Tesisat Dergisi 41. Sayı (Mayıs 1999)

1füffii ~ffl4M■ Türkiye ise 1999 yılına bir seçim son rasıncl.:ı ve nıakroekonomik politikalarda önemli bir değişikliğin öngörülmediği bir ortamda girmektedir. Enflasyonl;ı mücadele politikasına devanı edilecek olması iç talepteki yavaşlamanın ela devanı edeceğini göstermektedir. 1999 yılıncl.:ı GSMH büyüıııe hızının o/o3 civarında olacağı progranıkııımıştıı·. İnşaat nıalzenıeleri sanayisinin gelişebi lmesi için yurclunıuzda bina inşaatlarının beklenilen hızcı kJvuşnıası gereklidir. Yurdumuzda yılda 300 bin Jclecli Yurdumuzda yapımcıları, yaptıkları binaların kalitesinden sorumlu tutan yasalar Hammurabi kanunları ndan ileri olıııaclığı gibi birçok yerde o kanunları da aratmaktadı r. Kalitel i inşcıcıt nıalzenıesi üretimi, kaliteli inşaat malzemeleri kullanımı ile ıııünıkündür. Tüketici lerin kararına bırakılan inşaat m.:ılzemeleri genel satış içerisinde azınlıktadır. Bu konuda kararlaştırıcı bina yapımcıları, nıüteahhitlerclir. Onlar da fiyatı ön planda tutarak kaliteli bina ürelnıedikçe, bu sürece olumlu yönde katılam.:ızlar. İyileştirme çalışmalarını kendi başlarına yapmaya çalışan inşaat malzemeleri üreticilerini zor durumda bırakırlar. bulması gereken konut inşacıtın a ve riıilyonu aşan konut açığın.:ı clikk,ıt edersek mevcut konut y.:ıpınıı temposu çok yetersizdir. Bunu teıııiıı için konut üretimini vatcıncl.:ı~­ larımızın erişebileceği hcıle getirebilnıeliyiz . Tabiidir ki bu eriş il ebilirliğin içerisinde parasal tular vcırcl ır. "Yıtrdumuzda inşaat sektörünün gelişmesini tahdit eden Yurdumuzdaki sigorta mevzuatı ela bina yapımının kalitesini iyi l eştirici yönele yeterli değildir. Bina sigortası mecburi olmadığı gibi sigorlJ, tamamlanmış yapıya uygulanbir başka konu: imar yasalarının yetersizliğidü:" Fakat bu tek başına yeterli cleğilclir. Türkiye'de bugün konut sc1hibi ol,ııılcırııı karşılaştıkları aşılmaz bir durunı mevcuttur. Milyarlarca, hall.:ı ·ı O milyarlarca para harcayarak sahip olunan konutların 50 milyon liraya sahip olunan bir elektrikli ev aleti kadar imalatçı garantisi yoktur. Bir elektrikli ev aleti satın alan LCık eLic i kanunlarla satın aldıkları Lirünün üreticisi ve satıcısı karşısında daha iyi korunmaktadır. Bir ev satın alan tüketici ise kaderine razı olmaktan ileri gidemiyor. Her ne kadar konutu Cıreten yapımcı 5 yıl süre ile yaptığı konuttan sorunılu ıutulm,ıkt.:ı ise ele bu ancak kağıt üzerinde kalmakta veya binanın çökmesi gibi çok uçtaki olaylardan farklı yerlerde ça lışıııanıJktaclır. Bir sorun çıktığında vatandaş nıüteahhitini arasa clc1 bulabilse1 Tabii, bu konuda Müteahhitler Birliği'ne ve derneklere çok iş düşmektedir. Bu dernekler makta ve inşaat sırasında sigortJ şirketleri yapıyı denetleme yetkisine sahip olamamaktadır. Binanın depreme dayanımı, y;ıngın.:ı clayanımı, gürültüye dayanımı, ısıtma özellikleri gibi öze lliklerinin değerlendirilmesi yapılmadan salt bina değeri