Tesisat Dergisi 63. Sayı (Mart 2001)

.. SEKTOREL FORUM Sectora/ Forum Sektöre/ "FORUM" Dergimizin 58. sayısından itibaren, sektörün tartışılmayan/tartışılamayan sorunlarının tartışıldığı, tartışılmakla kalmayıp çözüm üretmeyi amaçlayan "Sektöre/ Forum" sayfalarımız, sektörün önde gelen yetkililerinin katılımıyla bir platform olma niteligini kazanıyor. Celal Okutan, Fatma Çölaşan, İsmail Can, Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, Filiz Pehlivan, irfan Çelimli ve Olgun Sönmez'in katıldığı "Sektöre/ Forum"da bu sayıda yine Filiz Pehlivan, "Gelin Etik Kurallarımızı Koyalım... " adlı yazısıyla, Bedi Korun ise •�a Sorun: Rant Ekonomisinin Yarattığı Faizler" başlıklı yazısı ile sektörün sorunlarına farklı bir boyutuyla değiniyorlar. Sektöre ilişkin konuşmak, tartışmak çözüm bulmak, öneri sunmak istiyorsanız? KATiLiN, TART/ŞALIM, KATiLiN, ÇÖZÜM ÜRETELİM... Teknik Yayıncılık, Tanıtım A. Ş. 'Sektöre/ Forum' tartışmalarına siz de katılmak istiyorsanız, 0212 288 26 14 no' lu faksla veya 'forum@teknikyayincilik.com' e-mail adresiyle bize ulaşabilirsiniz. . . GELiN ETiK KURALLARIMIZI KOYALIM... FİLİZ PEHLİVAN ■ Z orlu bir ekonomik süreçten geçiyoruz. Ülkemizin tüm bireyleri bu süreci en az zararla kapatma gayreti içerisinde. Siyasi beceriksizliklerin halkımızın üzerine yüklediği ağır yükün, artıktaşınabilirliğinin imkansızlaştığı dönemlerdeyiz. "Ha gayret" nidaları ile bir kez daha büyük bir savaşa hazırlatılıyoruz, nice savaşlardan galip çıkmış bir millet olduğumuzun bilincindeliğiyle. İnşaatsektörü de büyükyara aldı doğal olarak bu zorlu günlerde. Türk ekonomisinin dinamiklerinden, olmazsa olmaz bir kaç saç ayağından biri olan sektörümüz de çırpınıyor, ayakta durmaya çalışıyor ve belki de duramıyor. Bu bulanıklık içerisinde, sektörümüz açısından göz ardı edilmemesi gereken, belki mikro olarak değerlendirilebilecek bir konuya değinmek istiyorum. Zira makro anlamda , ekonomik istikrar programlarından sektör olarak fayda sağlanmaya çalışılırken bazı etik değerlerin göz ardı edildiğini düşünüyorum. Unutulmamalıdır ki; makro anlamda sektörün ilerlemesi piyasanın nasıl şekillendiği, kuralların nasıl işlediği ile direkt ilişkilidir. Bu noktada dikkat çekmek istediğim iki ayrı başlık var. Birisi "rekabet" , diğeri de "kalite". Rekabet, günümüz yaşamını yönlendiren temel kurumlardan biridir. Serbest piyasa ekonomisinin de temel dayanaklarındandır. Ama "haklı rekabet". Haklı rekabetin sağlanmasının bir güvencesinin olması gerekliliği vardır ki; bu da "kalite"dir. Eğer bir ticari piyasada, mal veya emek pazarlanırken, "kalite dilini" ortak dil olarak almazsak , serbest piyasa ekonomisi, kurallarınca işlemez ve bundan zararlı çıkan tüketici olur. Bu durumdan karlı çıktığını sananlarsa sadece yanılırlar. Çünkü kaliteden ödün verilerek elde edilen karlılık uzun süre ayakta kalabilmeyi sağlamaz. Bu noktada, 1994 yılında kabul edilen, "Rekabetin Korunması Hakkında Kanun" adı ile çıkarılan ve sanki sadece Gümrük Birliği nedeniyle çıkarılmış gibi sahipsiz kalan Rekabet Kanunundan bahsetmek gerekiyor. Bu kanunun çıkış amacı ; piyasalarda iş yaparken herhangi birinin diğerine karşı haksız bir davranışta bulunmasını önlemeye çalışmak. Yani, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti önleyici, bozucu ve kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek. Bu kanunun sahipsiz kalması bile toplum olarak bilinçsizliğimizi, genel örgütlülük düzeyimizin düşüklüğünü göstermiyor mu? Bu iki kavramın altını çizme gereğini duymamın, hem de böylesi bulanık bir dönemde, rekabet ve kaliteden bahsetmemin altında yatan bazı nedenlerim var. Belki de sektörüm adına kaygılarım, beni, bu kavramları sizlerle paylaşmaya itti. Çünkü inanıyorumki, kaliteyi bir iş üretim felsefesi olarak benimsemek, bunun bir ahlak felsefesi olduğunun da bilincinde olmayı getirir. Sektörümüzün dünya normlarına ulaşması, dünya ile rekabet edebilir hale gelmesi, kaliteyi yol arkadaşı olarak alıp, iş,mal, emek üretmekten geçer. Bu noktada doğal olan da kaliteli emeğin mali karşılığını alabilmesidir. Bir de pratikte yaşadıklarımızı gözönüne getirelim. Gerek projeciler olsun, gerek satıcılar, gerekse taahhüt firmaları, fiyatlandırmalarını gerçek, kaliteli maliyetlerinin üzerine ekledikleri karları ile yaparlarsa, daha haklı bir rekabetortamına ulaşılmaz TESİSAT DERGİSİ SAYI 63 MART 2001 ..

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=