisat Mühendislik Hizmetlerinde Çok Yönlülük Mekanik tesisat mühendislik hizmetlerinde genellikle tasarım, uygulama, imalat, malzeme tedarik, işletme ayrımları yapılmakta, kontrol ve denetim ilkeleri yönünden ihtisasa yönelik etik kurallar vazedilmektedir. Diğer taraftan sektörde ticari kuruluşlar imalat, malzeme tedariği, işletme ile ilgililer hizmetleri çok yönlü yapmayı tercih etmekte, hatta ilanla "parasız proje yapılır" reklamlarına yönelmektedirler. Yatırımcı haklarının korunmasına matuf en sağlıkl ı yöntem proje tasarım mühendislik hizmetlerinin tarafsız, taahhüt, imalat ve satış gibi ticari işlerle uğraşmayan mühendislik kuruluşları tarafınTESİSAT DERGİSİ SAYI 64 NİSAN 2001 21 dan yapılmasıdır. Ancak bu kuruluşların büyük bir çoğunluğu bilgi ve deneyim yönünden yeterli olmayıp, imar yasalarına yönelik proje yapmakta, uygulama projelerini tekrar yapmaktadırlar. Ayrıca bu uygulamaya yatırımcılar önem vermemekte üstelik menfaatlerine olduğu görünümünü sergilemektedirler. Tüketici ise daha uyanmamış olup, değerlendirmeye dahi gerek görmemektedir. Diğer taraftan deneyimli tasarım firmalarımızın bir bölümü, kamu ve özel sektörün önde gelen kuruluşlarına taahhüt yapmasa dahi ufak tefek işleri taahhüt etmekte bunda da bir sakınca görmemektedir. Ankara dışında, İstanbul ve benzer büyük şehirlerde sektörde ana uğraşısı taahhüt ve mümessillik olan firmalar hizmet boşluğundan yararlanarak proje, taahhüt, imalat, mümessillik, işletme hizmetlerini komple yapmakta, eğitim seminerlerine kadar uzanan çizgide yetkili görünüp, her konudaki iddialı hizmetlerini pazarlama suretiyle doğru verdiklerine inanmaktadırlar. Sektörde sürekli iş akışı olmayan bir dönemde global ekonominin serbest rekabet şartlarında ve ülkenin karşılaştığı bu ekonomik kriz içinde hangi yöntem doğru veya yanlıştır sorusunu kendimize ve sektörümüze sorma zamanı gel miştir. Bugüne kadar tasarım ve müşavirlik hizmetleri yapmış bir tesisat mühendisi olarak bir değerlendirme yapmanın zorl uğunu çekmekte; bugüne kadar taahhüt, mümessillik, imalat alanlarına kaymamış olmanın eksikliğini duymaktayım. Kaldı ki; Hizmet sektöründe yasal hiç bir kısıtlama olmadığı dikkate alınarak serbest rekabet ortam ı nda hodri meydan diyerek her alanda bilgi ve hizmet pazarlamak, para kazanmak, en kolay yol görünümündedir. Esasen geçerli sistem içinde hizmetlerde sorumluluk aranmadığı, paralı uzmanlık belgelerinin geçerli olduğu bu dönemde hizmetlerin değerlendi rilmesinin tüketici takdirine bı rakılması zorunlu hale gelm iştir. Ta ki üretimde kalite ve nitelik gibi değerler toplum gündemine gelene kadar. N d .. ıııı;... e ersınız .... ~

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=