Tesisat Dergisi 52. Sayı (Nisan 2000)

Makal,.,-----------�----- _...... __.............................._____..._ ____._......,..._______________"'14-rticl dışı Taraflar arasında uygulanacak oluşudur. Kazancın Paylaşımı Ne Kadar Gerçekçi ve Adi l? Kazancın Paylaşımına ilişkin olarak, birçok karşı görüş gelişti rilmiştir: a) O, sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen vergi uygulamaları getirir. b) Bu, GYÜ'deki projelerden elde edilecek olan kazançların, yine o ülkeleri desteklemek için kullanılması demektir. Ancak, bu noktada şu sorulmaktadır: Bu, gelişmiş ülkelerin proje ortaklarının TKD projeleri için fazladan ödeyecekleri ya da gelişmiş ülkelerin her projeye bir vergi koyacağı anlamını da taşımakta mıdır? Eğer o anlama gel iyorsa, projelere yüklenen vergi, gelişmekte olan ülkelere döner; bu da, TKD projelerinin daha pahalı olmasına ve rekabet güçlerinin zayıflamasına neden olur. c) Kazancın ne anlama geldiği açık değildir. Yatı rımı alan taraf, GYÜ'dir; kredi (salımları sınırlandırma ve azaltma yükümlülüğü açısından) ise gelişmiş ülkeler tarafından alınıyor. Öyle ise, kazançlar nelerdir? Ya da, kim daha kazançlıdır? Bu soruların yanıtları, nesnel olarak verilmelidir. d) Kazanç konusunda, bir doğruluk ve adil olma konusu vardır. Bu alt madde, gelişme yolundaki Tarafl arın, kendi giderleri için gelişmiş ülke Tarafları'nın yerine ödeme yapması gerektiğini söylemektedir. Bu durum, fakirden toplayıp fakire geri vermeye benzetilmektedir. Bu açıdan, Küresel Çevre Olanağı'nın (GEF), ki İDÇS'nin 11. Maddesi'nce belirlenen bir kuruluştur, uyum önlemlerine ve politikalarına para sağlamadığına dikkat çekilmektedir. Sonuç olarak, bu önlem, uyum giderlerinin karşılanması sorumluluğunu gelişmiş ülkelerden alıp, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin birlikte yüklendikleri bir işbirliği düzeneğine yönlendirilmektedir. Nası l Bi r Kazanım Dönemi? TKD, gelişmiş ülkelere 2000 yılından 20082012 ilk yükümlülük dönemine kadar üretilen OEİ'ni , bu yükümlülük dönemindeki salım yükümlülüğü için kullanma olanağı vermektedir. Bu durum, gerçekte OEİ'ne dayanan 'yükümlülük öncesi dönem bankacılığı' olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden, kazanım dönemi, birçok uzman tarafından, 'çok ısıtılmış hava' olarak adlandırılmakta ve iklim sisteminin korunması çabalarında açılan büyük bir deliğe benzetilerek eleştirilmektedir. Eleşti ri ler, yalnız yükümlülük döneminde azaltılan salımların dikkate alınması gerektiği noktasında birleşmektedir. 'Onaylanmış Emisyon İndi rimleri Bankacı l ığı 'nın Sakı ncaları : TKD, gelişmiş ülkelere birinci yükümlülük döneminden önce 'OEİ bankacılığı' yapına olanağı vermektedir. Protokol'ün bu hükmünü savunanlar, yükümlülük öncesi dönemdeki OEİ bankacılığının, gelişmiş ülkelerin GYÜ'de salım azaltıcı teknoloji ve yutak geliştirme alanlarında erken yatı rım yapmalarını özendireceğini öne sürmektedi r. Ancak, 2000 ve 2007 arasında üretilen OEİ bankacılığının yapılabilmesi ve sonra bunları 2008-2012 dönemi için kendilerine ayrılan tutarlara ulaşmak ıçın kullanmaları da, gelişmiş Ek 1 Taraflarının kendi ülkelerinde daha azını yapmaları için başka bi r teşvik daha yaratır. Gelişmiş ülkeler, kendi yerli salımlarını azaltmaksızın yükümlülüklerine ulaşmak için yeterl i kredileri biriktirebildikleri için, salımları azaltma yükümlülü kleri a macıyla yapmaları gerekenden çok daha azıyla yetinebilirler ya da 'kurtulabilirler'. TKD Gel i şmi ş Ülkeler İ çi n Beli rlenen Tutarlara Ekleni r: TKD, gelişmiş ülkelere, gelişmekte olan ülkelerdeki projelerden üretilen OEİ'ni, kendilerine ayrılan tutarlara ekleme izni vermektedir. Bir gelişmiş ülkenin belirlenmiş tutarına katılan bir salım 'kredisi'niıı, bunun karşılığında başka bir gelişmiş ülkenin belirlenmiş tutarından sağlanan bir 'borç' tarafından dengelendiği ST'nin ve OY'nin ters i ne, TKD aracılığıyla oluşturulan krediler, Ek I ülkelerinin toplam bütçesine (ayrılmış tutarına) ektir. TKD Yutak Projelerini İçermeli midir? Salımları kaynağında azaltan ve yutaklarla uzaklaştırılmalarını kuvvetlendiren etkinlikleri içeren OY projeleri , KP/Madde 6'da tanımlanmıştır. KP/Madde 12'de ise, TKD projelerinin, gerçek, ölçülebilir ve ek indirimler oluşturması gerektiği belirtilmiştir. Yutak projelerinin TKD'ne alınmasının gerekli olup olmadığı, sürmekte olan görüşmelerin önemli bir parçasını oluşturmaktadı r. Bir görüşe göre, 1 2. Madde'de yutaklar için özel bir göndermenin bulunmayışı , bu etkinliklerin TKD'ne alınmayabileceğini göstermektedir. Bazı görüşler, yutakların KP/Madde 3.3'de (ya da Madde 3.4'teki etkinliklerde) anlaşmaya varılanlarla sınırlı tutulması gerektiğini ya da yutak projelerinin tümüne izin verilmesi gerektiğini öne sürmektedir. TKD Kapsamındaki Yutak Projeleri Ormanlar İ çin Kökl ü Bi r Çözüm müdür? Ormanlar üzerindeki aşırı baskı ve bunun sonucunda GYÜ'de ortaya çıkan yüksek ormansızlaşma oranları , yutak projelerinin TKD'ne sokulmasını potansiyel olarak çekici bi r girişim yapmaktadır. Buna izin verilmesi durumunda, TKD' n i n , gelişmiş ülkeleri, GYÜ'deki, olmaması durumunda bozulabilecek olan ormanları koruyan projelere yatırım yapmaları için özendirebileceği olasılığı da tartışılmaktadı r. Kuramsal olarak, bu tip projeler, normal koşullarda ormansızlaşma süresince atmosfere salınan karbon için güvenilir bir karbon deposu olur. Ancak, orman projelerinin TKD'ne alınmasına izin verilmesinin bazı önemli sakıncaları bulunmaktadı r: Bi ri ncisi , ormansızlaşma etkinliği ___________________ TESİSATDERGİSİ SAYl52 __________________ � � NİSAN 2000

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=