Tesisat Dergisi 63. Sayı (Mart 2001)

Plastik boru kuilanılan tesisatlarda aşırı korozyon olduğu, borular, radyatörler ve cihazların pislikle tıkandığı bilinmektedir. Temizleme işleminden bazen birkaç ay sonra tekrar tıkanan tesisatlar ile sık karşılaşıyoruz. Bu sorun nereden kaynaklanmaktadır? Aynı şekilde bazı sistemlerde boru, radyatör, kazan gibi demir veya çelik elemanlarda hızlı korozyonla karşılaşılabilmektedir. Bu yazıda bu korozyonun nedenleri ve çözüm önerileri üzerinde durulacaktır. Aşağıdaki önermeler herkesin bildiği ortak hareket noktasını oluşturur: ♦ Tesisattaki suyun içerisinde oksijen; çelik veya demir malzemeden boru, armatür, ısıtıcı ve ana cihazlarda korozyona neden olur. ♦ Kapalı devrelerde sudaki oksijen molekülleri demir malzeme ile reaksiyona girerek demir oksit (Fe2O3 ) oluşturur ve tesisattaki oksijen konsantrasyonu düşer. Konsantrasyon düşümüne bağlı olarak da korozyon giderek yavaşlar. ♦ Ancak tesisata tekrar yeni oksijen girişi olursa, korozyon yavaşlamaz ve aynı yüksek oranda devam eder. Demir cevheri doğada demir oksit (Fep3 ) olarak bulunur. Demir işlenerek ve içerisindeki oksijen ayrılarak çelik malzeme üretilir. Ancak doğal olarak oksijen molekülleri, çelik malzemedeki demir atomu ile tekrar birleşmeye çalışır. Korozyon adını verdiğimiz oksitlenme reaksiyonu sonucu doğadaki ilk haline (Fep3) döner. Bu doğal bir eğilim ve sirkülasyondur. Buna göre sistemdeki oksijen korozyonunun önlenmesi için, a) Öncelikle tesisata yeni oksijen girişinin kesilmesi gerekir, b) Tesisattaki oksijenin (havanın) tesisattan atılması gerekir, c) Yeni giriş önlenmişse, sistemde ne kadar büyük ölçüde demir veya çelik temas yüzeyi varsa, oksitlenme suretiyle mevcut oksijenin hızla tüketilmesi mümkün olacağından tesisatın çelikten yapılması avantajlıdır. Bu durumda korozyon ilerlemeyecektir. Sisteme yeni oksijen girişi aşağıdaki yollarla gerçekleşir: 1) Tesisatta eksilen suyun tamamlanması işlemi ile (yeni doldurulan suyun içinde) oksijen girer. 2) Tesisattaki su tamirat, yenileme vb. nedenlerle boşaltılmış ise; yeni verilen su ile birlikte tesisata yüksek oranda oksijen girer. 3) Sistemdeki açık genleşme depoları, contalar, kapalı genleşme depolarının membranları vb. yerlerden oksijen girer. ♦ Kaliteli kapalı tip genleşme depoları kullanıldığında, membranlarından oksijen difüzyonu çok daha az olacaktır. " Tesisattaki suyu boşaltmayınız, su kaçakları varsa acilen onarımları yapıp kaçakları önleyiniz." notunun işletme ve bakım talimatnamelerinde yazılmasının nedeni: aSisteme eklenen veya doldurulan suyun içindeki kalsiyum kireçlenmeye neden olacaktır. (Kireçlenme kazan veriminin düşmesine, tesisat borularında daralmalara ve tıkanmaya neden olur. Yakıt tüketimi artar, sistemin ömrü kısalır) bSuyun içindeki yüksek oranlı oksijen, sistemdeki korozyonu tekrar maksimum seviyeden başlatacak ve sistemin ömrü daha da kısalacaktır. Isıtma Tesisatında Lastik Boru Kullan mının Etkisi ıOksijen bariyersiz plastik (PP) boru