Tesisat Dergisi 328. Sayı (Nisan 2023)
56 TESİSAT • Nisan / 2023 G üneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki birçok şehrimizi yıkıma uğratan deprem afeti sonrasında, depreme dayanıklı bina konusu gündemde tekrar tartışılmaya başlandı. Afet bölgesinde yeniden inşa edilecek konutlar kadar, diğer risk taşıyan bölgelerdeki kentsel dönüşüm çalışmaları da masaya yatırıldı. Yaşa- dığımız deprem bizlere, binalarımızı gerek zemin etüdü ve projelendirme- leri gerekse yapı elemanlarıyla birlikte eksiksiz ve güçlü bir şekilde inşa etme- mizin önemini bir kez daha hatırlattı. Bu noktada, enerji tasarrufu için vazgeçilmez olan yalıtım uygulamaları- nın, aynı zamanda binaların depreme dayanıklılıklarını korumak gibi önemli bir görevi daha üstlendiğini belirtme- miz gerekiyor. Binalarda uygulanan radye temel, tünel kalıp taşıyıcı sistem, yüksek beton dayanımı gibi teknik çözümler kadar, kritik noktalarda kullanılan yalıtım ürünleri de binala- rın depremlerde ayakta durması için gereken öncelikli unsurlar arasında yer alıyor. Binaların dayanımının uzun yıllar ilk günkü gibi korunması için binaları dış etkenlere karşı koruma- mız şart. Dolayısıyla binalarımızın depreme dayanıklı olması amacıyla almamız gereken önlemlerden biri, doğru şekilde hesaplanan ve nitelikli malzeme ve işçilikle uygulanan ısı ve su yalıtımı... Yalıtım ürünleri, özellikle de binaları depremde ayakta tutan taşıyıcı sistemi koruma altına alıyor. Doğru ve nitelikli yapılan ısı yalıtımı uygulamaları, ısıl farklar karşısında duvarlarda yoğuşmayı, dolayısıyla rutubet oluşmasını engelliyor. Rutubet gözle görülmeyen, bununla birlikte hem hane halkının sağlığına hem de binanın taşıyıcı sistemine zarar veren bir oluşum. Binanın taşıyıcı sisteminde oluşan ve gözle görülmeyen hasarlar, yer sarsıntılarında binanın mukavemetini sağlayamamasına sebep olabiliyor. Ayrıca, özellikle toprak altında suyun bulunduğu bölgelerdeki su yalıtımı doğru yapılmayan binalarda temellerden tüm taşıyıcı sisteme kılcal yollarla ilerleyen su, kolon ve kirişlerin içindeki donatı yani demir iskeleti korozyona uğratıyor. Bu olumsuz durum binanın depreme karşı muka- vemetinin büyük oranda düşmesi ile sonuçlanıyor. Bu kaygı verici tablo, meydana gelecek depremlerde binanın güvenliğinin yok olması anlamına geliyor. Bu nedenle ısı yalıtımı gibi su yalıtımı yaptırmak da tüm binalar için hayati önem taşıyor. Dolayısıyla hem ülkemizin ekonomik anlamda kalkınması hem de binalarımızda enerji tasarrufu sağlayabilmemiz için elzem olan yalıtım uygulamalarının, binalarımızın depreme dayanıklılığında da kritik bir role sahip olduğunu unutmamamız gerekiyor. “Şimdi sıra depreme dayanıklı bina seferberliğinde!” Bilimsel araştırmalar ve tarihi veriler Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini ortaya koyarken, biz- ler de bu gerçeği ömürlerimiz boyunca pek çok kez deneyimliyoruz. En son 6 Şubat’ta merkez üssü Kahramanmaraş olan ve toplamda 11 şehrimizi yıkıma uğratan depremlerle ilgili uzmanların uyarılarını daha önce pek çok kez işittik. Nihayetinde aynı bölgede 9 saat arayla meydana gelen yıkıcı depremlerle son yüzyılın en büyük felaketini yaşadık. Uzmanlar, gelecekte de Marmara Denizi’nin yanı sıra Erzincan ve Bingöl’ün yer aldığı Doğu Anadolu, MURAT SAVCI İzocam Genel Direktörü GÖRÜŞ YALITIM UYGULAMALARI Binalarımızın Depreme Dayanıklılığında Kritik Öneme Sahip
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=