Yangında kullanılan uçaklar sırf psikolojik etki için kullanı ldı. Uçaklardan atılan köpük ve su yer seviyesine gelmeden buharlaşıp etkisizleşiyordu. Böyle büyük yangınlarda organizasyonu idare eden kişiye olan güven çok önemlidir. Tüpraş'taki işin uzmanı olmayan bir yetkili oraya gelen farkl ı ekipleri yönlendirmede başarılı olamaz. Öyle ki birçok kişi , idareciye ne kadar güvenebileceğini bilmediği için bazı talimatlara uymadı. Söylediklerimi özetlersem; yangının büyümesinde birinci faktör "yetersiz önlemler"dir. Sistem uluslararası standartlara uygun olarak dizayn edilmelidir. İ kinci faktör ise "organizasyon eksikliğidir. Muhittin TEKMAN: Hem uygulama, hem de bilgilenme açısından bir eğitim eksikliğinden söz edilebilir mi? Abdurahman KILIÇ: Bilgi eksikliği kuşkusuz var, çünkü bilginin sınırı yok. Aslında Tüpraş'taki ekipler kendi alanlarında Türkiye'nin en iyilerinden. Ancak böylesine büyük bir tesis için yeterli değil. Belki bilgileri yeterli, ama ortada önlem ve organizasyon eksikliği var. Muhittin TEKMAN: Sizin verdiğiniz "köpüğün tanklara alttan verilip, yüzeyi kaplamasını sağlayan" sistem örneğinin kullanılmaması bir bilgi eksikliği değil mi? Abdurahman KILIÇ: Bana göre bilgi eksikliği müdahalede değil, ama önlem konusunda var. En büyük eksiklik yangının boyutların ı n tahmin edilemeyerek gerekli yatır ımın yapıl mamasıdır. Belki de olması gerekeni saptamışlar, ama yatırımı ileriye ertelemişler veya "şimdiye kadar böyle bir facia olmadı, yine olmaz" mantığı etkili olmuş. Muhittin TEKMAN: Tesisin özelleştirilme ihtimali yatırım planlarını etkilemiş olabilir mi? Abdurahman KILIÇ: O tip niyetleri ben bilemem. Ama sadece özelleştirilecek yerlerde değil, ülkemizde her yerde yangın önlemi için gereken yatırımlar ölü yatırım olarak görülür. Karşılığı hemen alınamayan yatırımlardır bunlar. Bir de "nasıl olsa yanmaz, Allah korur" gibi bir kadercilik anlayışı vardır insanlarımızda. Bazı şirketlerin yetkilileri, üçüncü dünya ülkesi bakış açısıyla, sistemlerinin "yabancı uzman" görüşüyle yapıldığını gururla söyler. Halbuki o uzmanın yabancı olması yeterli değil, kendi alanı ile ilgili bilgi seviyesi önemlidir. Bu kişiler bizdeki uzmanlardan daha alt seviyede olabilir. Bunların kendi ülkelerinde yapmadıkları birçok hatayı ülkemizde yaptıklarını çok gördüm. Ama bu uzmanların bir avantajı var: yabancı olmaları. Muhittin TEKMAN: Yapılması gerekip de yapılmayan bu yatırımlar hayata geçirilmek istense, karşımıza ne kadarlık bir maliyet çıkar? Abdurahman KILIÇ: Yatırımları değerlendirirken şimdi şöyle bir örneği ele alalım: Tüpraş'ta bir tankta en az 15 bin ton yakıt var. Köpük sistemi kurulduğunda 15-20 tanka hizmet verecek ve bu sistem bir boru ağzıyla beslenebilecek. Yani bir boru çekilecek, bir de pompa konulacak; bu toplam yatırım içinde tahminen %2'yi geçmeyecek bir masraftır. Tüpraş'ta şu an meydana gelen zarar düşünüldüğünde yangın önlemlerinin önemi ve boyutu çok iyi anlaşıl ıyor. Muhittin TEKMAN: Söylenenlere göre Tüpraş'ta 90 milyon dolarlık bir zarar söz konusu. Bu üretim kaybı ve bakım onarım masraflarndan doğan bir zarardır ... Abdurahman KILIÇ: Dediğim gibi bizde yangı n hiç olmayacak varsayıldığından, yangınla ilgili yatırı mlar ölü yatırımlar olarak düşünülür. Halbuki toplam yatırımlar içinde yangın önlemi için yapılan yatırımları çok cüzi bir yer tutuyor. Muhittin TEKMAN: Türkiye'de Tüpraş gibi başka hangi kritik tesisler var? Abdurahman KILIÇ: Tüpraş'tan başlayan ve Dilovası'na kadar uzanan bölgede daha pek çok böyle riskli tesis var. Örneğin Yarımca Tesisleri, Dilovası Tesisleri, Haramidere Tesisleri ve Marmara Ereğlisi'ndeki gaz tesisleri hep riskli yerler, çünkü buralarda yanıcı-parlayıcı maddeler var. Bazılarında biraz önce konuştuğumuz önlem eksiklikleri halledilmiş, ama bir yangı nda, patlamada çok vahim sonuçlar ortaya çıkabilir yine de. Büyük bir olayı kontrol altına alacak, değişik olumsuzlukları giderebilecek sisteme sahip tesisler yok. Belki yeni tesislerde çağdaş, teknolojik önlemler alınıyor, ama eski tesislerde zamanın en iyi teknolojisi kullanılmış olsa bile artık yenilenmesi gerekiyor. Muhittin TEKMAN: Bilgi eksikliği belki burada da ortaya çıkıyor. Teknoloji bilinmiyor. Peki ülkemizde bilgilendirme görevi kimin? Üniversitelerin mi, devletin mi? Devletin tesisleri denetleyen bir denetleme birimi var mı? Abdurahman KILIÇ: Öyle bir denetleme birimi yok maalesef. İtfaiye yetkilileri gidip baktığı zaman bir yangın dolabını yeterli görürler. Otomatik sistemler azdır. Gelişmiş ülkelerde yangın önlemleri çok daha ciddiye alınıyor. Örneğin Japonya'da gördüğüm bir tesiste sabit köpük jeneratörlerinden monitörlü kule sistemlerine kadar her teknik kullanılmıştı. Ama bizde bir su deposu, bir yangın dolabı önlem için yeterli görülüyor. Bu hem yaklaşım şekline hem bilgi eksikliğine dayanan bir yan lışlı k. Gelişmiş ülkelerde bir tesisin faaliyete geçebilmesi için bağımsız bir denetleme kuruluşundan "çalışır raporu" alması gerekir. _ __________________ TESİSATOERGİSİ SAYI45 _______ ___________ ~ EYLÜL'99
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=