Tesisat Dergisi 47. Sayı (Kasım 1999)

Her seçimden sonra bir kat eklenmesine izin verenler, bu politikacılardır. Adapazarı'nda, son belediye seçimlerinden sonra yapılara bir kat daha eklenmesi iznini verenler, bu kişilerdir. Adapazarı'ndaki deprem ölümlerinden bir bölümünün katil sorumlusu, bu karara oy verenlerdir. Zamanı ve yeri çok farklı da olsa Taksim-Harbiye arasında, Radyoevi sırasına yıllarca önce yapılmış binalara iki kat daha eklenmesi izninin verilmesi, farklı bir uygulama sayılamaz. 1995 genel şeçimlerinden önce, televizyonlara çıkarak oy aşkına kaçak yapılanmayı teşvik eden hanım başbakanın yaşadığı bir ülkede, imar rantlarının planlama ve ahlak dışı teşviklerle dağıtılması, şaşılası bir olay olmasa gerekir. Büyük şehirlerinin yaklaşık yarısı; kaçak yapılarla, kaçak olmasa bile çalınmış ruhsatlarla biçimlenen bir ülkede, 21 . yüzyıla dünyada eşine rastlanmayan vahşi örneklerle girmekteyiz. Planlama bilgi ve vicdanından, yapı projesi bilgi ve ahlakından kopmuş, üstelik yarısı kaçak yapılarla yüklenmiş şehirlerimiz, başta çirkin politikacıların, sonra ela köşe dönme aşkına tutulmuş toplumumuzun eseridir. Köşe dönmeciler ve çirkin politikacılar, yıkılan yapıların altında öldürülenlerin, katil suçu ortaklarıdır. Çirkin politikacıların köşe dönme örnekleri, toplum bireylerinde çıkar hırsını körüklemekte, böylece 65 milyona ait olan devlet arazisi kaçak yapılarla talan edilmekte ve her yapı, planlama bilgi ve ahlakı dışında eklemelere, kat çıkmalara sahne olmaktadı r. Hele kat çıkma denen olay, mevcut bir arsanın ve binanın üstüne, hiç arsa parası harcamadan elde edilen bir ganimet olduğu için, çok revaçtaElır. Çürük yönetimler yeni kat çıkma izinleriyle halktan aldıkları rüşveti (oy ya da başka çıkar olarak), yeni kat çıkma izinleriyle, sanki geri ödemektedirler. Alt katların ve zeminin yeterli güçle olup olmadı ğı hiç araştırılmadan elde edilen bu ganimetler, halk dalkavuğu politikacıların, sonunda deprem ölümlerine de yol açabilen cinaı mahiyette eylemleridir. 2.3. Planlama Sorunları Yapılarda deprem nedeniyle hasarlara, yıkılmala ra ve felaketlere sebep olacak nedenler, esasta iki sebepten kaynaklanır. "Planlama ve Uygulama". Planlama diye özetlediğimiz proje safhasının başında, zeminin değerlendirilmesi gelir. Önemli ve büyük yapılarda arsanın özel olarak, gerekirse zemin sondajları yapılarak incelenmesi ve zemin mekaniği uzmanı inşaat mühendisleri ile yapı projesini düzenleyecek olan mimar ve inşaat mühendislerinin en yakın çalışma biçimi ile, oraya mahsus çözümleri aramaları, normal ve gerekli yoldur. Bina pla11amasın ı yapacak olan mimarların dayanıklılık sağlamak açısından birinci görevi, yapıyı zaafa uğratmayacak olan düzenli çözümlerle, şımarık gösteri kaprislerine girmeden, statik projeyi yapacak olan inşaat mühendisleri ile işbirliğine girmektir. İnşaat mühendisinin görevi ise, mimari planl amayı zorlama heveslerine girmeden, aksine kendisinin de yaratıcılığını katarak, birlikte çözüm aramaktı r. Mühendisin doğru hesap ve projeleri yapması , bu yolla olası dır. İnşa edildiği zaman dayan ı ksız olacak bir proje ortaya çıktıysa, bu olay inşaat mühendisi ve mimarın, birlikte eh liyetsiz olmalarından doğar. Mesleğinde ehliyeti olan mimar ve mühendisler zıtlaşmalara girmeden, doğru çözümleri bulabilirler. Devlet ve devlete bağlı kuruluşlar, yapılarının projelerini, genelde düzgün meslek kişilerine yaptırmakta ve uygulamayı kontrol etmektedirler. Deprem koşu llarının planlama ve uygulama açısından şartnamelerimize geçirilmesi çok eski yıllara dayanıyor. İlk dikkat ve önlemler, 1939 Erzincan depremi etkisiyle başlamıştı. Yapı projeleri yapılırken deprem etkileri, önceleri şenel bilgilerin gösterdiği sayılarla hesaplanırdı. Yönetmeliklerimize ilk geçişi, ·ı 967 Adapazarı ve 1970 Gediz depremlerinden sonraki uzun tartışmaların peşinden ve 1975 yılında olmuştur. Bayındırlık Bakanlığı'nın düzenlediği "Afet Bölgelerinde Yapılaca!< Yapılar Hakkında Yönetmelik" ·ı 998 yılının başında yürürlüğe girmiş bulunuyordu. Bu yönetmelik, ifadesi biraz karışık olmakla birlikte, dünyadaki en iyi örneklerden birisiydi. Ancak bir kuralın mükemmel olması yetmiyor. Uygulamanın sağlanabilmesi için bilgi, disiplin (elbet yine de ahlak) gerekli. Hem üstelik deprem açısından yönetmeliklerden önce bile yapılarımızdaki deprem tehlikeleri, çok büyük bölümüyle ehil meslek insanları tarafından, bilinen standart mimarlık ve mühendislik bilgileri ile de giderilebiliyordu. Örnekleri, yönetmelikten önce planlanmış ve inşa edilmiş olup da, son depremlerde ayakta kalmış olan yapılardır. Resmi yapılarda mimarlık ve mühendislik proje ücretleri Bayındırlı~ Bakanlığı tarifelerinden esas alınarak düzenlenmekte ve genelde garipleşmeyen ölçülerde ödenmektedir. Oysa özel yapılarda proje ücreti ödemeleri, genelde Tahtakale işi pazarlıklarla saptanmakta ve mal sahipleri ödeyecekleri ücreti, hırslı biçimde aşağıya çekmeye uğraşmaktad ı rlar. Bu pazarlık hırsı, ticaret kökenli yeni sanayicilerde de görülmektedir. Hele bazı firmaların _____ _ _ ____________ TESİSAT DERGİSİ SAYI47 __________________ ~ KASIM"99 1

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=