zorunluluğunu doğurduğu gibi, daha önemiisi toplumsal ah lak şartla r ına ela uymayı zorunlu kılar. konsollarla donatılmasını, doğru bulmamaktadır. Gerçekten de uzun yı llardır sürmekte olan bu anlams ızlığın , hemen giderilmesi zorunludur. Prof. YORULMAZ, proje d üzen leme lerinde , yönetmelikler ve arsalardan doğan düzensizliklerin sonunda, mimari planlamalarclaki dikkat noksanlıklarına işaret ediyor. Rijit olmayan betonarme perdelerden Aydın BOYSAN, yeni kitabı "Yıl:2046 Uzay Anıları" kitabını imzalarken. İlk örnekleri 1946 yılında Zeytinburnu kırsal alanında başlamış bulunan gecekondular mahiyet değ i ştirmiş, bımekan takımının, yani yersiz yurtsuzların tahta ve teneke ile kurdukları barınak l ar olmaktan, doğan plan burulma düzensizliklerinin, taşıyıcı akslar biçim bozukluklarının, kitlelerdeki plan fı rl amaları olan uzun ku l akların, depreme karşı duyarlı yapılar doğurmasını eleştiriyor. Kesit düzensizlikleri olarak ela, zemin katlarda azalan veya ufalan kolon ve perdelere, konsollara oturan kolonlara, işaret ediyor. Prof. YORULMAZ, bu ve benzeri hususları olan yapıların, deprem tarafından cezalandırıldığını düşünüyor. 1.9. Ne olacak? Sıra soruların en önemlisine geliyor. Soru: Ana depremler ve artçı depremlerin halkta yarattığı büyük korku var. Artçı depremlerde kendilerini üst katlardan aşağıya atanlar, kalbi duranlar var. Gelecek zamanda olacak depremler, bu denli korkacak gibi şiddetl i olabilecek mi? Prof.ÜLKER: Aynı bölgede bu yılın depremleriyle ortaya çıkan büyük enerji nedeniyle aynı tahribatı yapabilecek bir deprem, en kötümser tahminle 25-30 yıl daha meydana gelmeyecektir. 6 Richter civarında olabilecek ara depremler, bu tahminin dışı ndad ır. Prof. ÜLKER'in 25-30 yı ll ık süre tahminini, iyimser hatta çok iyimser bulan uzmanlar da var. Ben kendi hesabıma, güvendiğim Prof.ÜLKER'in deyişine inanıyorum. 2.1. Yapılar ve Ahlak 17.8.1999 Marmara Depremi'nden büyük felaketlerin doğuşu, devletin içinden çürütülmesinden kaynakla nıyor. Bu çürüme, çirkin politikacının "devlet babamız değildir" diyerek akıl karıştırmasıyla, bir kademesi daha yaşanan dramatik olaylar dizisidir. Bir milletin, bir devlet kuruluşu çerçevesi içinde yaşatıl a bilm es i için, belirli disiplin şartlarına uyulması gerekir. Bu disiplin şa rtl a rı , kanunlar ve eklerine uymak çoktan çıkmış bulunmaktadır. Artık kaçak yapılar, şehirleşme göçlerinin doğurduğu varoşlarda ve her yerde, rant amacına dönük yerleşmelere dönüşmekte ve bu anlamdaki kaçak yapılar, zamanla çok katlı kaçak apartmanlara dönüştürülmektedir. Bu gelişmeler yetişmiyormuş gibi şehiriçi arsalarda da, plan ve imar yönetmeliği şartlarını delerek çok çeşitl i kaçak yapılar, sahipleri tarafından ge rçe ki eşti riImektedir. Üstelik ruhsatlı bile olsa şehir planları ve imar yönetmeliklerini - şehir yapısı ve mekanların ı , ayaklar altına alan vahşi boyutlarda yapılar, herkesin gözü önünde yükselmektedir. Ruhsatlı olmaları bu yapıların , hak kazandıkları anlamına gelemez. Çünkü bu yapılar şehir geleneklerine, yapısına, kuruluş biçimine saldırı mahiyetinde utanç anıtlarıdır. Örnekler: Dolmabahçe Sarayı'nın bahçesine yapılan ve sırtına abanan Swissair Oteli, daha vahimi, adına Gökkafes denerek yutturulmaya çalışı lan, görkemli yapı ve Boğaziçi'nde Anadolu Hisarı'nın doğusunda inşa edilmiş bulunan yüzlerce konutluk çok katlı apartman bloklarıclı r ki bu yapıların her biri, uygarlığımıza düşürülmüş gölgeler, hatta lekeler olarak sırıtmaktadı r. Ruhsatlı yapılar bile planlama ve vicdan disiplininin dışına fı rlamış örnekleri bunlar olan bir ülkede, böylece halk da bu planlama ahlakı dışı örneklerden etkilenmekte ve aynı marifetleri göstermeye heveslenmektedir. Deprem ölümlerinin önemli bir bölümü ülkedeki çirkin politikacı ahlakı ya da a hl aksızl ı ğ ı nedenlerinden kaynaklanmıştı r. Doruklara yükselmiş bazı çirkin pol itikacı ların çok mütevazı ailelerden gelmişken, birdenbire göz kamaştıracak servet sahibi olmaları, toplum üzerinde ahlak depremlerine yol açmakta ve fiili ölümler, ahlakı ölümleri izlemektedir. Çok üzücüdür ki, kolay söylenen yargılar gibi gözüken bu saptama, hiç çarpıtılmadan gerçekleri yansıtmaktadır. _ _____ _ ___ ________ _ TESİSATDERGİSİ SAYI 47 ___ _ _ ____ _ _ _ ______ ~ KASIM'99
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=