Tesisat Dergisi 58. Sayı (Ekim 2000)

Güncel olmuştur. Bu husus meslek etiğine, mühendislik mimarlık yasalarına aykırı, sorumluluk kurallarına ters, irtikap oyunlarına, işbirliği ve çıkar amaçlarına uygun bir uygulamadır. Kısa bir sürede yeminli mühendislerde olduğu tarzda uygulama olanağı bulamaz. Zorunlu olarak yürürlükten kaldırılır. • 595 sayılı kanun hükmündeki kararname gereği yapıların zorunlu mali sigorta yöntemi ve bununla ilgili yönetmelik, her haliyle gerçek sigorta kurallarına ters, ranta dönük, kendine özgü bir uygulamadır. Sadece depremde devletin acil yardım zorunluluğunu hafifletmek amaçlıdır. • 595 sayılı kanun hükmündeki kararname gereği çıkarılan 601 sayılı meslek odaları yasasının bazı maddelerini değiştiren kararname halen ilgililer tarafından tartışılmakta, taraflarca kendi çıkarları doğrultusunda çekiştirilmektedir. Üniversite eğitim sonrası meslek içi eğitime yönelik kurs ve seminerlere dayalı odaların, mesleki gelişim hizmetleri dışında Uzmanlık Belgesi vermesi, akıl almaz bir uygulama olup, dünyanın hiç bir yerinde görülemez. Meslek odaları yönünden Marmara Depremi sonrası devlet yaptırımlarının oda hizmetlerine yansıması çok ilginç görünümler sergilemiştir. Bilindiği üzere odalarımızın anayasal dayanağı mühendislik ve mimarlık yasaları olup, eksik ve kusurları nedeniyle Bayındırlık ve İskan Bakanlığı görev ve yetkileri kanunu çerçevesinde kuruluş yasalarında belirlenmiştir. Bu nedenle odalarımızın özerk ve bağımsız bir yasası yoktur. Bakanlık kararnameleri ile değiştirilip, yönetimi yönetmeliklerle sınırlanır, değiştirilir. Nitekim kamu çalışanlarının odalara kayıt olmak zorunda olmamaları anayasa yönünden bir ikilem olup, kamu çalışanlarını oda etkinliklerinden koruyan, onlara bazı rüçhan hakları tanıyan bir yöntemidir. Ayrıca mimarlık mühendislik hizmetlerinde ticaret, sanayi, yönetim, üretim ve müteahhitlik hizmetlerinde çalışan teknik elemanların oda ile zorunlu ilişkileri çok sathı olduğundan bir çok meslektaşlarımız odaya kayıtlı değildir. Kaldı ki, onların sanayi odaları, ticaret odaları ve benzeri kuruluşları mesleki hizmet ve çıkarları yönünden daha güçlü ve etkilidir. Bu anlamda meslek odaları anayasal ve demokratik kitle örgütleri içinde, çoğu zaman Milli Muhalefet Örgütlenmesi görünümü taşımaktadır. Sesini ve gücünü bu alanda, toplumsal olaylarda haklı bir şekilde göstermekle birlikte diğer bir görevi olan mesleki gelişim ve mesleğin disipline edilmesinde, araştırma ve geliştirme hizmetlerinde, üniversite, sanayi ilişkilerinde uygulama sorunlarında yetersiz kalmışlardır. Çünkü Odalar mali bağımsızlığını kanıtlamış, belirli deneyim ve tecrübeyi kazanmış, iş adamı, işveren, yönetici düzeyine gelmiş meslektaşlarının katkı ve desteğinden yoksun kalmıştır. Bu anlamda meslek odaları demokratik kitle örgütü niteliklerini kazanamamış, ayrıca kurumsallaşması zorlaşmıştır. Ayrıca meslek odalarının konulara yaklaşımları farklılıklar göstermektedir. İnşaat Mühendisleri Odası inşaat ağırlıklı hizmetleri nedeniyle kanun hükmündeki kararnameleri hararetle desteklerken mimarlar odası soğuk bakmakta, Elektrik Münendisleri Odası karşı çıkmakta, Makina Mühendisleri Odamız ise bir taraftan karşı çıkarken, öbür taraftan uygulamalarda kanun hükmündeki kararnamelere paralelize olmaktadır. İşin olumlu yönü; sadece Mekanik Tesisat Mühendisliğinin, Makina Mühendisliğinin bir uzmanlık dalı olduğunun kanıtlanmasıdır. Buna karşın Tesisat sektöründe hizmet verenler, özellikle tasarım, denetim, kontrol ve müşavirlik hizmetlerinde çalışanlar kısa bir süre içinde oda yaptırımlarında tescil, vize, uzmanlı eğitim kursları, sınavlar gibi hususları değerlendirmek, zorunda kalacak yasal haklarını eşitlik ilkeleri içinde aramak yoluna gideceklerdir. TESİSATDERGİSİ SAYI 58 ...., EKİM2000 23 � Agenda Hizmet sektöründe kaliteli üretim esastır. Bu üretim Bilim ve Teknoloji ilkelerine dayanır. Hizmette sorumluluk aranır. Hizmet; profesyonel yapabilirlik yetkileri ile başarılıdır. Uzmanlık, mühendislik hizmetlerinde üretim bilgi ve deneyimle kazanılmış sosyal bir erdemliktir. Bu anlamda ileri ülkelerde bütün çalışanlar birbiri ile bilgi verimlilik ve üreticilik yarışı içindedirler. Kolay kazanç yolları kapanmış olup, çalışmadan kazanma imkanları önlenmiştir. Buna karşın gelişmemiş ülkelerde veya ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde farklı uygulamalar görülür. Şöyle ki; Genç bir meslektaşımın güncel fıkrasında dediği gibi: "NASA ihalesinde Uzay İstasyonunda olan bir arızanın giderilmesi için pazarlıkla yapılan bir ihalede, davetli firmalardan Japon firması bir milyon dolar, Alman firması iki milyon dolar, Türk firması ise üç milyon dolar teklifte bulunduklarından, son seçim için teker teker komisyon toplantısına davet edilirler. Amaç kalite ve fiyat değerlendirilmesi olup, Japon firması bir shuttle göndermek suretiyle arızayı gidereceğini, Alman firma iki shuttle ile yedekli güvenceli hizmet vereceğini açıklamasını takiben içeri alınan Türk Firma Yetkilisi üç milyon dolar teklifteki hizmet yaklaşımını komisyon başkanına şu şekilde açıklar. (Bir milyon doları Japon'a verir işi yaptırır, bir milyon doları size verir. Bir milyonu da biz alırız, iş biter.) Bu yaklaşım ülkemizde, sistem içinde irtikap oyunlarını sergileyen bir anekdot sayılabilir. Celal Okutan

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=