üzerinden yapılan sigorta sağlam elmalarla çürük elmaları karıştırmaktadır. Binaların sigorta primlerinin bina dayanımına ve performansına göre tespit edildiği ve sigorta mecburiyetinin getirildiği Batı ülkelerinde inşaat kalitesi mecburen yükselmektedir. Yalnız inşaat malzemesinin kalitesini Batı'clakine yaklaştırmaya çalışmak tek başına yeterli değildir. Yapı (iretim metotlarını, yapı üretimini denetleyen yasaları ve yapıbrJ veı·ilen üretici garantisi konulzırını ela takip etmemiz ve Bzıtı'claki yöntemlerle buluşturmamız kaçınılnıazdır. üyelerine bu konularda y.:ıplırıııı uygulayabilmelidirler. "Özellikle devletin Bu şartlar altında, 1999 yılında inşazıt sektörünün ve inşazıt malzenıesi üretimlerinin hızlı bir aıtış göstermesini beklemek fazla iyimser olnıakLaclır. Ancak, 1999 yılındJ özellikle seçim sonrası 1 yılı aşkın süredir ertelenen tüketinı ve yatırım taleplerinin bir kısmının realize olacağı, likiditenin artacağı konusundJ biıtakını yzıklJşınılar Şubat ayı sonund,ı gözleııılennıeye başlamıştır. Yurdumuzda klasik yapımcılzır binzı yapımını sadece bir kar nıetJı ulzır.ık gördükleri ve minumunı m,ıliyelle üretip, nıaksiınunı satış fiy.:ıtıyl.:ı satmayı ilke edindikleri sCırece yurclunıuzcla konul ürelinıinin Jt,ık yapması beklenilnıenıeliciir. Üreti len binalarda kaliteli i nş,ı,ıı Güneydoğu Anadolu Bölgesi 'ııde inşaat sektörünü harekete geçirecek yatırımları hızlandıracağı bekfenmelctedü: 11 nıalzenıeleri kullanılmasını sınırl;ıyJn bu olay inşaat nıalzenıeleri sanayisinin ele büyCımesini ve gelişmesini tahdit etmektedir. Çünkü kanunlJr, y,ıpı k.:ılitesini düzenlemekten ve denetlemekten oldukç.:ı uzaktır. Yurdumuzda inşaat sektörünün ge li~ ınesini tJhdit eden bir başka konu; imar yasJl.:ırının yetersizliğidir. Bina yapımı için gerekli formalitelerin çokl uğun,ı ve hJtt;:ı bıktırıcı miktarda olmasına rağmen yapı kalitesinin denetleıııııesi hemen hemen yok gibidir. İnıar yetkileri ve izinlPri lıelecliyelercle kalırnk (izere yapı kalitesi denetimleri belediyeleri ;ı ş m;:ılı ve ulusJIdenetleme şirketlerinin kontrolüne verilııwlidir. Özellikle devletin CCıneycloğu Anadolu Bölgesi'nde inşaat sektörünCı harekete geçirecek yatırımları hızlandıracağı beklen-nıektedir. Bunun yanı sır.:ı, sektörün yıllık trend içinde ağırlıklı ivme kazJndığı MzıyısHaziran ve Eylül-Ekim dönemlerinin bu nedenle önümüzdeki seneye göre daha hareketli geçeceği beklenmektedir. Bu gibi talep azalması yaşanan dönemlerde, firma ların krizden etkilenmelerini minimize etmek için bazı önlenıler almaları kaçınılm azdır. Öz kaynakları müsait olmayan kurulu~IJrııı büyünıeleri işletme sermayesi iht iyJcını büyütmekte ve kuruluşları uygun olnıayaıı şartlarla borçlanmJyJ itmektedir. Taleple doğru orantılı olarak küçülmek, ne kadar saLılıyors.:ı o _ ____________________ TESİSAT DERGİSİ SAYl41 _______________ ____ _ t_ 6 _ 5 _ , MAYIS'99

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=