66 TESİSAT • Eylül / 2024 MAKALE nemli toprağa daldırılmış kısmıyla açık havada kalan kuru kısmı arasında enerji farkı bulunur. Aynı metalin iki bölümü arasındaki bu enerji farkından dolayı da galvanik korozyon oluşur. Yukarıdaki Galvanik Seri Tablosu’nda metallerin “deniz suyu içindeki” aktiviteleri sıralanmaktadır. Metallerin galvanik voltaj değerleri, her elektrolit çözeltisi için farklı olur. Dolayısıyla sıralama değişebilir. Eşanjördeki Korozif Koşullar Eşanjörün dış ve iç yüzeylerinin işlevi ve dolayısıyla karşı karşıya kaldıkları koşullar farklıdır. Bu koşulları ayrı ayrı inceleyelim: Eşanjörün Dış Yüzeyindeki Korozif Koşullar: Daha önce söylediğimiz gibi eşanjörün dışı, baca gazına ve gazın içindeki su buharının yoğuşması nedeniyle oluşan su damlacıklarına maruz kalır. Bu damlacıkların her biri aslında birer karbonik asit çözeltisidir. Çünkü su buharı ile karbondioksit birleşerek karbonik asit oluşturmuşlardır. İşte asidik karakterdeki bu suyun, ısının da olduğu ortamda galvanik korozyon, çukurcuk korozyonu ve çatlak korozyonu üretme potansiyeli çok yüksektir. Eşanjörün İç Yüzeyindeki Korozif Koşullar: Kazan suyunun içinde çözünmüş halde olan kireç, en sıcak bölüm olan kazanın eşanjöründe çökelir. Yoğuşmalı kazan eşanjörlerinin su içeren hacimleri, konvansiyonel kazanlara göre yaklaşık 10 ile 20 kat daha küçüktür. Dolayısıyla çökelen kireç, konvansiyonel kazana kıyasla çok daha küçük olan bir hacimde birikir. Yani yoğuşmalı kazanlar konvansiyonel kazanlara kıyasla kirece çok daha hassastır. Kireçlenmeyi önlemenin en ekonomik ve pratik yolu, suyun yumuşatılarak içindeki kireçten arındırılmasıdır. Fakat yumuşak suyun elektriksel iletkenliği, normal/sert suya göre daha fazladır. Bu durumda, daha iletken hale gelen yumuşak kazan suyunun sebep olacağı galvanik reaksiyon, normalden daha hızlı olacaktır. Sonuç olarak yoğuşmalı kazan eşanjörünün içi de dışı gibi korozyon açısından zor koşullar altındadır. Şöyle ki; • Kireçten dolayı tıkanmayı engellemek için su yumuşatılmaktadır. • Halbuki yumuşatılan su, iletkenliği arttırdığı için galvanik korozyon daha da hızlanmaktadır. Eşanjör Çeşitleri Paslanmaz çelik ve alüminyum, maliyet açısından kabul edilebilir olduğu için yaygın olarak kullanılan iki metaldir. Hem dış yüzeyden hem de iç yüzeyden korozif koşullara maruz kalan eşanjörün söz konusu çalışma şartlarındaki davranışları, alüminyum ve paslanmaz çelik olmasına göre çok farklı şekilde ortaya çıkar. Alüminyum Eşanjör: Yoğuşmalı kazan eşanjörü olarak, alüminyumun magnezyum ve silisyum içeren alaşımı kullanılır (AlMgSi). Bu alaşımdaki magnezyumun görevi, alüminyumdan da daha hızlı bir şekilde oksitlenmek ve ana alaşım kütlesinin yüzeyini magnezyum oksitten oluşan bir film tabakasıyla kaplayarak galvanik korozyona karşı dayanıklılık sağlamaktır. Silisyum ise dökülebilirlik özelliklerinin iyileşmesini sağlar. Alüminyum ve magnezyum aslında galvanik korozyon açısından en dayanıksız malzemelerdir. Fakat alüminyum alaşımını korozyona karşı dirençli kılan unsur tam da bu aşırı zayıflığıdır. Çünkü korozyon kolaylıkla ve hızlı başlar, (genellikle) oksijenle bileşik oluşur ve oluşan metal oksitler (Al2O3 veya MG2O3) metalin yüzeyini kaplar. Sonrasında bu tabaka yalıtım görevi görür, alüminyum alaşımındaki korozyonu durdurur ve derinlere doğru ilerlemesini önler. Fakat döküm sırasında alüminyum alaşımının iç ve dış yüzeylerinde gaz boşluklarından kaynaklanan minik oyuklar/ çukurcuklar ile soğumanın dengesiz olmasından kaynaklanan mikro düzeyde çatlaklar oluşur. Dökülen parça eğer kuru bir ortamda iş görecekse, yüzeydeki oyuk ve çatlaklar mukavemet açısından herhangi bir sorun oluşturmaz. Ama eğer parça sulu ortamda, hele de yoğuşma suyu gibi asidik veya yumuşak su gibi yüksek iletkenlikte bir ortamda iş görecekse, hem dış yüzeylerde hem de iç yüzeylerdeki daha önce anlattığımız oyuk ve çatlaklarda çok tehlikeli ve hızla ilerleyen galvanik korozyon
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=