Tesisat Dergisi 56. Sayı (Ağustos 2000)

Bu alandaki teknolojinin gelişmesi ile birlikte daha yekpare hale getirilmiş sanayi atık suyu sistemleri (sağda) eski ve daha maliyeti yOksek olan OsW açık tankların ((istte) yerini almaktadır. gres yağları, biyoçözülür organik bileşikler ve ağır metaller için uyumluluk limitleri özel organik bileşikler, çözülmüş katı maddeler, ek ağır metaller ve toksitlenme koruması arttırılmıştır. Limitlerin kendileri, hatta konvansiyonel parametreler için olanları bile, sık sık azaltılmaktadır. Bu yeni limitlervezorunluluklar atık su uzmanlarını geleneksel sulandırılmış atık ve büyük tankla ıslah etme teknolojilerini yeniden başlatma sorunu ile karşı karşıya bırakmıştır. Bunun ötesindeki çamur ve diğer artıklara yönelik düzenlemeler, atık depolamasını daha zor ve daha yüksek maliyetli hale getirmiş. Artan yasal sınırlamalar daha katılımcı atık azaltma ve kirlenme önleme programlarının öne çıkmasını sağladılar. Çevre perspektifleri: Bugünün sanayisinin önde gelenleri 1 960-70'lerde öğrenciydiler ve artık iş yaparken çevre ile ilgili konuları kendilerinden öncekilere göre daha fazla önemsemektedirler. Sonuçta, bugünün pazarları fiyat açısından daha rekabetçi bir ticaret talep etmektedir. Ancak bu rekabetçilik aynı zamanda çevre standartlarına uymalı ve müşterilerin olumsuz düşüncelerinin önüne geçmelidir. Bu standartlara uymanın maliyeti birim mal başına düşen fiyatın yüzde ikisinden yüzde birine düşürülebilirse o zaman söz konusu işte bir rekabetavantajı ortaya çıkacaktır. Dahası bugünün atık su standartları örneğin eğer birisi muz payı üretiyorsa muz kabuğu atıklarını duvarının üzerinden başkasının bahçesine atmamalı, uygun bir şekilde atmalı demektedir. En saf serbest pazar anlayışına göre muz kabuklarının uygun yönetimi işin maliyetine dahildir ve şirketin fiyat uygulamasında fiyata dahil edilmesi gerekir. Yeni Bir Nesil Sanayide atık suya yaklaşımda ortaya çıkan tüm bu dönüşümler aşağıdaki eğilimlerin oluşmasına neden olmuştur: • Uzağa yerleştirilmiş, boru sonu tesisleri ile karşılaştırıldığında, üretim işlemleri ile entegre hale gelmiş daha iyi dağıtımlı ıslah etme sistemleri. • Hijyen mühendisliği temelli dizayndan kimyasal ve üretimsel mühendislik temelli dizayna geçiş. • Atık suya yönelik, daha küçük ve yekpare sistemleri hedefleyen teknolojiler. • Daha az işlem gerektiren ve daha az artık bırakan kimyasallar ya da artıkların satış ya da yeniden kullanım için daha uygun hale getirilmesi. • Lağım ve su yollarına boşaltılan su ve benzeri maddelerin daha fazla yeniden kullanımı. • Atık su ıslah etme sistemi yapımının, su ve atık su ıslah etme üzerine uzmanlaşmış şirketlere daha çok verilmesi. Tabii, bu şirketler yenilikçilik ve maliyet düşürme üzerine daha çok eğildiği sürece. • Geliştirme yönündeki girişimleri desteklemek için kaliteli çalışma sistemlerinin (150 9001, 14001) kullanımı. • Zor ıslah edilen ve sıkı düzenlemelere tabi üretim materyaller yerine rasyonel maliyetlerde ıslah edilmeye daha müsait materyallerin artan kullanımı. Yine de bu eğilimlerin tüm engelleri ortadan kaldırdığı söylenemez. Kuzey Amerika otomotiv sanayii atık suyu ıslah etme konusunda 1997'de yapılan önemli bir çalışma yukarıdaki eğilimleri engelleyici iki ana faktör belirlemiştir. ABD'de su ve enerjinin düşük fiyatlandırmaları daha verimli atık su teknolojisi konusunda yapılabilecek yatırımları engellemektedir. Atık su ıslah edilmesi konusunda geri dönüşümse! maliyet temelli kararlar halen üretim alanından daha geridedir. Bu nedenle, 1960'larda ve 1970'Ierde ıslah etme sistemlerinin gelişmesi için, gecikmeli sermaye maliyeti yatırımlarında daha yüksek kimyasal madde, emek ve artık maliyetlerinin devamına izin verilmiştir. İkincisi, atık su oluşturulması ve ıslah edilmesi şirket ya da ürün geliştirme girişimlerinin ilk stratejik planlamasında belirleyici faktörler gibi görünmemektedirler. Bu da atık su uzmanları ve üretim mühendislerinin atık su teknolojisi ve yönetimi konusundaki kararlarını kısa vadeli olarak vermelerine yol açmakta; kararların kısa vadeli olarak verilmesi ise teknik yenileme konusunda eksikliklere neden olmaktadır. Suyla ilgili konuların stratejik planlama ile entegrasyonu, önümüzdeki dönemde sanayi alanında teknik gelişmeleri yönlendirecek ana faktörlerden biri olabilir. Zaman zaman alanda meydana gelen yerel baskılar tarafından yönlendiriliyor olsalar da yakın geçmişteki söz konusu eğilimlerin halen bir çok örneği bulunTESİSATDERGİSİ SAYI56 ------------------� � AĞUSTOS 2000

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=