Tesisat Dergisi 49. Sayı (Ocak 2000)

f-eviri ı....-----------------------i-----~------'Franslation soğutucu akışkan bulma çabaları 1 O yılı aşkın süredir devam etmesine rağmen böyle mükemmel bir akışkan bulma olasılığının olmadığı açıklık kazanmıştır. Bu nedenle; sadece soğutucu akışkanlara odaklanmak yerine Toplam Çevresel Etkiyi minimum düzeye indirebilecek uygulamalara yer verilmelidir. Bu, tüm emisyonların minimize edilmesi ve ortadan kaldırılması ile gerçekleşecektir. Buradaki yaklaşım soğutucu akışkanın atmosfere karışmadığı takdirde çevreye zarar veremeyeceğidir. Bugün chillerlerde kullanılan üç ana soğutucu akışkan; R-123,134a ve 22, Toplam Çevresel Zararı en aza indirgemekte etkilidirler. Her üç gazın yüksek verimlilikleri ile birlikte, emisyonla r ı minimuma indiren teknolojiler, onları uzun dönemli kullanımlar için etkin adaylar haline getirmiştir. Tartışma Sıfır Toplam Çevresel Etki (TEi) hedefine zamanla ulaşılabilir. Ancak bu, bugün dünyanın %75 enerjisini 2 sağlayan fosil yakıtlarının kullanımına son verilmesini gerektirmektedir. Bu, genel görüşe göre en erken önümüzdeki yüzyılın sonunda gerçekleşecektir. Üzerinde acilen durulması gereken konu Toplam Çevresel Etkiyi en aza indirgemek için yakın gelecekte ne yapılacağıdır. Böyle bir yaklaşım, sonuç itibarı ile çevreyi olumsuz etkileyebilecek bir yaklaşım olan, sadece ozon taba kasının delinmesi ve küresel ısınma üzerine konsantre olmak gibi bir hataya engel olacaktır. Ka rşılaştığımız çevresel riskler sadece ozon tabakasının incelmesi ve küresel ısınma ile sınırlı değildir. Bugün hala tam olarak anlaşılamayan diğer çevresel tehditler de göz önüne alınmalıd ı r. Bu riskleri minimize etmenin bir yolu da kısa atmosferik ömürlü soğutucu akışkanlar kullanmaktır. Bunun sebebi atmosferde daha çabuk bozunan akış ka nın, dünyaya daha az zarar verecek olmasıdır. Soğutucu akışkanlar artık tek başlarına çevresel tehdit unsuru olarak kabul edilmemektedirler. Toplam Çevresel Etki; tüm dolayl ı ve doğrudan çevresel zarar ve riskleri içine alarak tüm bir sistem olarak değerlendirilmektedir. İleriye Doğru CFC'lerin kullanımda n kalkmaya başlaması ile endüstride, aşamalı olarak kaldırılması plan lanan HCFC'ler ve küresel ısınmaya katkısı nedeniyle kısıtlanması istenen HFC'ler kullanılmaya başlanmıştır. Gelişmekte olan ül kelerde HCFC'lerin ithalat ve/veya üretimleri ne 2040 yılına kadar izin verilm i ştir. Fakat içerisinde HCFC bulunan ekipmanların çalışmasında ve dönüşümle (recycle) kazanılmış HCFC'lerle cihazların şarj edilmesinde 2040 yılından sonrası için herhangi bir kısıtlama yoktur. Amerika'da CFC'lerin kullanımına 1995 yılında son verilmesine rağmen, bugün hala 50.000'i aşkın ehillerde CFC'ler kullanılmaktadır ve bunların kullanımlarının 201 O yılına kadar süreceği tahmin edilmektedir3. 2040 yı l ına kadar olabilecek gel i şmeleri göz önüne alırsak, daha ileri bir soğutucu akışkan geri kazanım (recycle) endüstrisiyle, çok daha fazla miktarda akışkan ın 1 dönüşümle kazanılabileceği açıktır ve bu durum, HCFC'lerin üretimine son verildiğ i nde CFC'lere oranla daha uzun süre kullanılabi leceğine işaret etmektedir. Montreal Protokolü, neticede tüm soğutucu gazların atmosfere karıştığı görüşünü temel almıştır. Atmosfere bırakılan gaz miktarının (emisyon oranı4) yaklaşık %25 olduğu 1980'Ier için bu görüş makul sayılabi lir. Montreal Protokolü'nden sonra montaj, devreye alma, çalışma ve devreden çıkarma esnasında oluşabilecek emisyonları, bazı tip TESİSAT DERGİSİ SAYI 49 ...., OCAK2000 86 ~ chillerlerde ortadan kaldırma ve azaltma konusunda büyük ilerlemeler kaydedilm iştir. Atmosfere karışan gazların azaltılması konusundaki diğer bir gelişme ise 1992 yılında, atmosfere bıraktığı gaz oranı yıllık %15'i geçen chillerleriıı tamir edilmesini öngören US. Clean Air Act5'clir (Amerikan Temiz Hava Hareketi). Bugün US. Clean Air Act Örgütü bu talebini, 31.12.92 yılından önce imal edi len techizatların emisyon oranı %10'u; 1992 elen sonra imal edilen techizatların ise emisyon oranı %5'i geçtiği takdirde tamir edilmesi gerektiği şeklinde düzeltmiştir.Benzer şekilde yakın geçmişte büyük bir üreticinin yaptığı ölçümler sonucunda 3000 alçak basınçlı ehillerin atmosfere bıraktığı gaz oranının, yüzde birin yarısından daha az olduğu belgelenmiştir6. Emisyonu 50 katın üstünde azaltan ve kullanım ömürleri boyunca sıfır veya yaklaşık sıfır emisyon sağlayan hermetik kompresörlü chillerler, gerçekten endüstrinin son noktaya yaklaştığı ıı ı göstermektedirler. İşte böyle bir noktada mevcut "mükemmel olmayan" soğutucu akışkanların sürekli olarak kul l an ıl abileceğ i düşünülebili r. Ekipmanlarda emisyonu azaltmaya yönelik çabalar; dizayn, materyal ve aksesuarlarda ela birtakım değişikliklere yol açtı.Bağlantı noktaları azaltıldı . Rakorlu bağlantılar ı n yerini lehimli bağlantılar aldı. Orjinal bağlantıların bozulması durumunda yedek salmastra görevi gören, çift salmastralı bağlantı dizayıılaı-ı geliştirildi . Salmastra ve birleşme noktalarındaki sızıntıyı önleyen conta ve yapıştırıcılar geliştirildi. Olası kaçaklara karşı erken uyarı veren monitör ve cihaz üzerine monteli kontrol sistemleri gelişt irildi. Ekipmanlardaki dizayn değişiklikleri, kaza riskini ve buna bağlı gaz şarjı kaybı riskini etkin bir şekilde azalttı. Özel vanalar sayesinde gaz kaybı olmadan servis yapmak kolay hale ı\\

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=