Tesisat Dergisi 56. Sayı (Ağustos 2000)

1 , 1 ,1 -Trikloretan (metil kloroform), hidrokloro-florokarbonlar (HCFC'ler) (R.22 gibi) hidrokloroflorokarbonlar (HBFC'ler) ve metil bromürdür. Bu maddeler kimyasal açıdan oldukça kararlı maddelerdir ve sadece UV radyasyonu ile parçalanırlar. Bir CFC molekülü parçalandığında atomik klor açığı çıkar. Bir klor atomu 100.000'in üzerinde ozon molekülünü parçalayabilir. Böylece ozonun bozulması, onun doğal olarak oluşmasından daha hızlı olur. Şu anda atmosferde CFC ve diğer ozon tabakasını incelten maddeler bulunmaktadır. Bunların atmosferde kalış süreleri 225-4.000 yıl arasında değişmekle olup, şu ana kadar atmosfere verilen bu maddeler gelecek yıllarda da devam edeceklerdir. Stratosferdeki klor ve brom konsantrasyonlarının 21. yüzyılın ilk yıllarına kadar artmaya devam edeceği, en yüksek seviyelere 2000-201 O yıllarında ulaşılacağı ve sonra da bu madde konsantrasyonlarının düşüş eğilimi içerisine gireceği tahmin edilmektedir. Ozon tabakasındaki incelme başlangıçta Antarktika üzerindeki ozonda gözlenmiş olup, bu incelme yıllar içinde bütün dünyaya yayılarak artan biçimde devam etmiştir. Son yıllardaki çalışmalar Kuzey Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika, Avustralya ve Güney Amerika'nın büyük bölümünü kaplayan enlemlerde incelmenin olduğunu göstermektedir. ABD üzerindeki ozon mevsime bağlı olarak o/o 5-10 oranında düşmektedir. Dolayısıyla ozon tabakasının incelmesi sadece Güney Kutbu'nun değil, dünyanın bir sorunudur. Güneşin UVB radyasyonu miktarı değişmemektedir. Daha az ozon, daha az korunma anlamına geleceğinden, ozon miktarlarındaki düşme1980'ler boyunca diğer kullanımlar ile dünya uluslarının bu kimyasalların ozon tabakasına dahafazla zarar verebileceği konusundaki endişeleri artmıştır. 1985'de bu konuda uluslararası işbirliğini şekillendirmek üzere Viyana Sözleşmesi kabul edilmiştir. Buna ek çabalar, 1987'deMontreal Protokolii'nün imzalanması ile sonuçlanmıştır. ler sonucunda dünya yüzeyine daha fazla UVB ulaşacaktır. Çalışmalar yıllık ozon deliği döneminde Antarktika'da ölçülen UVB'nin diğer zamanlarda ölçüne oranla 2 kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Laboratuvar ve epidenıiyolojik çalışmalar UVB'nin non-melononıa tipi deri kanserine yol açtığını, habis nitelikte melanoma tipi deri kanserinin gelişmesinde önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Güneş ışığı normal ozon düzeylerinde bile biraz UVB içerir. Dolayısıyla güneşe maruz kalmanın sınırlandırılması her zaman önemlidir. Ancak, ozon tabakasındaki incelme UVB'nin miktarını dolayısıyla da sağlık riskini arttıracaktır. Dahası UVB bazı tarım ürünlerine, plastik ve diğer malzemelere ve azı deniz yaşam türlerine zarar vermektedir. 1970'lerde ozon tabakası hakkındaki ilk endişe, ABD'de CFC'lerin aerosollerde itici olarak kullanılmasının yasaklanmasına yol açmıştır. Ancak CFC'ler ile diğer ozon tabakasını __________________ TESİSATDERGİSİ SAYI 56 � AĞUSTOS 2000 incelten maddelerin üretimi bundan sonra da hızla artmış ve yeni kullanım alanları bulunmuştur. 1980'ler boyunca diğer kullanımlar ile dünya uluslarının bu kimyasalların ozon tabakasına daha fazla zarar verebileceği konusundaki endişeleri artmıştır. 1985'de bu konuda uluslararası işbirliğini şekillendirmek üzere Viyana Sözleşmesi kabul edilmiştir. Buna ek çabalar, 1987'de Montreal Protokolü'nün imzalanması ile sonuçlanmıştır. Orijinal Protokol 1998'e kadar CFC'lerin üretiini yarı yarıya düşürecekti. Orjinal protokolün imzalanmasından sonra yeni ölçümler ozon tabakasına, ilk olarak tahmin edilenden daha fazla zarar verileceğini göstermiştir. Ozon tabakası üzerindeki son bilimsel değerlendirmelere cevaben taraflar 1992'de, gelişmiş ülkelerde halonların üretiminin 1994'ün başında, CFC'lerin üretiminin de 1996 başında tamamen durdurulmasına karar vermiştir. Türkiye, Viyana Sözleşmesi ve Montreal Protokolü'ne 19 Aralık 1991 yılından beri taraftır. Ancak gelişme yolundaki ülkelerden biri olduğundan, protokolde ön görülen azaltma oran ve takvimini 1 O yıl süre ile geriden takip etme hakkına sahiptir. Ozon maddesini incelten maddelerin kullanıcıları ve sanayicilerle yapılan toplantılarda, servis ve bakım ihtiyacı dışında bu maddelerin ithalatının 1 Ocak 2000 tarihinden itibaren yasaklanmasına karar verilmiştir. Yine toplantılarda alınan kararlara göre tüm dünyada ozon tabakasına zarar verme potansiyeli O olan soğutucu akışkanlar olarak; R-134 a, R-404 A ve 407 C kullanılmakta olup, Safkar Grubu ürettiği cihazlarda soğutucu akışkan olarak R-134 a ve R-404 A maddelerini kullanmaktadır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=