Güncel Deprem sırasında gaz kapatmanın yanında yeni önlemlerinde alındığını görüyoruz. Bunlar arasında kolon hatlarındaki dişli geçişler yerine kaynaklı bağlantıların tercih edilmesi ve otomatik gaz kesme mecburiyetinin getirilmesi önemli hususlar. Yeni binalar için getirilen bu zorunluluğun, eski binalar için nasıl uygulanacağı ve zorunlu cihazların nasıl test edileceği ve nasıl kabul edileceği hakkındaki düşüncelerini ikinci turda Fatih Bey'den rica edeceğim. Şimdi mekanik sistemlerin ve tesisatların deprem güvenliği konusunda Sayın Prof. Dr. Ahmet Arısoy bize görüşlerini sunacak. Prof. Dr. Ahmet ARISOY: Burada bizim ele alacağımız biçimi ile mekanik tesisatın korunması oldukça detaylı bir konu. Ben sadece tartışmaların dayanağı olmak üzere bir takım ana fikirler üzerinde durmak istiyorum. Kısa başlıklarla gözden geçirecek olursak birincisi, sayın başkanın da ifade ettiği gibi; binanın statik olarak depreme dayanıklı olması gerekliliği kadar, mekanik tesisatın da depreme dayanıklı olması son derece önemli bir konu. İkincisi; mekanik tesisatların sürekli çalışan, dinamik sistemler alınası. Ancak deprem arada bir olabilir veya bina, ömrü içinde hiç depremle karşılaşmayabilir. DolayıProf Dr. Ahmet Arısoy sıyla bu iki ayrı kavramı, iki ayrı çalışına biçimini göz önünde bulundurmamız lazım. Depremle ilişkili olarak alacağımız önlemler, mekanik tesisatın çalışmasını etkilememelidir. Bir başka konu, ancak ayakta kalan bir binada, mekanik tesisatın da ayakta kalmasından söz edilebilir. Mekanik tesisatta kullandığımız ekipmanlar ikiye ayrılabilir. Bunlardan bir tanesi hayati önemi olan cihazlar. Bu cihazların deprem sırasında yerlerinde kalması yeterli değildir; depremden sonra çalışmaya devam edebilmeleri de lazım. Diğergrup cihazların ise çalışması değil ama yerlerinden kopmaması ve kimseye zarar vermemesi beklenir. Mesela bununla ilişkili olarak bir pompadan bahsedebiliriz; bir su pompası veya bir egzos fanı gibi cihazlar bu gruba girer. Dolayısı ile cihazlarla ilişkili alacağımız tedbirler bunların fonksiyonları ile de ilişkili olacaktır. Mekanik sistemlerde kullandığımız cihazları ikiye ayırmamız mümkün. Bunlardan birinci grup cihazlar; binaya, döşemeye katı olarak bağlanan cihazlar. Dolayısıyla depremle beraber bu cihazlar da aynı biçimde sallanıyorlar. Deprem kuvveti doğrudan doğruya bu cihazları etkilemektedir. O halde bunlarla ilgili çok büyük problemlerimiz yok; yeter ki bunları bağlamakta kullandığımız elemanları depreme uygun olarak seçelim. Diğerleri ise dinamik cihazlardır. Titreşen, çalışan cihazlardır ve bu titreşen cihazlar döşemeye esnek yaylar ve kauçuk gibi titreşim izolatörü adını verdiğimiz ayaklarla bağla n maktadırlar. TESİSATDERGİSİ SAYI 57 ..... EYLÜL2000 37 � Agenda Dolayısı ile bu cihazlar normal çalışmaları sırasında bir titreşim yapmaktadırlar, izolatörler bu titreşimi yapıya geçirmemektedir. O halde yapı sabit, cihaz belirli bir oranda titreşmektedir. Şimdi bu cihazları da ikiye ayırmamız mümkün. Bunlardan bir tanesi kompresör gibi ağır cihazlar. Bunları doğrudan doğruya titreşim izolatörleri ve ayaklarla yapıya oturtabiliriz. Diğer gruptaki cihazları ise hafif cihazlar olarak düşünebiliriz. Pompa gibi hafif olan cihazlar için ise bir beton kaide yapıyoruz; başka bir deyişle bir atalet kütlesi yaratıyoruz. Bu atalet kütlesini yapıya yine yaylarla titreşim izolatörleri üzerine oturtuyoruz. Titreşim izolatörleri üzerine oturan cihazlar titreşmeye normal çalışmaları sırasında devam etmeliler. Deprem söz konusu olduğunda ise farklı derinlikte, farklı bir salınım söz konusudur. Bu salınım sırasında bizim alacağımız önlemler devreye girmelidir. O halde öyle bir önlem almalıyız ki bu cihazları öyle bir biçimde bağlamalıyız ki yapıya, normal çalışma sırasında etkili olmayacak; ama deprem gibi normalin dışındaki bir takım etkilerle sallantı başladığı zaman etkili olarak devreye girecekler. Genellikle bizim kullandığımız cihazlar, tavsiye edilen pasif cihazlardır. Yani herhangi bir kontrolle değil, pasif olarak bu görevi yerine getirebilen cihazlardır. Tesisatımızda bir başka önemli grup borular ve kanallardır. Biz cihazları tek başına kullanmıyoruz; genellikle borular veya kanallarla birbirine bağlıyoruz. O halde borular ve kanalların da depremle ilişkili olarak, yapı ile beraber hareket edecek şekilde bağlanmaları gerekir. Yaptığımız uygulamalarda boruları veya kanalları askılar üzerinde tutuyoruz. Askılar sadece bunları taşımaya yarıyor, bağlamaya yaramıyor. Depreme karşı bunların yapıya bağlanması gerekir. Sabit olan boru ve kanallarla, titreşmekte olan cihazların birbiri ile bağlantılarını yaparken de flexible yani esnek bağlantılar M
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=