kullanılan tesisatlarda demir ve çelik yüzeylerdeki (radyatör ve kazanlardaki) oksijen korozyonu öncelikle, PP borudan oksijenin sürekli olarak difüzyonla boru içindeki suya geçmesine bağlıdır. Bu çerçevedeki diğer önemli etkiler aşağıda sıralanmıştır: a) Tesisatta sürekli olarak yüksek oranda oksijen bulunması hızlı korozyona neden olur. b) Borular plastik olduğu için; oksijenin reaksiyona girebileceği yerler sadece çelik malzeme pompalar, kazan ve radyatörlerd i r. c) Radyatörler alüminyum ise, ilk alüminyum oksijen birleşmesi ile alüminyum oksit oluşur. Alüminyum oksit koruyucu bir boya tabakası görevi yaparak korozyonu önler. Bu durumda agresif oksijen molekülleri pompa, kazan vb. çelik aksama yönlenerek çok hızlı korozyon oluşur ve bu cihazların ömrü çok kısalır. TESİSATDERGİSİ SAYl63 MART200l 11111 A-IH:f.G-1:: d) Yerden ısıtma tesisatında ise, oksijenin buluşabileceği demir aksam sadece pompalar, rakorlar, cihazlar ve dağıtım kollektörleridir. Tesisatta demir aksam çok az olduğu için, oksijen yoğun olarak mevcut çelik aksama saldırır ve hızlı korozyon başlar. Bu çelik aksamın üzerinde aşırı korozyon sonucu oluşan tabakalar genellikle dışarıdan da görülür. Yukarıda sıralanan nedenlerle tesisatlarda çelik, bakır veya oksijen bariyerli PP borular kullanılmalıdır. Oksijen bariyerli PP borularda oksijen geçirgenliği, klasik tip PP borulara göre çok daha azdır. Plastik boruların (PP) montajı çok pratik ve ucuz olduğu için kalorifer tesisatlarında ve yerden ısıtma tesisatlarında kullanımı kaçınılmazdır. Ancak PP boru kullanılacaksa; oksijen bariyerli PP borular tercih edilmeli, tesisattaki havayı sürekli boşaltacak hava tahliye cihazı ve tortu tutucu cihazlar kullanılmalıdır (Toprak içinde gömülü temiz su tesisatı plastik borularında da toprak içinde mevcut metan ve benzeri gazların boru içine difüzyonu söz konusudur. Bu durumda sorun korozyon değil suyun tadı ve kalitesiyle ilgilidir. Kullanma suyunda gaz kokusunun nedeni, suyun kaynağından değil tesisattaki gaz difüzyonundan gelmektedir). Tesisat Gazların Difüzyonu ve Su İçerisinde Çözünmeleri Su içerisinde gazların çözünmeleri veya ayrışmaları Henry Kanunu ile açıklanabilmektedir. Oksijenin temas ettiği çelik yüzeylerde korozyon oluşturması ve sudan ayrışan gazların tesisatta yarattığı gürültü, tıkanma vs. sorunları öncelikle gaz-su ilişkisine bağlıdır. Oksijen korozyonu ile ilgili olaylara yaklaşımda, öncelikle Henry Kanununun bilinmesi gerekir. Sistemdeki oksijen korozyona sebep olur ve korozyonla (oksitlenme ile) yok olan oksijen, ilave oksijen difüzyonuna yol açar. Öte yandan, sistem tarafından reaksiyonlarla yüzeylere bağlanarak sudaki oranı azaltılmamış diğer gazlar ise; tesisatta suyun çözünürlük oranının nispeten düşük kaldığı noktalarda serbest gazlar haline geçerek açığa çıkarlar (Henry Kanunu). Bu gazların etkileri ise şu şekilde sıralanabilir: ♦ Sirkülasyon sorunları, ♦ Pompada hasarlar, ♦ Gürültü

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=