Tesisat Dergisi 347. Sayı (Kasım 2024)

58 TESİSAT • Kasım / 2024 işbirliğini kurduk ve çalıştırdık, müştereken sektörde tesis işletmeye alma, verim ölçme, hava kanalları debi ölçüm işleri aldık. Ben şahsen öğrenciliğimde yaşadığım için endüstrinin üniversitelere araştırma projeleri, denetim ve işletmeye alma işleri vermelerinin çok önemli olduğunu, hem öğrencileri iş hayatına hazırlamak hem de kürsülerin araştırma imkânlarına mali destek sağlamanın bilimi geliştirmeye katkı yaratacağına inanırım. Gerek İSKİD’ de gerekse ISKAV’da yaptığım çalışmalarda ülkeme ve sektörüme bir şeyler katma heyecanı içinde çalıştığım için hayatımın en huzurlu yıllarını yaşadım. Dernek ve Vakıftaki çalışma hayatımda kendinden çok yurdunu düşünen ve sektörün kalkınması için fedakarca zaman harcayan ve maddi destek sağlayan dernek ve vakıf yönetim kurulu üyesi dostlarımın mevcudiyeti 55 yıllık meslek hayatımda yaşadığım zorluk, sıkıntı ve haksızlıkları bana unutturdu. Özellikle birlikte çalıştığım başkanlarım Sn. Bedi Korun Bey ile rahmetli Sn. Metin Duruk Bey’in çalışma disiplinlerine ve sistematik çalışma tarzlarına çok iyi uyum sağlamıştım. Sektöre yapmış oldukları çok olumlu katkılardan dolayı ben şahsen kendilerine teşekkürü bir borç bilirim. GENÇLERE TAVSİYELERİM Genç mühendis meslektaşlarıma tavsiyem her şeyden önce meslek ve mühendislik etiğine bağlı kalarak çalışmalarıdır. Müşteriye hakiki ihtiyacına göre alternatif çözümler önererek, müşterinin kendi serbest iradesine göre karar verebilmesini sağlamak onu yanlış yönlendirmemek gerekir. Mesleğin ilk yıllarında sadece çok para kazanmak esas hedef olmamalıdır. Mesleğin ilk 4-5 yılında bir iki firma denenebilir ama sonra kendi çalışma tarzına en uygun firmada uzun yıllar kalabilecek bir şekilde sebat edip yaptığı işi kendi işi gibi görüp firmasına sadakatle bağlanmalıdır. Benim Almanya’da çalıştığım yıllarda gerek işçilerin gerekse mühendislerin firmalardaki çalışma ortalamaları 20-30 yıllar civarındaydı. Bizdeki çalışma süreleri ise çok kısa olmakta; ne mühendisler tam manasıyla tecrübe kazanabilmekte ne de firmalardaki bilgi birikimi sürdürülebilir olabilmektedir. Bu her iki taraf için de zaman israfı demektir. Bana göre firmaların en büyük sermayeleri malzeme, teçhizat, makine fabrika değil insan kaynaklarıdır. Her zaman yeni makine ve teçhizat alınabilir ama firmada çok uzun yıllar çalışmış , tecrübeli ve dürüst, firmasının hafızası haline gelmiş ve adı firmayla birlikte anılan ve firmayı temsil eden insanların değerinin bilinmesi; üst yöneticilerin haksızlıklarına ve özel kaprislerine feda edilmemeleri gerekir. SON OLARAK… Son olarak belirtmek istediğim husus benim Türkiye’deki meslek hayatımın hiçbir safhasında kabul etmediğim mekanik tesisat tasarımına hak ettiği değerin verilmemesidir. Almanlar büyük bir tesisin projesine söz gelimi 1,5 yıl harcayıp, tesisi 1 yılda işletmeye alıyorlarsa, bizde ise gerekli doğru doneleri vermeden ve arada veri değişikliği yaparak tasarım bürosundan 3 ayda projenin bitirilmesi istenir. Ama sonra yapılan uygulama ile proje arasında dağlar kadar fark olur. Proje müellifinden ayrıca shop drawing’leri de sonra bila bedel yapması istenir. Şantiyede yapılan palyatif, masraflı sözüm ona çözümlerle tesis ancak 2 yıl sonra işletmeye alınabilir. Birçok projenin ‘as built’ resimlerini bulamazsınız. Sonunda proje müellifi, kendisinin bilgisi dışında çok değişiklik yapıldığı için proje garantisinden ve sorumluluğundan haklı olarak kaçınır. Uygulayıcı müteahhit ise mimariye, inşaata veya elektrik işlerine, veya değiştirdiği projeye bahane bularak işin içinden sıyrılmaya bakar. Tabi ki yatırımcı mal sahibi olduğu için, bu karmaşaya kendi sebep olduğu halde kendinde hiç bir hata bulmaz. Yaptığı işin önemini tam bilmeyen ve her disiplinden uzman müşavir angaje etmeyip masraftan kaçınan yatırımcı aslında eğer tesisi kendi kullanmayacaksa en kısa zamanda onu başkasına satıp külfeti yeni sahibine yıkar. Binasına konut veya ofis olarak başlayıp sonradan ortamı uygun bularak onu hastaneye çeviren yatırımcıları da çok gördük. Herhangi bir binanın önce mimari projesini yaptırıp sonradan ona mekanik tesisat yaptırmak yanlıştır. Mimar mutlaka mekanik tesisat proje bürosu ile uygulanacak mekanik sistem hususunda antant kaldıktan sonra detay projelere geçmelidir. Artık, zamanımızda yapılacak binaların klima tesisatlarının mahallerdeki hava hareketlerinin ve sıcaklıklarının simülasyon veya laboratuvar çalışmaları ile tespitini yapmadan çizimlerine girişmek doğru bir yöntem olarak görülmüyor. Bir tesisin 15-20 yıllık ekonomik ömrü göz önüne alınarak yapılacak ‘Life Cycle Cost’ (ömür boyu toplam maliyet) değerlerinin ancak tesisin enerji ve amortisman maliyetlerinin programlarla hesaplanmalarından sonra objektif olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla bir tesisin maliyetini sadece ilk yatırım masrafları ile ele alıp en düşük alternatifi seçmek zamanı geçmiştir. Artık, daha teknik maliyet hesapları aşamasına geçmiş bulunuyoruz. Üreticilerin ürünleri için CE gibi mecburi, Eurovent gibi isteğe bağlı sertifikaları almak ve bunları sürdürebilmek büyük çalışma ve mali külfet demektir. Dolayısıyla ürün yelpazesini sertifika maliyetlerini yürütebilecek kadar hesaplı seçmek zorunluluğu doğmuştur. Yurt dışında sertifika almak zor ve maliyetlidir. Onun yerine sektör, TÜRKAK’a akredite laboratuvarlarla, Üniversitelerle, TÜBİTAK’la, Eurovent ve TÜV gibi kuruluşlarla anlaşmalar yapmaya çalışarak; deneylerin Türkiye’deki akredite laboratuvarlarda daha uygun maliyetlerle yapılabilmesini ve bu şekilde sertifikasyon maliyetlerinin düşürülebilmesine çalışmalıdır. n BAŞARI ÖYKÜLERİ

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=