Süleyman Bulak: 3 Ocak 2000 tarihinde açılışı yapılan Yeni Dış Hatlar Terminali ve Çok Katlı Otopark Binası'nın proje mi marı olarak, bu projenin size gel i ş i nden, tesisin işletmeye açılışına kadar olan sürecin kısa bir özetini yapar mısınız? Tasarlama ve çizim aşamasından mimari uygulama ve yapım aşamalarına geçişin nasıl ve kimler tarafından gerçekleştirildiği hakkında bilgi verir misiniz? Ebru Kantaşı : Yeni Dış Hatlar Terminali, DHMİ (Devlet Hava Meydanları İşletmesi) tarafından açılan mimari proje yarışmasının bir sonucu olarak elde edilmiş bir projedir.Yarışma şartnamesinde yabancı danışman kullanılması zorunluluğu vardı. Ben bunun mantıklı ve doğru olduğuna inanıyorum. Türkiye'de yapılmış böyle büyük kapasiteli bir haval imanı tesisi yok. Böyle bir işletmede, işletme tecrübesi olan bir yabancı danışman kullanmanın avantajları kuşkusuz çokbüyük. Bu projede; Türkiye'de bugüne kadar bir tek Antalya Havalimanı 'nda kullanılan bagaj eşleme sistemleri gibi bir sürü farklı sistem var. Bunların projelendirilmesi için gerçekten bir desteğe ihtiyaç vardı. Dolayısıyla ben ele projede, havalimanı işletmesi konusunda uzman BATC (Brüksel Havalimanı Terminal İşletmesi) ve GMW ile birlikte çalıştım. Yabancı danışmanlarla bu projeyi oluşturduk. Bu bir ekip işidir. Daha sonra, yarışmayı kazandıktan sonra yarışma jürisinin ve DHMİ'nin istekleri doğrultusunda birtakım revizyonlar yapıldı. Proje 1997 yılının Ocak ayında ihaleye çıktı ve aynı yılın Mayıs ayında ihale sonuçlandı. İ haleyi Tepe-Akfen-Vie (TAV) Grubu aldı ve birlikte çalışmaya başladık. Bu dönemde proje üstünde onların bir takım değiştirme ve geliştirme talepleri oldu. Onların isteklerinden konsepti ve projenin ana özelliklerini etkileyemeyecek düzeyde olan la rı nı veya bence ya da idarece uygun bul u nanları bu süreç içinde projeye aktarmaya çal ıştık. Bununla beraber, projenin ana fikrinden sapma veya yarışma şartnamesi gereği istenen özelliklerde değişiklik yapılması önlendi. Kuşkusuz TAV'ın da son derece olumlu önerileri oldu ve bunlar da projeye aktarıldı. "Bizim inşaatta kullandığımız 'tasarla-inşa et' sistemi gerçekten işi yapanların görüşlerinin direkt projeye aktarılması ile uygulama için rahatlatıcı, çok çabuk sonuç alınabilir bir sistem. Ancak, 'tasarla-inşa et' sisteminde gerçekten çok kuvvetli ve profesyonel bir kontrollük teşkilatının olması şart. " Bu dönem sonunda yarışma ve ihale şartnamesi gereği ben, mimari, mühendislik, elektrik ve elektronik uygulama projelerini ve mesleki kontrolünü yapma hakkına sahiptim. Daha doğrusu, yatırımcı firma bunu proje müellifine yaptıracaktı . Fakat o dönemlerdeki görüşmeler i miz sonucu, benim projeyi gerçekleştirmede öngördüğüm, uluslararası anlamda projeyi gerçekleştirmek için gerekli maliyetler ile TAV' ın öngördüğü maliyetler çok çak ışmadı. Yükleniciler bu işin daha makul fiyata yapılabileceğine inandılar. Ben de benim kontrolüm şartı ile uygulama projelerini onların yaptırmasını kabul ettim. Çünkü inan ıyorum ki, uygulama - --- - ---- --------- TESİSATDERGİSİ SAYl49 '=1 0CAK2000 Interview projesinin detay ı na, çok fazla projeyi oluşturmaya yönelik olarak gird iğinizde, bütününün kontrolünü elden kaçırabiliyorsunuz. İşi tamamlamak kaygısı içinde daha objektif bir gözle bakmak mümkün olmuyor. Dolayısıyla ben bunun kontrolünü üstlendim. Bu çerçevede GMW, Fonksiyon Mühendislik, Gürdal Mühendislik ve ENMAR uygulama projelerini yaptılar. Başka birtakım danışman firmalar da vardı. Süleyman Bulak: "Tasarla- i nşa et" yönteminin binaya etkisini, mevcut durum ve genişleme durumunu da dikkate alarak değerlendirir misiniz? Ebru Kantaşı: "Tasarla-inşa et" sistemi yapımcı grup tarafından çok avantajlı bir duruma i şaret ediyor. Ancak, "tasarla-inşa et" sisteminde gerçekten çok kuvvetli bir kontrollük teşki latının olması şart. Başka türlü bu sistem kontrolsüz bir i nşa sistemine, "istediğin gibi yap" manasına dönüşüyor. Bu olmamalı bence. "Tasarlainşa et" gerçekten işi yapanların görüşlerinin direkt projeye akta rı lması ile uygulama için rahatlatıcı, çok çabuk sonuç alınabil i r bir sistem. Ben de buna i nanıyorum . Ancak bu sistem içinde, kesinlikle ve kesinlikle ortaya çıkan ürünü ve yapılacak işi kontrol edecek çok ciddi bir kontrollük teşkilatının, profesyonel bir kontrollük teşkilatının olması gerekiyor. Yani devletin mecburen oraya koyduğu üçbeş kişinin değil, profesyonel, işini bilen bir kontrollüğün olması gerekliliği kesin. Yoksa burada olduğu gibi, "tasarla ve aynı anda inşa et", hatta "inşa et ve tasarla" sistemine dönüşüyor. "Tasarla-inşa et", "sahadakini yap, onu da getir paftaya geçir, tasarlamış ol", şeklinde algılandı. "Tasarla- inşa et", inşa edecek grubun o işi tasarlaması anlamındadır ve böyle kul lanılmalı, böyle yorumlanmalıdır diye düşünüyorum. Bu tür, süratten
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=