Makale------------------ ...... .-...... .------......----......----------------"'4-ır-tire Taraftan başka bir Tarafa aktarılmasını sağlaı-; buna karşılık, toplam salımları daha önce karar verilmiş sınırlar içinde tutar. ST, gerçekleşen ya ela öngörülen salımları kendileri için belirlenmiş tutarlarından daha az olan Taraf ülkelerin, bu kullanılmayan bölümü, salımları belirlenmiş tutarlarından daha fazla olan gelişmiş ülkelere satabilmeleri anlamına gelmektedir. Sonuç olarak, satılan salımlar satan ülkenin belirlenmiş tutarından düşülüp satın alan ülkenin belirlenmiş tutarına eklendiği için, her iki Tarafın ela yükümlülüklerini yerine getirdiği durumdaki ile aynıdır. Olası Yararları : Birçok gelişmiş ülke yaygın enerji verimliliği önlemlerini gerçekleştirmede başarısız olmuşlar ve enerjiyi çok savurganca kullanmışlardır. Gerçekte bu ülkeler için, etkin enerji verimliliği önlemlerini alarak ulusal salımlarını oldukça düşük bir maliyetle azaltmaları için çeşitli fırsatlar bulunmaktadır. Kurulmasına çalışılan bir 'salım ticareti rejimi' bu ülkelere keneli yerli salımlarını yükümlülüklerinin altına düşürme açısından iyi bir teşvik olabilir. Çünkü 'fazla' indirimlerinin (teknik anlamda kendileri için ayrılmış tutarların fazlasını) satışından elde edecekleri para, salımlarını azaltma maliyetinden daha çok olabilir. Bazı ekonomistler, sistemin iyi çalışması ve ülkelerin Ek B Taraflarının toplam salım sınırlarından daha fazla izin satmaması durumunda, salım ticareti rejiminin küresel salını indirimlerine en düşük maliyetle ulaşmada ekonomik açıdan anlamlı olduğuna inanmaktadır. Bu nedenle, salını ticareti kuramsal olarak küresel salıınlarcla ticaretin olmaması clurumundakinclen daha maliyetetkin bir indirim getirecektir ve diğer bazı ekonomik yararlar sağlayacaktır. Bu ideal durumdur. Ancak küresel salını ticareti rejiminin oldukça kötüye gidebileceği ya ela ters işleyebileceği durumlar ela bulunmaktadır. 2D.İ3R.M1 . E SL TE R' NVEE İSLOİ ŞRKUİ NN LDA RE Ğ E R LE N KP'de Sal ım Ticaretine İ l işki n Hiçbi r Ayrıntı Bulunmamaktadı r: 17. Macide ST'ni ana hatlarıyla ortaya koymasına karşın, bir ticaret rejiminin nasıl işleyeceğine ilişkin ayrıntıları (ilkeleri, kavramları, kuralları ve kılavuzları) içermemektedir. Bu ayrıntılar, TK'cla oluşturulacaktır ve konuyla ilgili görüşmeler Buenos Aires kararları çerçevesinde sürmektedir. ST'nin saydamlığını, etkin gözlemini, doğrulamasını sağlayacak ve uyumsuzluk durumunda yasal olarak bağlayıcı cezalar ile ticaret için bir sorumluluk sistemi içerecek kurallara karar verilmesi zorunludur. JUSCANZ grubu (OECD'nin AB dışı üyeleri) gibi bazı Taraflar, Protokol metninde açıkça belirtilmesine karşın, 17. Maddenin ticaret başlamadan önce bunları ge re kti rm ecl iğini savun ına ktacl ı rla r. Oysaki, ticaret kurallarının, salım ticaretinin gerçek anlamda yapılınasınclan önce belirlenmesi tüm Tarafların lehine olacaktır. KP yasal olarak bağlayıcı uyum kuralları içermemektedir. Başka sözlerle, bir Taraf ülkenin salımları kendisine ayrılmış tutarını aşması durumunda bu ülkeyi cezalandırmanın hiç bir yolu bulunmamaktadır. Bu da yükümlülüklere sadık kalmak için ortada çok zayıf bir güdünün ya da bir nedenin varlığını ortaya koyar. Aslında söz konusu sorun yalnız salım ticaretine özgü olmamakla birlikte, ayrılmış salım tutarlarının satışından elde edilebilecek para gerçeği, salım ticareti sisteminde daha ivedi ve önemli bir sorun olarak görünmektedir. Özellikle ABD ve öteki Ek B ülkelerinin, GYÜ'in gönüllü yükümlülükler alınası ve bu ticaret rejimine daha sonra katılmaları yolundaki istekleri, ticaret kurallarının önceden belirlenmesine karşı çıkma görüşleriyle uyumsuz görünmektedir. GYÜ'in çoğu, ST'ne gönüllü değildir ve olumlu yaklaşmamaktadır. Salını ticareti için ilkelerin, kuralların ve kılavuzların geliştirilmesine yönelik saydam bir yaklaşım, böyle bir düzeneğin etkin ve adil olarak çalışabileceği konusunda bir güven ortamının oluşmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, ticaret kuralları öteki KP düzenekleri için gel işti ril nı iş kural !arı da göz önüne almalıdır. Bu kuralların ticaretten önce görüşülmesi ve karara bağlanması gelişme yolundaki ülkeler ile gelişmiş ülkeler arasında en geniş işbirliğini sağlamak açısından önemlidir. Ticarete Bir Sınır: Yerli İndi rimler Önceliklidir: 17. Madde, 3. Maddede belirtilen salım yüküınlülüklerini yerine getirmede, salım ticaretinin yerli etkinliklere ek olması gerektiğini söylemektedir. Başka sözlerle, Tarafların kendi yükünılülüklerini yalnız kullanılnıanıış salımları satın alarak ve salımlarını evlerinde azaltmaya ilişkin hiçbir etkinlikte bulunmayarak yerine getirmelerine izin verilmeyecektir. Salımları ulusal sınırlar içerisinde azaltma zorunluluğu, sanayileşmiş ülkelerdeki çoğu zaman savurgan ve lüks enerji tüketim tkeakl ı np ol al roı nj iı ! ed re ği il şet i rymeenki l veen ee nbei lrij ri veenr ei mr jl ii sistemlerinin dünya çapında kullanılmasını sağlamak açısından önemlidir. Her şekilde, yüküınlülükleri karşılamada salım ticaretine güvenerek evdeki salımların kontrolsuz artışına izin verilmesi tehlikeli bir stratejidir. Rusya Federasyonu ve Ukrayna gibi bugün satacak salımları bulunan ülkelerin, sonraki yükümlülük dönemlerinde daha fazla salım indirim yükümlülüklerinin olması ve enerji istemlerinin artması durumunda, artık kullanılmamış ayrılmış tutarları kalmayabilir. Ağırlıklı olarak salını ticaretine güvenmiş ülkeler, varolan salım kredilerinin tutarı azaldıkça olumsuz bir rekabet durumu ile karşılaşacaklardır. TESİSAT DERGİSİ SAYI 52 __________________ � � NİSAN 2000
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=