Tesisat Dergisi 49. Sayı (Ocak 2000)

Güncel -------~-------------------~genda Şirket patronajı; küçük hisse ile belirli diplomatik oyunlar, entrikalar, hassas denge sağlamalar veya politik baskılarla olabilir ve şirket büyümelerine rastlanırsa da gelişmenin pek sağlıklı olduğu söylenemez. Şirket patronajını sermaye ekseriyetine sahip olma suretiyle ellerinde bulunduran grupların egemenliğindeki şirketlerin sağlıklı gelişme şansları y üksektir. Egemen grubun yararları ile şirket yararları aynı paralelde olmayabilir, çoğu zaman olmamaktadır da. Egemen grup şirket gelişmesini ihracat, pazarlama, ambalaj, parça ve komponent temini, yan sanayi ithalat ve benzeri faaliyetleri, egemen olduğu başka şirketlere kaydırmak ve esas karını tümüyle egemen olduğu başka şirketlerde meydana getirmek için gerekeni yapar. Özellikle halka açık ve sermaye dağılımın ı n çok geniş kitlelere yayılmış olması hallerinin çoğunda şirketlerin başarısızlığa uğramalarının veya batmalarının esas sebeplerini burada aramak yanlış olmaz sanırım. Bu tür şirketlerin sağlıklı gelişmeleri, egemen grup veya kişinin son derece dürüst, namuslu, bilgili, becerikli ve kişisel hırs ve çıkarları şirketinkilerle çakışan idealist bir grup veya kişi olmasına bağlıdır. Ancak, maalesef bu hallerde dahi, bu idealist kişilerin her tür entrika ile patronajdan düşürülmeye çalışıldıkları ve neticede mağlup oldukları ve yerlerini kişisel çıkarlarının gereğini belirli bağışlar dağıtmak suretiyle yerine getirecek gruplara terk ettikleri çok sık görülür. Bu tür şirketlere egemen grupların başarıs ı zlık sonucunda cezalarının iktidardan düşmenin ötesine gitmediği pratik istatistiklerle belirlidir ve egemen gruplar bunu bir tehlike olarak görmezler. Bankaların parası ile şirketin riskine büyük oranda katılmayan grupların egemenliği altındaki şirketlere kredi vermekte kararsız değildirler. Kredi, proje rantabilitesi kadar lokomotif grubun hisse oranı ile yönetim yeteneğine de bağlıdır. Küçükten başlayıp büyüyen şirketlere gelince; durum başlangıçta farklı, sonrasında farklıdır.Küçükten başlayıp büyüyen şirketlerde şirketi kuran; yetenekli, zeki, akıllı, bilgili, fikir üreten, azimli, heyecanlı, hırslı, teşkilatçı, takipçi, şirket içi ve dışında çok iyi ilişkiler kurabilen ve bunların ötesinde çok çalışkan olan kimseler fırsatları iyi değerlendirerek büyürler, gelişirler. Ancak, bu kişi veya grupların egemen oldukları şirketlerin belirli bir büyüklükten sonra sağlıklı gelişmeleri bu grup veya kişilerin profesyonel yönetim bilgi ve becerilerine sahip oldukları oranda mümkündür. Bir benzetişle, büyüyen bir bakkaliyenin süpermarket olabilmesi yönetim metodlarının değişmesine bağlıdır. Bakkaliyeyi kuran ve geliştiren kişinin "ben kurdum, geliştirdim, bu işi benden iyi bilen yok" zihniyetiyle süpermarket işletmeye çalışmasının sonucu işin gerektirdiği yönetim bilgilerine sahip olmadıkça hayal kırıklığı olmuştur ve olacaktır. Büyüyen küçük kuruluşların şirketleşmesinin ana tehlikesi, profesyonel yönetime yer vermemeleri olsa gerek, profesyonel yönetim ile liderlik özelliklerini karıştırmamak gerektiğini, birincisinin eğitim, bilgi, deneyim ile; ikincisinin ise çoğu kere doğuştan ve yaradılıştan kaynaklandığı ve eğitimle geliştiği söylenebilir. Çok kere bu tür şirketler yeni ortak alma veya halka açılma suretiyle sermayelerini arttırırlar. TESİSAT DERGİSİ SAYI 49 -;ıOCAK2000 Sermaye ekseriyetinin bir ana grubun eline geçmemesi ve bölük pörçük hisselerle patronaj hevesine kapılma, eninde sonunda bazı kişileri zengin edebilse de, şirketin sonunun genelde hayal kırıklığı olacağını belirtmek isterim. Sağlıklı gelişmiş ve bir boyutu aşmış bulunan şirketleri bekleyen en büyük tehlike ikinci jenerasyonla başlar. Sağlıklı, gelişmiş ve belirli bir boyutu aşmış bulunan şirketleri bekleyen en büyük tehlike, ikinci j enerasyonla başlar. Ana hisse sahiplerinin ölümü sonucu verasetle dağılan hisseler çoğu zaman varisler arasında güç ve egemenlik savaşlarına, çıkar ayrılıklarına dönüşür. Ülkemiz şirketleri henüz bu deneyimi geçirmiş iseler de işin eşiğinde bulunmaktadırlar. Ana hisse sahiplerinin ölümü sonucu verasetle dağılan hisseler çoğu zaman varisler arasında güç ve egemenlik savaşlarına, çıkar ayrılıklarına dönüşür. Çocuklar, gelinler, damatlar, torunlar, kardeşler, yakın akrabalar, akıl hocaları, danışmanlar ve dalkavukların at oynatacak l arı ikinci jenerasyonun başlangıç arenasında olacak kavgalar, çeşitli gruplar arasında birleşmeler, ayrılmalar, sonuçta şirketlerde egemen bir grubun olgusunu yok edebilecektir. İ şte o zaman şirketleri bekleyen tehlike, yukarıda anlatmaya çalıştığını maddi ve manevi riski tümüyle taşı mayan patronaja salı ip şirketlerin değişmez akibetidir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=