� Dr. Üzeyir GARİH Türkiye'de mevcut sanayi kuruluşlarının %95 'ine yakınının küçük ve orta ölçekli olduğu saptanmıştır. 1980 'lere kadar gümrük duvarları ile korunan sanayimizde, atölye niteliğindeki küçük ve orta ölçekli müesseseler yaşamlarını nispeten rahat birşekilde sürdürebilmişlerdir. Aynı süreç büyük sanayi için de geçerlidir. 1970 'ferde emek yoğun olarak sürdürülen üretim 1980 'ferde makina yoğun durumuna getirilmiş, personel kadroları daraltılmış ve KOBİ dediğimiz yan sanayinin doğmasını sağlanmıştır. 1980'Ierde başlayan liberalizm hareketi, öncelikle durumun ciddiyetini kavrayan büyük sanayiyi, kendisini toparlama zorunluluğu ile karşı karşıya bırakmıştır. Düşük ücretlerin hüküm sürmekte olduğu 1970'Ierde emek yoğun olarak sürdürülen üretim, 1 980'Ierde yeni yatırımlarla makina yoğun durumuna getirilmeye çalışılmıştır. Buna paralel olarak da büyük sanayi, en verimli insanın kendine çalışan insan olduğu görüşünden hareketle, çekirdeğini, yani maaşlı kadrosunu olanağı oranında daraltırken, bilhassa büyük sanayi kuruluşlarına hizmet edecek, verimli bir yan sanayi doğurmak gereksinimini hissetmiştir. KOBİ 'fer devamlı büyüdüklerinden, üretim fazlalığını ihraç etmeleri kaçınılmaz bir hal almıştır. Bu şekilde KOBİ olarak adlandırdığımız küçük ve orta ölçekli modern ve verimli sanayi doğmuştur. Ancak bu kurumlar ekonominin doğal kurallarına uyarak herşeye rağmen • KOBILERDE •• DUNYAYA AÇILMA Kobifpreading Over T/Je World büyümüşlerdir. Büyüdükçe üretim güçleri artmış ve ülke gereksinimini geride bırakmıştır. Bunlar için bugün ihracat kaçınılmaz bir hal almış bulunmaktadır. Ancak KOBİ'lerin bünyesi bunların geniş ihracat ve pazarlama kadrolarını beslemeye uygun değildir. Bu bakımdan branşlarına göre ortak pazarlama ve ihracat örgütlerini kurma zorunluluğu karşısında kalmışlardır. KOBİ'lerin bünyesi geniş ihracat ve pazarlama kadrolarını beslemeye müsait olmadığından, bunlar ortak pazarlama ve ihracat örgütlerini kurmalıdırlar. Aynı branşta olan şirketlerin üretimlerinin tanıtımı, ürünlerinin ayrı ayrı ortak bir katalogda veya fuarlarda ortak pavyonlarda sergilenmeleri suretiyle yapılabilmektedir. Aynı şekilde aynı branşta çalışan KOBİ'ler ihracat için, ortak tanıtım ve ihracat elemanlarını bu kurulacak ortak şirketler içinde çalıştırabilirler. Birbirine rakip şirketlerin de ortak pazarlama ve ihracat şirketleri kurmaları düşünülebilir. Bu taktirde, yapılacak satışın, rakip firmalar arasında önceden saptanacak bir oranda bölüşümü esas olmalıdır. Ancak yasanın yasakladığı tröst veya kartellerin oluşmasına meydan verilmemesine dikkat edilmelidir. ____________________ TESİSATDERGİSİ SAYI46 ___________________ �EKİM'99
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=