Tesisat Dergisi 47. Sayı (Kasım 1999)

prefabrike yapı önerileriyle proje ücretini üstlerine alırmış gibi görünmeleri, hırsl ı ve bilgisiz mal sahiplerini sevindirmektedir. Bu yolda yapılan gerçekleş-tirmeler sonunda, çatıları çöktüğü gibi, kolonlar ı bile temellere kadar yıkılan, berbat yapı örneklerine, Marmara depreminde bollukla rastlan-maktadır. Binlerce mühendisin çalıştığı, işlerine kimseyi kar ı ştırmaz bir dükal ık yönetimine dönüşmüş olan Karayolları, yabancı inşaat firmaları tarafından yapılan projelere, niçin gözlerini kapayabi lmiştir? Yoksa, çok yoğun trafiğin yaşandığı AdapazarıEskişeh ir yolu gibi yollar dururken, Çeşıne'ye otoyol yapan, yeni GeredeAn kara otoyolunun eski yol-elan daha uzun olabilmesine göz yu-man Karayollarımız, kuruluşu dışın-daki bazı etkilere, çok ınu hassastır? Y ı kımla r ın ciddi bir bölümü, metelikçi mal sahiplerinin, hiçbir ehliyet tahkiki yapmadan ucuz proje yaptırma hırsından kaynaklanmıştır. Öyle firmalar tü remiştir ki yüzyıllardır deprem görmemiş olan yabancı ülkelerden hazır proje ithal ederek Aydın BOYSAN, istisnasız bütün plan kararlarında; politikacıları, gizli-açık çıkarcıları uzaklaştıracak önlemlerin hemen alınması görüşünde. 2.4. Uygulama Bozuklukl arı Depremde hasar ve yıkılma tehlikesi doğurabi lecek olan ikinci kademe; projenin uygulanması, yani yapın ı n uygulamış, mal sahipleri bedava Avrupa projesi diye bu işe sevinmiş ve birinci derece deprem bölgelerimizde bile, üstelik kolon ve kirişleri birbirine bulon ile bağlanan bu narin yapılar gerçekleşmiştir. Statik hesap ve projeleri şartnaıne l erim ize ve deprem düzenine kesinlikle uymayan bu projelerin yüzlercesi, ülkemizde uygu lanmıştır. Son depremde temellerine kadar yık ılarak, yerle bir olan yapıları n bir bölümü, bu örneklerdir. Bu hesap ve projeleri hangi meslek adamlarının üstlerine alarak imzaladığı, hangi resmi makamların ve belediyelerin bu hesap ve projeleri, nasıl olup da tasdik edip uygulamasına olanak tanıdığı, araştırılması gereken yolsuzluklardan birisidir. Üstelik bu tip yapılarda ölenler olduysa, olay cinaı bir mahiyet a l ır. Bu tip yapılara sigortaların da hasar ödemesi, tümüyle saçına olur. Öte yandan uzun yıllardır sürüp giden bu tehlikeli yolsuzluklara mimar ve mühendis meslek odalarını n, hatta üniversitelerin seyirci kalmış olması da, ülkemize özgü garipliklerden birisidir. Öte yandan iyi örgütlenmiş devlet kuruluşl arı nda bile, proje düzenleme ve uygulama konularının doğru yapılacağına inanma duygumuzu sakatlayacak olaylar gerçekleşmiş bulunuyor. Marmara depremi sonunda Adapazarı'na çok yakın bir karayolu üst köprüsünün, perdeleri ve döşeme kirişleri ile iskambil kağıtl arı gibi karayolunun üzerine yıkılmış olması, nasıl açıklanacaktır? Depreme dayanıklı planlanmadığı besbelli olan bu proje, nasıl olup da Karayolları tarafından tasdik edilmiş ve uygulamasına izin verilm iş ve parası ödenmiştir? gerçekleşti ri Imesidir. Projenin doğru uygulanması ve malzemenin doğru seçilmesi, uygulamayı yapacak olan teknik kadronun görevidir. Özellikle en yaygın uygulama alanı olan betonarme yapılarda, önce demirlerin doğru sayıda ve kal ı nl ı kta ve projesinde santimle gösterilen yerlerde kullanılması zorunludur. Öte yandan betonun, tane irilikleri ve özellikleri şartnamelere uygun çakıl, kırma-taş ve kum ile yapılması, çimentonun yeteri kadar konması ve betonun doğru ve yeterince karıştırılarak, teknik şartlar içinde dökülmesi ve sıkıştırılması gerekir. Çok sayıda öyle yapımız vardır ki, betonu sokak ortasına atılan bir kamyon ne idüğü belirsiz çakılın üstüne, çimento torbalarının boşaltılarak, doğru dürüst karı ştırılmadan dökülen ve sık ı ştırılmayan betonlarla yapılm ı ştır. Daha korkunç olay, pek çok yapım ızda, demir ve çimentonun çalınmış olmasıdır. Özel ve resmi her türlü yapı l arı, ruhsat ve projelere, üstelik teknik şartlara uygunluk açısı n dan kontrol yetkisi olan makamlar, ruhsatı vermiş olan belediyelerdir. Bu yetkinin kullanılmaması, resmi yapılarda nispeten ciddi bir kurulu düzen bulunduğu için, önemli tehlike doğurmamaktadır. Ancak, ister büyük ister küçük olsun, özel yapı ların teknik ve ruhsat açısından kontrolünü, hiçbir belediye başaramıyor. Kadrolarının yetenek ve sayı yetersizlikleri, bu görevi ciddi yapmalarına imkan vermemektedir. Ne yazıktı r ki, özel yapıları belediyelerin kontrol etmesi, "işini bilen memurl arın" rastlantısal ziyaretlerine kalmaktadır. Yapıl arı, teknik ve ahlak açısından sürekli olarak kontrol etmesi gereken teknik uygulama sorumlusu mühendis ve ___________ _____ _ _ _ TESİSAT DERGİSİ SAY! 47 _ _ ______ _ _______ _ _ :;ı KASIM'99

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=