Ersin AR/OĞLU, Aydın BOYSAN ve Cermiyan SAATÇİOĞLU Sabit sermaye yat ırıml arı da benzer trend içinde, •1997 yılında %12.4 artarken, 1998 yılında %0.8 gerilem iştir. "inşaat sektörü kriz dönemlerinde genelde en çok ve en çabuk etkilenen sektörlerin başında projelerine konu olacak şekilde kamu çalışanlarına lojman ve sosyal tesisler üretmemekte haklıdır. Ancak; hastane, karakol, hapishane gibi hizmet özellikli kamu binaları yapımına olan ihtiyaç ortadayken enflasyonla mücadele etme gerekçe- Bu yatırımlar kapsamında, özel sektör yatı rımlarının dokuz aylık dönemde %2.1 gerilediği ve konut gelmektedir. " yatırımlarındaki düşüşün yanı sıra maki na-teçhizat yatı rımların ı n da gerilediği görülmüştür. 1998 yılında, üretim ve yurt içi talepte azalma ekonomik dengelerin oturtu lması için amaçlanırken, uluslararası krizin derinleşmesi ile yurt dışı talebin de gerilemesi, finansman maliyetlerinin artması üretim ve yurt içi talepteki azalmanın beklenenin üzerinde yukarıda belirtilen rakamlar çerçevesinde gelişmesine yol açmıştır. Ekonomik belirsizliklerin yanı sıra politik belirsizlikler de tüketicinin güvenini olumsuz etkilemiş ve özel tüketim harcamalarının kısılmasına yol açmıştı r. İnşaat sektörü kriz dönemlerinde genelde en çok ve en çabuk etkilenen sektörlerin başında gelmektedir. 1994 yılında yaşanan ekonomik krizin etkileri kalıcı olmuş ve sektörümüzde birçok malzemenin üretimi ancak 3 yıl sonra 1994 öncesi seviyelerine geleb ilmiştir. siyle bunları da ge rçekleşti r e memektedir. Sekiz yıllık eğitim kapsamında yapımı planlanan ve ihaleleri tamamlanan binalara ela mevcut olduğu söylenilen kaynaklar tahsis edilemecliğinclen, eğitim amaçlı bina yapı mı da aksak gitmektedir. Ewelce aylığı binlerce dolara kiracı bulan yapılar, genel kriz ekonomisi içerisinde iş dünyasındaki sarsıntıdan etkilenerek birer ikişer tahliye edilmektedir. Bu durumda kimsenin ticari amaçla işyeri yapması beklenemez. Mevcut faiz oranları devam ettiği sürece kooperatiflerin ve toplu kon utların bitirilmesi de artık bir başka bahara kalmıştır. Kadı ki; toplu konut işi artık yön deği ştirm i ş ve üst gelir sahiplerinin ihtiyaçlarını giderebilecek bir sistem haline dönüşmüştür. Bu şartlar altında 1999 yılına girdiğimiz dönemde, hem Türkiye'nin ekonomik ve politik yapısı, hem de dünyada gözlemlenen gelişmeler, önümüzdeki yı lın da benzer bir şekilde geçeceğini göstermektedir. Uluslararası kuruluşların 1999 yılı 1998 yılında bina inşaatı istatistikleri de bu krizin inşaat sektöründe daha da etkili olduğunu göstermektedir. • 1998 yıl ı 9 aylık dönemde yapı ruhsatı alan bina sayısı 1997 yılına göre %21 .8 azal mıştır. Daire sayısı ise aynı dönemde %15.1 azalmıştır. "IMF ve Dünya Bankası tahminleri dünyadaki büyümenin 1999 'da 1998 ile beklentileri bazı iyimser yaklaşımlar sergilemekle birlikte, önemli riskler içeren senaryoların nasıl gerçekleşeceği yine yıl içınde yaşanacak olaylarla şekillenecektir. 1998 yılına göre daha iyimser olan bu yaklaşımlar, finanaynı olacağı şeklindedir. " • Yapı kullanım izni verilen binaların sayısı yine aynı dönemde %21.8 aza lırken, özellikle konut inşaatları daha büyük darbe alm ış ve daire sayıları %26. 9 azalmıştır. Devlet konut yatırımlarını durdurmuştur. Devlet bir taraftan yeterli özelleşti rme yapamazken, diğer taraftan yeni özel leştirme sal piyasalardaki krizin yarattığı paniğin ortadan kalktığı, ancak ticaret hacimlerinde ve büyüme rakam ları nda krizin etkisinin devam edeceği şeklindedir. IMF ve Dünya Bankası tahminleri dünyadaki büyümenin 1999'da 1998 ile aynı olacağı şeklindedir. ______ _________ _____ TESİSAT DERGİSİ SAYI41 ___ _ ______ _ _ _ ______ - : : , MAYIS'99
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=