YEŞİL BİNA / GÖRÜŞ 44 TESİSAT • Şubat / 2024 Sürdürülebilir Şehirler İnşa Etmek: ÖZLEM ÖZER Wavin Türkiye Ürün Müdürü İklim değişikliğinin yansımalarının açıkça hissedildiği ve enerji krizlerinin kıtalar arasında yankılandığı bir çağda, kentsel iklim direncini oluşturma zorunluluğu her zamankinden daha yüksek. Dünyanın nüfusu şehir merkezlerine doğru yönelirken, şehirler kendilerini hem kırılganlığın kavşağında hem de değişimin öncüsü olarak buluyor. Sürdürülebilir kentsel yaşam alanları yaratmanın aciliyeti, yalnızca çevresel uyum arzusuyla değil, aynı zamanda gerçeklerin dayattığı sarsılmaz bir gereklilik ve benzeri görülmemiş zorluklarla şekillenen bir gelecekle de vurgulanıyor. Sürdürülebilir Şehirlere Olan İhtiyaç: Kentleşmenin hızlı yükselişi çağımızın yadsınamaz bir gücüdür. 2050 yılına gelindiğinde insanlığın yaklaşık %70’inin kentsel alanlarda yaşaması, bunun da kaynaklar, altyapı ve ekosistemler üzerinde benzeri görülmemiş bir baskı oluşturması öngörülüyor. Bu genişleyen şehir manzaralarında alan ve yaşam talebi, ekosistemleri kuşatma altına alıyor, karbon emisyonlarını hızlandırıyor ve kentsel ısı adası etkisini yoğunlaştırıyor. Dolayısıyla sürdürülebilir şehirler yaratmak uzak bir ideal değil; sınırlı kaynaklarla ve iklimsel belirsizlikle boğuşan bir gezegen için tartışılamaz bir cankurtaran halatıdır. Türkiye’de Enerji Krizi: Sürdürülebilirlik konusu Türkiye için çok yeni bir konu olmakla beraber büyük şirketlerin ve devletin bu konuyu sahiplenmesi ile gündemdeki önemli yerlerden birini kaplamaktadır. Fakat dünyaya göre hala uygulamalar açısından geri kalmaktayız. Yenilebilir enerji kullanımı, karbon emisyonun azaltılması, yağmur suyu depolama gibi pek çok konu gündemde. Özellikle su konusunda kriz artık haberlerde. Türkiye, sanılanın tersine, su zengini bir ülke değildir. Artan nüfusu, gelişen ekonomisi ve büyüyen kentleriyle Türkiye, “su fakiri” olma yolunda ilerlemektedir. WWF Türkiye ve HSBC’nin hazırladığı “Türkiye’nin Su Riskleri” raporuna göre Türkiye, sanılanın tersine, su zengini bir ülke değildir. Hâlen, kişi başına düşen 1.519 m³’lük su miktarı ile “su sıkıntısı çeken” bir ülke kabul edilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK), Türkiye nüfusunun 2030 yılında 100 milyona ulaşacağını öngörmektedir. Bu durumda, kişi başına düşen su miktarının 1.120 m³/yıl olması beklenmektedir. Diğer bir deyişle, artan nüfusu, gelişen ekonomisi ve büyüyen kentleriyle Türkiye, “su fakiri” olma yolunda ilerlemektedir. Wavin’in Hedefi: 4 Madde ile İklim Krizine Dayanıklı Şehirler Üretmeye Yardımcı Olmak Wavin olarak amacımız, sürdürülebilir bir kentsel gelecek yaratmaya yönelik sarsılmaz bir bağlılıktır. Bu adanmışlık, amacımızı tanımlayan ve tüm çabalarımızı tam bir kararlılıkla aşılayan dört maddeye ayrılmıştır. Bu 4 madde daha iyi tesisat ve hijyen koşulları, güvenli ve verimli su temini, iklim değişikliğine dirençli şehirler inşa etmek ve daha iyi bina performansı sağlamaktır. Güvenli su, sanitasyon ve hijyen sayesinde canlılıkla gelişen, refahı mimari planımızla iç içe geçiren şehirler oluşturmaya yardımcı oluyoruz. İkliİklim Değişikliği ve Enerji Kriziyle Yüzleşmek
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=