INM ■ Prof. Dr. Remzi ÜLKER Çok geniş alanda çok ağır hasara ve can kaybına neden olan Marmara Depremi'nin Türkiye üzerindeki olumsuz etki/eri sürerken, konuyu uzman gözüyle değerlendirmek istedik ve 26 Ağustos 1999, Perşembe günü, Emekli Öğretim Üyesi, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Yapı ve Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi Kurucu Müdürü Prof. Dr. Remzi ÜLKER ile ülkemizin birinci derecedeki deprem kuşağında inşa edilmiş yapıların durumu, yapılması ve dikkat edilmesi gerekli hususlar hakkında bir görüşme yaptık. Konu hakkında Adapazarı, Erzincan, Afyon ve Adana 'daki son dönem depremlerde yaptığı çalışmalarla büyük deneyim kazanmış olan Prof. Dr. Remzi ÜLKER'in görüşleriyle teknik açı dan ve önemli yönleriyle değerlendirerek hazırladığımız aşağıdaki güncel çalışmayı sektörümüzün dikkat ve yararına sunuyoruz. DEPREM KUŞAĞI YAPILARI Türkiye nüfusunun o/o94'ü deprem riski taşıyan alanlar üzerinde yaşamakta. Örneğin Adapazarı şehri Sakarya nehrinin taşıdığı alüvyonların üzerinde kurulmuş. Bu alüvyonların yani zeminin özgül periyodu 0,6-0,8 saniye kadar. Her yapı katı için 0,1 saniyelik peryod şartı dikkate alınırsa, burada yapılacak yapıların en fazla bodrum+zemin+3 normal kat şeklinde olması gerekmekte. Böylece toplam özgül periyod i le yapının toplam özgül periyodu ile Adapazarı zeminin peri yodu arasında yıkı lmaya neden olmayacak bir fark kalmakta. Adapazarı'nda 3 normal katın üzerinde pek çok yapı inşa edilmiş ve bunların çoğu da maalesef bu depremde yıkılmış veya ağır hasar gördü. Birinci derecedeki deprem kuşağında bulunan yapıların kolon ve kirişlerinin yapı içindeki dağılımı ve sayısı, taşıyacağı yük ve momentler bakımından çok önemlidir. Bu nedenle inşaatlar mutlaka inşaat mühendisleri tarafından projelendirilmeli ve kontrol edilmelidir. Ülkemizdeki yapıların, özellikle kırsal kesimdeki yapıların; kalfalar ve hatta yapı sahipleri tarafından inşa edildiği bilinmektedir. Birinci derecedeki deprem kuşağındaki yapıların temel yapısı bir yönlü veya iki yönlü değil, tüm taban alanını kaplayacak şekilde olmalıdır. Bu özellik tek veya çift katlı küçük binalarda tam olarak zorunlu olmasa da, 3 ve daha fazla katlı yapılarda mutlaka aranmalıdır. Betonarmenin demiri maalesef çoğunlukla uygun tipte değildir. İnşaat ustaları ve kalfaları kolayca eğilip, bükülebilen tipteki ST1 denilen tip demiri tercih etmektedirler. Halbuki betonarme için uygun tip ST3A olup, bu demirin üzerindeki yivler beton ile demirin birbirlerini iyice kavramasını sağlamakta, deprem sırasında oluşan sıyrılmalara karşı büyük bir dayanıklılık göstermektedir. İşlevsel özelliğinin bu kadar farklı olmasına rağmen maliyet farkı ise sadece o/o1 0-1 2 kadardır. P"DareipsreMma"c/ı Dergısı 'ııın ayrınıılı ulMJk yer vere/ığı ile ilgili yazıda; yer altındaki "Arap Plakaları" ve 'ı'\vrasya Plakaları"nııı /ıer yıl üç sanıiıııeıre kuzeye doğru ilerlediği, bu ilerlemenin Anadolu'yu itmesi ile 1 O milyon yıllık süreç sonunda iki bin kilometrelik deprem /ıaıtının· oluştuğu yer alıyor. _ ____ _ _____ _ _ _____ TESİSAT DERGİSİ SAYI 44____ _ _ _ _ _ _ _ ________ � AĞUSTOS'99
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=