Güncel Agenda GÖRÜNÜM Celal Okutan Hizmet Sektöründe Temel İlkeler Son yıllarda ülkenin yeniden yapılaşmasına yönelik; demokratik ilkeler, insan hakları, hukukun üstünlüğü, şeffaf devlet anlayışı, temiz toplum gibi kavramlar gündeme gelmekte bu doğrultuda yasal düzenlemeler yapılmaktadır. Çağdaş yaşamda örnekleri ileri toplumlarda görülen bu sistemlere yönelik Kopenhang kriterlerine dayalı Avrupa Birliğine giriş çabalarımız bu doğrultuda olmaktadır. Ancak bir ülkede toplum; bilgi toplumu olmadığı, bilim ve teknoloji, eğitim ve kültür yönünden belirli düzeye erişmediği sürece; yasalarla yapılacak düzenlemelerin arzulanan hedeflere ulaşamayacağı bilinmelidir. Hukuk düzeninde adalet kadar usül ve yöntemler esastır. Bu yönden; usül ve VIEW yöntemleri sağlıklı olmayan hukuk sisteminde adalet beklenemez. Dolayısıyla günümüz koşullarında "şeriattın kestiği parmak acır" çünkü Anayasamızdan başlayarak yürürlükteki yasalarımız arasında çelişkiler mevcuttur. Buna eklenen Yetki kan unlar ı geregı hükümet tarafından çıkarılan Kanun Hükmündeki kararnameler, bakanlıkların yayınladıkları yönetmelikler birbiri ile ikilem içinde, çağın standartlarına uyumsuz bir ortam yaratmıştır. Bu anlamda 1970 AB Roma Anlaşması ile Türkiye'nin taahhüt ettiği Mevzuat Yenilenmesi halen ülkemizde yapılmamış, dolayısıyla yaptırımlarda siyasi otorite, partiler, politikacılar ve belirli kişi ve tüzel kişiler etkili olmuştur. Bu nedenle bütün yaşamımızı etkileyen temel kurallar; vatandaşlar için ayrım gözetmeden uygulanamamış, çıkar ve yaptırımlara dönük yaklaşımlar ağırlık kazanmıştır. Ayrıca ülke şeffaf yönetim usüllerinden uzaklaşılmış, kirli toplum görünümü ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bir toplumun kişiliği, tarihi değerleri yanı sıra kültür ve sanattaki düzeyi, ekonomik gücü, bilim ve teknolojideki yeri ile önem kazanmaktadır. Özellikle XX. Asrın TESİSAT DERGİSİ SAY! 58 ....., EKİM2000 21 � ikinci yarısında bilim ve teknoloji öncelik kazanmış, toplumları bilgi toplumu olmaya zorlamıştır. Ülkemizde bilim ve teknoloji üniversitelere endekslemiş, diğer kurumlar, kuruluşlar bu gelişimden kendilerini arındırmış, büyük bir atalet ıçıne girmişlerdir. Bu anlamda uzmanlık'tan yoksun sorumluluktan uzak bir uygulama oluşmuş, hızlı büyüme içinde cehaletten kaynaklanan virüs ve mikrop enfeksiyonu bütün kesimlerde yuva yapmıştır. Kamu da, özel sektörde üniversitelerde görülen, demokratik kitle örgütlerine, anayasal kuruluşlara, meslek odalarına, derneklere yayılan bu hastalık; bireylere bulaşmış toplum önlenemez bir irtikap yöntemi, bireysel çıkar özlemi, köşeyi dönme savaşına girmiş bulunmaktadır. Marmara depremi sonrası yaşanan kaos, inşaat sektöründe onun bütün alanlarında mühendislik ve mimarlık hizmetlerinde bu anlamdaki eksik, noksan ve kusurlarımızı gösterir. Bu doğrultuda başta Bayındırlık ve İskan Bakanlığı olmak üzere, üniversitelerin, bilimsel kurumların, meslek odalarının, derneklerin, mühendislik ve mimarlık hizmet sektöründe çalışan bütün teknik elemanların hizmetlerinde yetersizlik görülür. Nitekim inşaat sektöründe hizmet veren, yatırımcı, mal sahibi, yüklenici ve işleticiden tüketiciye kadar olan dizgide, mühendislik ve mimarlık hizmetlerinin beyin gücü ile hizmet veren kesimin ekonomik gücü sınırlı tutulmuş, nitelik, kalite ve yetkileri kısıtlanarak diploma yetkisi düzeyinde kalmıştır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=